Denizel Bilgiler

post?.Description

Doğal yaşam alanlarından farklı ve uzak ekosistemlere genellikle insan etkisiyle taşınan canlılara yabancı türler denmektedir. Bunlardan hızlı şekilde büyük popülasyon oluşturan ve aynı zamanda insan sağlığına ya da ekosisteme olumsuz etkilerde bulunanlar istilacı tür olarak adlandırılmaktadır. Türkiye kıyılarından bildirilen yabancı türlerin çoğu, Süveyş Kanalı vasıtasıyla Kızıldeniz kökenlidir. 2021 yılında yapılan son çalışmalar, Türkiye denizel yabancı türler listesi güncellemesinde, 404'ü bölgede yerleşik ve 135 tür ziyaretçi olmakla birlikte,18 taksonomik gruba ait toplam 539 tür tespit edilmiştir. Bu çalışmalar 2011 – 2021 yılları arasında listeye toplam 185 yeni yabancı tür eklendiğini göstermektedir.

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

Asterias rubens (Kuzey Atlantik Deniz Yıldızı)
Doğal Yayılış Alanı: Kuzey Atlantik Okyanusu
Türkiye’deki Yayılışı: Türkiye denizlerine gemilern balast suları ile taşındığı tahmin ediliyor. İlk kez 1993 yılında Marmara’da 2003 yılında ise Karadeniz’de görüldü. Marmara Denizi ve Batı Karadeniz kıyılarında yagın olarak görülmektedir.
Etkileri: Bu türün doğal avcısı yok denecek kadar az. Marmara Denizi’nde yerli bir deniz yıldızı türü olan Marthasterias glacialis ile rekabet eder. Deniz dibi ekosisteminde önemli değişikliklere yol açar. Özellikle kara midye yataklarına büyük zarar verir ve bu türe dayalı geçim kaynaklarını olumsuz etkiler.
Büyüme ve Üreme: İlk yılında hızla büyür, ikinci yılında ve 5 cm boya ulaştığında üreme başlar. 14 cm boya sahip bir dişi birey yaklaşık 2.5 Milyon yumurta bırakabilir.
Yaşam Alanı: Değişen tuzluluk ve sıcaklıklara uyum sağlar. Kumlu, çamurlu, kayalık dipli ortamlarda yaşar.
Beslenme: Etoburdur. Midye, istiridye ve diğer çift kabukluklar, derisi dikenlileri de kapsayan geniş bir beslenme skalası vardır. Marmara ve Karadeniz kıyılarında bölgenin yerli türü olan Kara Midye stoklarının azalmasına neden olmaktadır.
Görününüşü: Vücut renkleri kavuniçi, kahverengi, kiremit kırmızısı ve krem renkleri arasında değişir. Üzeri küçük ve dağınık, beyaz dikenler ile kaplı 5 adet kola sahiptir. Dikenler orta hatta bir sıra oluşturur.
Mya arenaria (Yumuşak Kabuklu Tarak)
Doğal Yayılış Alanı: subartik Atlantik sahillerinden Güney Carolina’ya kadar olan sahil bölgesinde, Alaska’nın Batı kıyılarından, San Francisco’ya kadar olan sahil bölgesinde, New York limanlarının sığ kesimlerde ve Navesink ve Shrewsburg nehirleri ağzında bulunmaktadır.
Türkiye’deki Yayılışı: Karadeniz havzasına 1960 senesinde Baltık tanker gemilerinin balast suları ile yerleştiği tahmin edilmektedir M. arenaria larvalarının Karadeniz yönünden Ege yönüne akan üst akıntısı (Karadeniz kökenli sular) ile Marmara denizine taşınmış olabileceğini belirtilmektedir. (Artüz,2003) 2003 yılında Marmara Denizi’ne giriş yaptı. Etkileri: M. arenaria’nın larval ve juvenil evrede balık larvaları, denizanaları gibi büyük planktonik organizmaların; daha sonraki yetişkinlik evresinde ise, demersal türlerin besinini olmaktadır. Ayrıca endüstriyel atıkların sebep olduğu ağır metalleri, çok yüksek konsantrasyonlarda biriktirebildikleri tespit edilmiştir.
Büyüme ve Üreme: Kirliliğe karşı oldukça dirençli ve rekabet gücü yüksek olan M. arenaria popülasyon dağılımındaki en önemli etken, ortamın tuzluluk değeridir. Mayıs ve Ekim aylarında olmak üzere, su sıcaklığının 10-20ºC aralığında, senede iki kez yumurta bırakır. Doğal yaşam süreleri ortalama olarak yaklaşık 10-12 sene kadar sürmektedir.
Yaşam Alanı:Kumlu, çamurlu veya kumluçamurlu, kil oranı %50 olan zeminlerde dağılım gösterir.
Beslenme: Beslenmeleri fitoplankton, zooplankton ve bakterilerin sifonları aracılığı ile ortam suyundan süzülmesi şeklinde olur.
Görününüşü: Sert ve kuvvetli bir kabuğa sahip olmayan Mya arenaria beyazdan gri renklere kadar kirli beyaz bir görünüm sergileyen, kırılgan ve ince yapılı bir çift kabukludur.

Asterias rubens (Kuzey Atlantik Deniz Yıldızı) Doğal Yayılış Alanı: Kuzey Atlantik Okyanusu Türkiye’deki Yayılışı: Türkiye denizlerine gemilern balast suları ile taşındığı tahmin ediliyor. İlk kez 1993 yılında Marmara’da 2003 yılında ise Karadeniz’de görüldü. Marmara Denizi ve Batı Karadeniz kıyılarında yagın olarak görülmektedir. Etkileri: Bu türün doğal avcısı yok denecek kadar az. Marmara Denizi’nde yerli bir deniz yıldızı türü olan Marthasterias glacialis ile rekabet eder. Deniz dibi ekosisteminde önemli değişikliklere yol açar. Özellikle kara midye yataklarına büyük zarar verir ve bu türe dayalı geçim kaynaklarını olumsuz etkiler. Büyüme ve Üreme: İlk yılında hızla büyür, ikinci yılında ve 5 cm boya ulaştığında üreme başlar. 14 cm boya sahip bir dişi birey yaklaşık 2.5 Milyon yumurta bırakabilir. Yaşam Alanı: Değişen tuzluluk ve sıcaklıklara uyum sağlar. Kumlu, çamurlu, kayalık dipli ortamlarda yaşar. Beslenme: Etoburdur. Midye, istiridye ve diğer çift kabukluklar, derisi dikenlileri de kapsayan geniş bir beslenme skalası vardır. Marmara ve Karadeniz kıyılarında bölgenin yerli türü olan Kara Midye stoklarının azalmasına neden olmaktadır. Görününüşü: Vücut renkleri kavuniçi, kahverengi, kiremit kırmızısı ve krem renkleri arasında değişir. Üzeri küçük ve dağınık, beyaz dikenler ile kaplı 5 adet kola sahiptir. Dikenler orta hatta bir sıra oluşturur. Mya arenaria (Yumuşak Kabuklu Tarak) Doğal Yayılış Alanı: subartik Atlantik sahillerinden Güney Carolina’ya kadar olan sahil bölgesinde, Alaska’nın Batı kıyılarından, San Francisco’ya kadar olan sahil bölgesinde, New York limanlarının sığ kesimlerde ve Navesink ve Shrewsburg nehirleri ağzında bulunmaktadır. Türkiye’deki Yayılışı: Karadeniz havzasına 1960 senesinde Baltık tanker gemilerinin balast suları ile yerleştiği tahmin edilmektedir M. arenaria larvalarının Karadeniz yönünden Ege yönüne akan üst akıntısı (Karadeniz kökenli sular) ile Marmara denizine taşınmış olabileceğini belirtilmektedir. (Artüz,2003) 2003 yılında Marmara Denizi’ne giriş yaptı. Etkileri: M. arenaria’nın larval ve juvenil evrede balık larvaları, denizanaları gibi büyük planktonik organizmaların; daha sonraki yetişkinlik evresinde ise, demersal türlerin besinini olmaktadır. Ayrıca endüstriyel atıkların sebep olduğu ağır metalleri, çok yüksek konsantrasyonlarda biriktirebildikleri tespit edilmiştir. Büyüme ve Üreme: Kirliliğe karşı oldukça dirençli ve rekabet gücü yüksek olan M. arenaria popülasyon dağılımındaki en önemli etken, ortamın tuzluluk değeridir. Mayıs ve Ekim aylarında olmak üzere, su sıcaklığının 10-20ºC aralığında, senede iki kez yumurta bırakır. Doğal yaşam süreleri ortalama olarak yaklaşık 10-12 sene kadar sürmektedir. Yaşam Alanı:Kumlu, çamurlu veya kumluçamurlu, kil oranı %50 olan zeminlerde dağılım gösterir. Beslenme: Beslenmeleri fitoplankton, zooplankton ve bakterilerin sifonları aracılığı ile ortam suyundan süzülmesi şeklinde olur. Görününüşü: Sert ve kuvvetli bir kabuğa sahip olmayan Mya arenaria beyazdan gri renklere kadar kirli beyaz bir görünüm sergileyen, kırılgan ve ince yapılı bir çift kabukludur.

Mavi Karbon Nedir?
Mavi karbon, kıyı ve deniz ekosistemlerinde depolanan karbondur. En önemli mavi karbon bölgeleri Mangrovlar, gelgit bölgelerindeki tuzlu bataklıklar ve deniz çayırlarıdır. Bu ekosistemler, hem bitkilerde hem de aşağıdaki çökeltide büyük miktarlarda mavi karbonu ayırır ve depolar. Örneğin, deniz çayırlarının bulunduğu alanlarda karbonun% 95'inden fazlası toprakta depolanır.
Okyanuslar gezegenin% 70'ini kaplar, dolayısıyla okyanus ekosistemi en büyük mavi karbon geliştirme potansiyeline sahiptir. Mangrovlar, tuzlu bataklıklar ve deniz çayırları, okyanusun bitki örtüsünün çoğunu oluşturur, ancak karadaki bitki biokütlesinin yalnızca% 0,05'ine eşittir. Küçük ayak izlerine rağmen, yılda benzer miktarda karbon depolayabilirler ve son derece verimli karbon yutuculardırlar.

% 83: Küresel karbon döngüsünün% 83'ü okyanusta dolaşır.
% 2: Kıyı habitatları, toplam okyanus alanının% 2'sinden azını kaplar.
%50: Kıyı habitatları, okyanus çökeltilerinde tutulan toplam karbonun yaklaşık yarısını oluşturur.
“Mavi Karbon” ile ilgili temel endişelerden biri, bu önemli deniz ekosistemlerinin kaybolma oranının, yağmur ormanlarına kıyasla bile gezegendeki diğer tüm ekosistemlerden çok daha yüksek olmasıdır. Mevcut tahminler, yılda% 2-7'lik bir kayıp olduğunu öne sürmektedir; bu, yalnızca karbon tutumu kaybı değil, aynı zamanda iklim, kıyı koruma ve sağlık yönetimi için önemli olan habitat kaybını da ifade etmektedir.

Deniz ormanları ve diğer sulak alanlar, korunduklarında ve yenilendiklerinde, toprakta bulunan organik madde ile etkili bir “karbon lavabo (süzgeç)” olarak görev yapar ve iklim değişikliğinin azalmasına katkı sağlar.
En Önemli Mavi Karbon Tipleri;
Deniz Çayırları; tortu stabilizasyonu, habitat ve biyolojik çeşitlilik, su kalitesinin korunması, besin olarak karbon tutumu dahil olmak üzere ekosistem için önemli habitatlardır. Deniz çayırları, okyanus tabanının yalnızca% 0,1'ini oluştursa da, toplam okyanusal karbon tutumunun yaklaşık% 10-18'ini oluşturmaktadır.

Mavi Karbon Nedir? Mavi karbon, kıyı ve deniz ekosistemlerinde depolanan karbondur. En önemli mavi karbon bölgeleri Mangrovlar, gelgit bölgelerindeki tuzlu bataklıklar ve deniz çayırlarıdır. Bu ekosistemler, hem bitkilerde hem de aşağıdaki çökeltide büyük miktarlarda mavi karbonu ayırır ve depolar. Örneğin, deniz çayırlarının bulunduğu alanlarda karbonun% 95'inden fazlası toprakta depolanır. Okyanuslar gezegenin% 70'ini kaplar, dolayısıyla okyanus ekosistemi en büyük mavi karbon geliştirme potansiyeline sahiptir. Mangrovlar, tuzlu bataklıklar ve deniz çayırları, okyanusun bitki örtüsünün çoğunu oluşturur, ancak karadaki bitki biokütlesinin yalnızca% 0,05'ine eşittir. Küçük ayak izlerine rağmen, yılda benzer miktarda karbon depolayabilirler ve son derece verimli karbon yutuculardırlar. % 83: Küresel karbon döngüsünün% 83'ü okyanusta dolaşır. % 2: Kıyı habitatları, toplam okyanus alanının% 2'sinden azını kaplar. %50: Kıyı habitatları, okyanus çökeltilerinde tutulan toplam karbonun yaklaşık yarısını oluşturur. “Mavi Karbon” ile ilgili temel endişelerden biri, bu önemli deniz ekosistemlerinin kaybolma oranının, yağmur ormanlarına kıyasla bile gezegendeki diğer tüm ekosistemlerden çok daha yüksek olmasıdır. Mevcut tahminler, yılda% 2-7'lik bir kayıp olduğunu öne sürmektedir; bu, yalnızca karbon tutumu kaybı değil, aynı zamanda iklim, kıyı koruma ve sağlık yönetimi için önemli olan habitat kaybını da ifade etmektedir. Deniz ormanları ve diğer sulak alanlar, korunduklarında ve yenilendiklerinde, toprakta bulunan organik madde ile etkili bir “karbon lavabo (süzgeç)” olarak görev yapar ve iklim değişikliğinin azalmasına katkı sağlar. En Önemli Mavi Karbon Tipleri; Deniz Çayırları; tortu stabilizasyonu, habitat ve biyolojik çeşitlilik, su kalitesinin korunması, besin olarak karbon tutumu dahil olmak üzere ekosistem için önemli habitatlardır. Deniz çayırları, okyanus tabanının yalnızca% 0,1'ini oluştursa da, toplam okyanusal karbon tutumunun yaklaşık% 10-18'ini oluşturmaktadır.

Karadeniz
Güneydoğu Avrupa ile Anadolu Yarımadası arasında yer alır. İstanbul Boğazı ile Marmara Denizi’ne bağlanır.

Marmara Denizi
Türkiye'nin Asya ve Avrupa kısımlarını birbirinden ayıran bir iç denizdir. Marmara Denizi İstanbul Boğazı ile Karadeniz’e, Çanakkale Boğazı ile Ege Denizi'ne bağlanır. 

Ege Denizi
Balkan ve Anadolu Yarımadaları arasında, Akdeniz’e bağlı bir denizdir. Kuzeyi karalarla çevrili olan bir denizin güney sınırını Girit ve Rodos adaları oluşturur. Türkiye kısmı Çanakkale Boğazı’ndan Menteşe(Muğla) yöresinin güneyine kadar uzanmaktadır. 

Akdeniz
Kuzeyinde Avrupa, güneyinde Afrika, doğusunda Asya kıtaları ile çevrili dünyanın en büyük iç denizidir. Cebelitarık boğazı ile Atlas Okyanusu’na Süveyş Kanalı ile Kızıldeniz’e bağlanmaktadır.

Karadeniz Güneydoğu Avrupa ile Anadolu Yarımadası arasında yer alır. İstanbul Boğazı ile Marmara Denizi’ne bağlanır. Marmara Denizi Türkiye'nin Asya ve Avrupa kısımlarını birbirinden ayıran bir iç denizdir. Marmara Denizi İstanbul Boğazı ile Karadeniz’e, Çanakkale Boğazı ile Ege Denizi'ne bağlanır. Ege Denizi Balkan ve Anadolu Yarımadaları arasında, Akdeniz’e bağlı bir denizdir. Kuzeyi karalarla çevrili olan bir denizin güney sınırını Girit ve Rodos adaları oluşturur. Türkiye kısmı Çanakkale Boğazı’ndan Menteşe(Muğla) yöresinin güneyine kadar uzanmaktadır. Akdeniz Kuzeyinde Avrupa, güneyinde Afrika, doğusunda Asya kıtaları ile çevrili dünyanın en büyük iç denizidir. Cebelitarık boğazı ile Atlas Okyanusu’na Süveyş Kanalı ile Kızıldeniz’e bağlanmaktadır.