Denizel Bilgiler

post?.Description

Mavi Karbon Nedir? Mavi karbon, kıyı ve deniz ekosistemlerinde depolanan karbondur. En önemli mavi karbon bölgeleri Mangrovlar, gelgit bölgelerindeki tuzlu bataklıklar ve deniz çayırlarıdır. Bu ekosistemler, hem bitkilerde hem de aşağıdaki çökeltide büyük miktarlarda mavi karbonu ayırır ve depolar. Örneğin, deniz çayırlarının bulunduğu alanlarda karbonun% 95'inden fazlası toprakta depolanır. Okyanuslar gezegenin% 70'ini kaplar, dolayısıyla okyanus ekosistemi en büyük mavi karbon geliştirme potansiyeline sahiptir. Mangrovlar, tuzlu bataklıklar ve deniz çayırları, okyanusun bitki örtüsünün çoğunu oluşturur, ancak karadaki bitki biokütlesinin yalnızca% 0,05'ine eşittir. Küçük ayak izlerine rağmen, yılda benzer miktarda karbon depolayabilirler ve son derece verimli karbon yutuculardırlar. % 83: Küresel karbon döngüsünün% 83'ü okyanusta dolaşır. % 2: Kıyı habitatları, toplam okyanus alanının% 2'sinden azını kaplar. %50: Kıyı habitatları, okyanus çökeltilerinde tutulan toplam karbonun yaklaşık yarısını oluşturur. “Mavi Karbon” ile ilgili temel endişelerden biri, bu önemli deniz ekosistemlerinin kaybolma oranının, yağmur ormanlarına kıyasla bile gezegendeki diğer tüm ekosistemlerden çok daha yüksek olmasıdır. Mevcut tahminler, yılda% 2-7'lik bir kayıp olduğunu öne sürmektedir; bu, yalnızca karbon tutumu kaybı değil, aynı zamanda iklim, kıyı koruma ve sağlık yönetimi için önemli olan habitat kaybını da ifade etmektedir. Deniz ormanları ve diğer sulak alanlar, korunduklarında ve yenilendiklerinde, toprakta bulunan organik madde ile etkili bir “karbon lavabo (süzgeç)” olarak görev yapar ve iklim değişikliğinin azalmasına katkı sağlar. En Önemli Mavi Karbon Tipleri; Deniz Çayırları; tortu stabilizasyonu, habitat ve biyolojik çeşitlilik, su kalitesinin korunması, besin olarak karbon tutumu dahil olmak üzere ekosistem için önemli habitatlardır. Deniz çayırları, okyanus tabanının yalnızca% 0,1'ini oluştursa da, toplam okyanusal karbon tutumunun yaklaşık% 10-18'ini oluşturmaktadır.

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

USKUMRU
Uskumru Balığı, Görüntü itibari ile füzeyi andırır. Derisi zar gibi olup sırt tarafı koyu yeşil renkte ve çizgiler barındıran bir balık türüdür. Uskumru balığının gözleri kolyoza göre daha ufak bir tür olup ağırlığı ortalama 125 gram civarındadır. Göçmen bir balık türü olan uskumru balığının bilimsel olan Latince ismi ise Scomber scombrus'tur. Eti kırmızı renkte olup orta sularda yaşamaktadır. Yağlı olduğu dönemlerde ızgarada çok lezzetli olan ülkemizde çok fazla tüketilen ekonomik bir balık türüdür.
Ekolojik Özellikleri:
Ülkemizde yaz aylarında Karadeniz de çok fazla görülerek üreyen bir balık türüdür. Bu balık türünün yaşam alanı oldukça fazladır. Okyanus da fazlaca görülen uskumru balığı Japonya da, Kuzey denizler ile Kuzey Amerika sahillerinde bulunmaktadır. Çoğunlukla ekim ayının sonunda Marmara denizine göç eden ve kış aylarında bu bölgede burada barınan uskumru balığı ekonomik açıdan oldukça değerlidir. Ülkemizde göç balığı olan uskumrugiller Çanakkale üzerinden Ege ve Akdeniz sularına göç eder. Buradan Marmara'dan geçerek bir daha Marmara denizine gelmezler. Bu bölgelerde avlanma az olmasından dolayı boyları 60 santimi bulmaktadır. Denizlerde boyları ortalama 25 santimi bularak en fazla bu kadar büyümektedir. Bunun temel nedeni hatalı avlanma teknikleri, av yasaklarına uyulmaması ve yunus ile köpek balığı türlerinin uskumrular ile beslenmesi nedeniyledir.
Özellikle Marmara ve Karadeniz de yakalanan uskumruların lezzeti Okyanus da yaşayan uskumrular dan daha fazladır. Bunun temel nedeni bizim denizlerimizdeki tuz oranının, okyanusa nazaran daha az olmasından kaynaklanmaktadır. Uskumru balığı Karadeniz bölgesinde tutulduğu zaman kurutularak çiroz şeklinde tüketilmektedir. Karadeniz sularında bu balığın daha yağlı olması nedeni ile kurutularak uzun vadeli tüketilmesi sağlanmıştır. Ülkemizde balık ticareti yapan kişilerin 20 cm. altında olan uskumrular tutulduğu taktirde 1380 sayılı su ürünleri kanunu gereğince para cezası uygulanmaktadır.
Bu balık türü bitki ve meyve tohumları ile beslenmektedir. Bunun yanı sıra bir çok balık türünün yumurtalarını tükettiği görülmüştür.

USKUMRU Uskumru Balığı, Görüntü itibari ile füzeyi andırır. Derisi zar gibi olup sırt tarafı koyu yeşil renkte ve çizgiler barındıran bir balık türüdür. Uskumru balığının gözleri kolyoza göre daha ufak bir tür olup ağırlığı ortalama 125 gram civarındadır. Göçmen bir balık türü olan uskumru balığının bilimsel olan Latince ismi ise Scomber scombrus'tur. Eti kırmızı renkte olup orta sularda yaşamaktadır. Yağlı olduğu dönemlerde ızgarada çok lezzetli olan ülkemizde çok fazla tüketilen ekonomik bir balık türüdür. Ekolojik Özellikleri: Ülkemizde yaz aylarında Karadeniz de çok fazla görülerek üreyen bir balık türüdür. Bu balık türünün yaşam alanı oldukça fazladır. Okyanus da fazlaca görülen uskumru balığı Japonya da, Kuzey denizler ile Kuzey Amerika sahillerinde bulunmaktadır. Çoğunlukla ekim ayının sonunda Marmara denizine göç eden ve kış aylarında bu bölgede burada barınan uskumru balığı ekonomik açıdan oldukça değerlidir. Ülkemizde göç balığı olan uskumrugiller Çanakkale üzerinden Ege ve Akdeniz sularına göç eder. Buradan Marmara'dan geçerek bir daha Marmara denizine gelmezler. Bu bölgelerde avlanma az olmasından dolayı boyları 60 santimi bulmaktadır. Denizlerde boyları ortalama 25 santimi bularak en fazla bu kadar büyümektedir. Bunun temel nedeni hatalı avlanma teknikleri, av yasaklarına uyulmaması ve yunus ile köpek balığı türlerinin uskumrular ile beslenmesi nedeniyledir. Özellikle Marmara ve Karadeniz de yakalanan uskumruların lezzeti Okyanus da yaşayan uskumrular dan daha fazladır. Bunun temel nedeni bizim denizlerimizdeki tuz oranının, okyanusa nazaran daha az olmasından kaynaklanmaktadır. Uskumru balığı Karadeniz bölgesinde tutulduğu zaman kurutularak çiroz şeklinde tüketilmektedir. Karadeniz sularında bu balığın daha yağlı olması nedeni ile kurutularak uzun vadeli tüketilmesi sağlanmıştır. Ülkemizde balık ticareti yapan kişilerin 20 cm. altında olan uskumrular tutulduğu taktirde 1380 sayılı su ürünleri kanunu gereğince para cezası uygulanmaktadır. Bu balık türü bitki ve meyve tohumları ile beslenmektedir. Bunun yanı sıra bir çok balık türünün yumurtalarını tükettiği görülmüştür.

Moda ve tekstil sektörünün pipeti “askılar”

Kullanılan askıların %80'i plastik,⠀
Dünya genelinde her yıl 8-10 milyar askı satılıyor ve yalnızca %15'i geri dönüştürülüyor.
İngiltere'de her yıl 954.6 milyon plastik askı üretiliyor. Bu, Big Ben'in yüksekliğinin 4 milyon katı.⠀
Üretilen plastik askıların 82,6 milyonu online siparişler ile gönderiliyor. Bu da Amsterdam’dan New York’a kadar mesafeye eşit.
İngiltere'de yılda 100 milyon plastik askı ve ABD'de ise bir günde 15.5 milyon plastik askı atılıyor yani yaklaşık yılda 8 milyar adet.
Genellikle askılar genleşmiş polistiren veya polikarbonat plastikten yapılıyor, yani üretiminde fosil yakıtlar kullanılıyor.
Çöplüklerde parçalanan askılar benzen ve bisfenol A (BPA) nın yeraltı sularına sızmasına neden oluyor. ⠀
Plastik askıların “parçalanması” 800-1000 yıl sürüyor.

Peki bu kadar fazla miktarda üretilen ve çoğu zaman kullanılmadan atılan askıların azaltılması için neler yapılabilir?
👉🏻 Askı ile satış yapan firmalar, geri dönüştürülmüş kağıt/plastik askılar kullanabilir.
👉🏻Daha az ürün satın alınarak, fazla üretimin önüne geçilebilir.
👉🏻Artık ihtiyacımız olmayan askılarımız “atmak” yerine, ihtiyacı olan arkadaşlarınıza, yardım mağazalarına, kuru temizlemecilere vb. gibi yerlere verilebilir.

Birleşmiş Milletler 2018 verilerine göre, her yıl okyanus ve denizlerimize 13 milyon ton plastik karışıyor. Deniz canlıları ve ekosistem üzerinde ciddi tahribatlara, yaralanmalara ve ölümlere neden oluyor.

Moda ve tekstil sektörünün pipeti “askılar” Kullanılan askıların %80'i plastik,⠀ Dünya genelinde her yıl 8-10 milyar askı satılıyor ve yalnızca %15'i geri dönüştürülüyor. İngiltere'de her yıl 954.6 milyon plastik askı üretiliyor. Bu, Big Ben'in yüksekliğinin 4 milyon katı.⠀ Üretilen plastik askıların 82,6 milyonu online siparişler ile gönderiliyor. Bu da Amsterdam’dan New York’a kadar mesafeye eşit. İngiltere'de yılda 100 milyon plastik askı ve ABD'de ise bir günde 15.5 milyon plastik askı atılıyor yani yaklaşık yılda 8 milyar adet. Genellikle askılar genleşmiş polistiren veya polikarbonat plastikten yapılıyor, yani üretiminde fosil yakıtlar kullanılıyor. Çöplüklerde parçalanan askılar benzen ve bisfenol A (BPA) nın yeraltı sularına sızmasına neden oluyor. ⠀ Plastik askıların “parçalanması” 800-1000 yıl sürüyor. Peki bu kadar fazla miktarda üretilen ve çoğu zaman kullanılmadan atılan askıların azaltılması için neler yapılabilir? 👉🏻 Askı ile satış yapan firmalar, geri dönüştürülmüş kağıt/plastik askılar kullanabilir. 👉🏻Daha az ürün satın alınarak, fazla üretimin önüne geçilebilir. 👉🏻Artık ihtiyacımız olmayan askılarımız “atmak” yerine, ihtiyacı olan arkadaşlarınıza, yardım mağazalarına, kuru temizlemecilere vb. gibi yerlere verilebilir. Birleşmiş Milletler 2018 verilerine göre, her yıl okyanus ve denizlerimize 13 milyon ton plastik karışıyor. Deniz canlıları ve ekosistem üzerinde ciddi tahribatlara, yaralanmalara ve ölümlere neden oluyor.

Aslan Balığı (Pterois Miles)
Doğal Yayılış Alanı: Hint Pasifik Okyanusu’na özgü yerli bir türdür. İklim değişikliğinin etkileriyle dünyanın birçok yerini istila etmektedir.
Türkiye’deki Yayılışı: İlk kez 2014 yılında İskenderun’da görülmüştür. Doğu Akdeniz ve Ege’de git gide daha fazla yayılmaktadır.
Geliş yolu: Türkiye denizlerine Süveyş Kanalı yoluyla giriş yapmıştır.
Etkileri: Deniz ekosistemini tahrip eder, yerli balık ve omurgasız türleri ile beslenir. Yerel türlerin yavrularını tüketir. Yüzgeç dikenleri zehirli olup, insanlarda ciddi zehirlenmelere ve ölümlere neden olabilmektedir. Tek bir sokma şiddetli ağrı ve şişliğe neden olabilir. Nadirde olsa kalp – dolaşım, kas- sinir sistemlerini aşırı derecede etkileyebilir.
Yaşam Alanı: 1-300 m arası derinliklerde her yaşam ortamına maksimum uyum sağlar. Yaşam süresi ortalama 30 yıldır. Akdeniz'de türü kontrol altında tutacak avcısı yok denecek kadar az.
Çoğalma ve yayılma: Yıl boyunca uygun ortamı bulduğu müddetçe, 4 günde 10-30 bin yumurta yapabilmektedir.
Beslenme: Vücudunun yarısı büyüklüğünde avını yiyebilir. Midesi 30 kat genişleyebilir. 30 dakikada 20 balık yiyebilir. Obur bir balık ve etkin bir avcı
Korunma: Deniz koruma alanlarında orfoz, lagos, köpek balığı gibi doğal predatörleri korunabilir ve birey sayısı arttırılırsa, Aslan balığı gibi istilacı türlerin baskısı azalacaktır. Bilinçli bir şekilde dikenleri temizlendiğinde eti oldukça lezzetli olan aslan balığı ekonomiye kazandırılması önemlidir.
Çevresindeki canlıların beslenmesini ve barınmasını sağlayan, Akdeniz’e endemik olan deniz çayırlarını (Posidona spp.) sararak, gelişimini sınırlayıp, ortamdan yok olmasına neden olmaktadır. Biyolojik çeşitliliği ortadan kaldırdığı
için de Caulerpa taxifolia "katil yosun" adıyla anılmaktadır. Bu su yosununa dokunmanın insan sağlığı için bir zararı yoktur. Bir parçası sökülüp su dışında kalsa bile ılıman, rutubetli bölgelerde bir haftadan fazla hayatta kalabilmektedir. Denize bırakıldığı zamanda gelişimini devam ettirebilmektedir.
Yaşam Alanı: Geniş tuzluluk, sıcaklık ve ışık değişimlerine dayanıklılık gösterir ve Batı Akdeniz’de doğal rakipleri bulunmadığından hızlı bir yayılım gösterir. Türkiye güney batı kıyılarında geniş bir dağılım gösterir. Kıyıdan özellikle 3-40 metreler arasında yoğun doku oluşturmakta, hatta 99 metreye kadar yayılım göstermektedir. Su sıcaklığı 15°C’nin üstüne çıktığında gelişimi hızlanan bu tür, canlılığını kış döneminde yavaşlamış olarak sürdürmektedir.
Yayılma: Caulerpa” denmesinin nedeni budur. Latince, “Caulos”, “eksen” ve sürünmekten gelmektedir. Bu stolon 1m uzunluğa ulaşabilir ve kökleri ile dibe tutunmuştur. Stolonların yapraklar vardır ve bu yapraklarda iğneler ve yaprakçılar bulunmaktadır. Bu uzun yaprak kollara ayrılır ve 5 ile 65 cm uzunluğundadır. Yayılma hızı, yük gemileri ve özel teknelerin gövdelerine yapışarak uzun mesafeler kat etmeleri ya da balık ağları ile farklı bölgelere taşınmaları nedeniyle giderek artıyor. Koparılan, dağılan parçaları yeni koloniler oluşturabiliyor. 
Balon Balığı (Lagocephalus sceleratus)
Benekli Balon Balığı , yabancı istilacı türlerin en zehirlilerindendir.
Doğal Yayılış Alanı: Kızıl Deniz ve Hint Pasifik Okyanusu’na özgü bir türdür.
Türkiye’deki Yayılışı: Türkiye’de ilk olarak 2003 yılında tespit edilen, Akdeniz ve Güney Ege kıyılarında günümüzde yaygın olarak gözlenen Balon Balığı, bilimsel araştırmalarda Karadeniz’de bile rastlanmaya başlamıştır.
Geliş yolu: Türkiye denizlerine Süveyş Kanalı yoluyla giriş yapmıştır.
Etkileri: Akdeniz’ deki en istilacı türlerden biri, deniz ekosisteminde önemli değişikliklere neden oluyor. Yerli türlerin azalmasına, balıkçılığa dayalı geçim kaynaklarını olumsuz etkiliyor. Çenelerinde bulunan keskin dişleri ile av araçlarına zarar verir. İç organ ve kaslarında dünyada bilinen en kuvvetli zehir olan, tetrodotoksin bulunmaktadır. Siyanürden 1200 kat daha zehirli olan bu madde, sinir sistemini felç eder, duyu kaybına, solunum güçlüğüne ve ölüme neden olur. Bilinen bir panzehiri yoktur.
Yaşam Alanı: Akdeniz ve Ege’de doğal avcısı yok kadar az. Kumlu, çamurlu ve kayalık dip ortamlarında yaşar. 50m’yi geçmeyen kıyısal sularda yaygındır.
Beslenme: Etoburdur. Başlıca karides, yengeç, sübye ve kalamarla beslenir.
Korunma: Deniz koruma alanlarında orfoz, lagos, köpek balığı gibi doğal predatörleri korunabilir ve birey sayısı arttırılırsa, Aslan balığı gibi istilacı türlerin baskısı azalacaktır.
Tehlike anında, su yutarak vücudunu büyüklüğünün birkaç katına kadar balon şeklinde genişletir. Katil Yosun (Caulerpa taxifolia)
Doğal Yayılış Alanı: Hint Okyanusu.
Türkiye’deki Yayılışı: 2006 yılında Süveyş Kanalı aracılığı ile İskendurun Körfezine girmiş ve 2010 yılında İzmir Çeşme altı yakında Yolluca Askeri Bölgesinde tespit edilmiştir. 1988’de Fransa, İtalya, İspanya ve Hırvatistan kıyılarına yayılmıştır.
Geliş yolu: 1984 yılında Fransa’da bulunan Monaco Su Altı Bilimleri Enstitüsü’nden kaçtığı bilinmektedir. İskenderun Körfezine ise Süveyş kanalı vasıtasıyla girmiştir.
Etkileri: Caulerpa taxifolia, çok baskın bir tür olduğundan bulunduğu bölgede yaşayan canlılara yaşama şansı tanımamaktadır. Akdeniz sığ su ekosistemi için büyük risk teşkil eder.

Aslan Balığı (Pterois Miles) Doğal Yayılış Alanı: Hint Pasifik Okyanusu’na özgü yerli bir türdür. İklim değişikliğinin etkileriyle dünyanın birçok yerini istila etmektedir. Türkiye’deki Yayılışı: İlk kez 2014 yılında İskenderun’da görülmüştür. Doğu Akdeniz ve Ege’de git gide daha fazla yayılmaktadır. Geliş yolu: Türkiye denizlerine Süveyş Kanalı yoluyla giriş yapmıştır. Etkileri: Deniz ekosistemini tahrip eder, yerli balık ve omurgasız türleri ile beslenir. Yerel türlerin yavrularını tüketir. Yüzgeç dikenleri zehirli olup, insanlarda ciddi zehirlenmelere ve ölümlere neden olabilmektedir. Tek bir sokma şiddetli ağrı ve şişliğe neden olabilir. Nadirde olsa kalp – dolaşım, kas- sinir sistemlerini aşırı derecede etkileyebilir. Yaşam Alanı: 1-300 m arası derinliklerde her yaşam ortamına maksimum uyum sağlar. Yaşam süresi ortalama 30 yıldır. Akdeniz'de türü kontrol altında tutacak avcısı yok denecek kadar az. Çoğalma ve yayılma: Yıl boyunca uygun ortamı bulduğu müddetçe, 4 günde 10-30 bin yumurta yapabilmektedir. Beslenme: Vücudunun yarısı büyüklüğünde avını yiyebilir. Midesi 30 kat genişleyebilir. 30 dakikada 20 balık yiyebilir. Obur bir balık ve etkin bir avcı Korunma: Deniz koruma alanlarında orfoz, lagos, köpek balığı gibi doğal predatörleri korunabilir ve birey sayısı arttırılırsa, Aslan balığı gibi istilacı türlerin baskısı azalacaktır. Bilinçli bir şekilde dikenleri temizlendiğinde eti oldukça lezzetli olan aslan balığı ekonomiye kazandırılması önemlidir. Çevresindeki canlıların beslenmesini ve barınmasını sağlayan, Akdeniz’e endemik olan deniz çayırlarını (Posidona spp.) sararak, gelişimini sınırlayıp, ortamdan yok olmasına neden olmaktadır. Biyolojik çeşitliliği ortadan kaldırdığı için de Caulerpa taxifolia "katil yosun" adıyla anılmaktadır. Bu su yosununa dokunmanın insan sağlığı için bir zararı yoktur. Bir parçası sökülüp su dışında kalsa bile ılıman, rutubetli bölgelerde bir haftadan fazla hayatta kalabilmektedir. Denize bırakıldığı zamanda gelişimini devam ettirebilmektedir. Yaşam Alanı: Geniş tuzluluk, sıcaklık ve ışık değişimlerine dayanıklılık gösterir ve Batı Akdeniz’de doğal rakipleri bulunmadığından hızlı bir yayılım gösterir. Türkiye güney batı kıyılarında geniş bir dağılım gösterir. Kıyıdan özellikle 3-40 metreler arasında yoğun doku oluşturmakta, hatta 99 metreye kadar yayılım göstermektedir. Su sıcaklığı 15°C’nin üstüne çıktığında gelişimi hızlanan bu tür, canlılığını kış döneminde yavaşlamış olarak sürdürmektedir. Yayılma: Caulerpa” denmesinin nedeni budur. Latince, “Caulos”, “eksen” ve sürünmekten gelmektedir. Bu stolon 1m uzunluğa ulaşabilir ve kökleri ile dibe tutunmuştur. Stolonların yapraklar vardır ve bu yapraklarda iğneler ve yaprakçılar bulunmaktadır. Bu uzun yaprak kollara ayrılır ve 5 ile 65 cm uzunluğundadır. Yayılma hızı, yük gemileri ve özel teknelerin gövdelerine yapışarak uzun mesafeler kat etmeleri ya da balık ağları ile farklı bölgelere taşınmaları nedeniyle giderek artıyor. Koparılan, dağılan parçaları yeni koloniler oluşturabiliyor. Balon Balığı (Lagocephalus sceleratus) Benekli Balon Balığı , yabancı istilacı türlerin en zehirlilerindendir. Doğal Yayılış Alanı: Kızıl Deniz ve Hint Pasifik Okyanusu’na özgü bir türdür. Türkiye’deki Yayılışı: Türkiye’de ilk olarak 2003 yılında tespit edilen, Akdeniz ve Güney Ege kıyılarında günümüzde yaygın olarak gözlenen Balon Balığı, bilimsel araştırmalarda Karadeniz’de bile rastlanmaya başlamıştır. Geliş yolu: Türkiye denizlerine Süveyş Kanalı yoluyla giriş yapmıştır. Etkileri: Akdeniz’ deki en istilacı türlerden biri, deniz ekosisteminde önemli değişikliklere neden oluyor. Yerli türlerin azalmasına, balıkçılığa dayalı geçim kaynaklarını olumsuz etkiliyor. Çenelerinde bulunan keskin dişleri ile av araçlarına zarar verir. İç organ ve kaslarında dünyada bilinen en kuvvetli zehir olan, tetrodotoksin bulunmaktadır. Siyanürden 1200 kat daha zehirli olan bu madde, sinir sistemini felç eder, duyu kaybına, solunum güçlüğüne ve ölüme neden olur. Bilinen bir panzehiri yoktur. Yaşam Alanı: Akdeniz ve Ege’de doğal avcısı yok kadar az. Kumlu, çamurlu ve kayalık dip ortamlarında yaşar. 50m’yi geçmeyen kıyısal sularda yaygındır. Beslenme: Etoburdur. Başlıca karides, yengeç, sübye ve kalamarla beslenir. Korunma: Deniz koruma alanlarında orfoz, lagos, köpek balığı gibi doğal predatörleri korunabilir ve birey sayısı arttırılırsa, Aslan balığı gibi istilacı türlerin baskısı azalacaktır. Tehlike anında, su yutarak vücudunu büyüklüğünün birkaç katına kadar balon şeklinde genişletir. Katil Yosun (Caulerpa taxifolia) Doğal Yayılış Alanı: Hint Okyanusu. Türkiye’deki Yayılışı: 2006 yılında Süveyş Kanalı aracılığı ile İskendurun Körfezine girmiş ve 2010 yılında İzmir Çeşme altı yakında Yolluca Askeri Bölgesinde tespit edilmiştir. 1988’de Fransa, İtalya, İspanya ve Hırvatistan kıyılarına yayılmıştır. Geliş yolu: 1984 yılında Fransa’da bulunan Monaco Su Altı Bilimleri Enstitüsü’nden kaçtığı bilinmektedir. İskenderun Körfezine ise Süveyş kanalı vasıtasıyla girmiştir. Etkileri: Caulerpa taxifolia, çok baskın bir tür olduğundan bulunduğu bölgede yaşayan canlılara yaşama şansı tanımamaktadır. Akdeniz sığ su ekosistemi için büyük risk teşkil eder.