Denizel Bilgiler

post?.Description

Mavi Karbon Nedir? Mavi karbon, kıyı ve deniz ekosistemlerinde depolanan karbondur. En önemli mavi karbon bölgeleri Mangrovlar, gelgit bölgelerindeki tuzlu bataklıklar ve deniz çayırlarıdır. Bu ekosistemler, hem bitkilerde hem de aşağıdaki çökeltide büyük miktarlarda mavi karbonu ayırır ve depolar. Örneğin, deniz çayırlarının bulunduğu alanlarda karbonun% 95'inden fazlası toprakta depolanır. Okyanuslar gezegenin% 70'ini kaplar, dolayısıyla okyanus ekosistemi en büyük mavi karbon geliştirme potansiyeline sahiptir. Mangrovlar, tuzlu bataklıklar ve deniz çayırları, okyanusun bitki örtüsünün çoğunu oluşturur, ancak karadaki bitki biokütlesinin yalnızca% 0,05'ine eşittir. Küçük ayak izlerine rağmen, yılda benzer miktarda karbon depolayabilirler ve son derece verimli karbon yutuculardırlar. % 83: Küresel karbon döngüsünün% 83'ü okyanusta dolaşır. % 2: Kıyı habitatları, toplam okyanus alanının% 2'sinden azını kaplar. %50: Kıyı habitatları, okyanus çökeltilerinde tutulan toplam karbonun yaklaşık yarısını oluşturur. “Mavi Karbon” ile ilgili temel endişelerden biri, bu önemli deniz ekosistemlerinin kaybolma oranının, yağmur ormanlarına kıyasla bile gezegendeki diğer tüm ekosistemlerden çok daha yüksek olmasıdır. Mevcut tahminler, yılda% 2-7'lik bir kayıp olduğunu öne sürmektedir; bu, yalnızca karbon tutumu kaybı değil, aynı zamanda iklim, kıyı koruma ve sağlık yönetimi için önemli olan habitat kaybını da ifade etmektedir. Deniz ormanları ve diğer sulak alanlar, korunduklarında ve yenilendiklerinde, toprakta bulunan organik madde ile etkili bir “karbon lavabo (süzgeç)” olarak görev yapar ve iklim değişikliğinin azalmasına katkı sağlar. En Önemli Mavi Karbon Tipleri; Deniz Çayırları; tortu stabilizasyonu, habitat ve biyolojik çeşitlilik, su kalitesinin korunması, besin olarak karbon tutumu dahil olmak üzere ekosistem için önemli habitatlardır. Deniz çayırları, okyanus tabanının yalnızca% 0,1'ini oluştursa da, toplam okyanusal karbon tutumunun yaklaşık% 10-18'ini oluşturmaktadır.

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

Yeni Çalışma: Metan Emisyonunu Azaltma Önlemleri Küresel Isınmayı 0,3 Derece Azaltabilir
BM liderliğindeki İklim ve Temiz Hava Koalisyonu (Climate and Clean Air Coalition) tarafından yayımlanan yeni rapora göre, mevcut metan emisyonu azaltma önlemleri 2045 yılına kadar küresel ısınmayı 0,3°C azaltabilir.
Rapor, petrol, doğalgaz, tarım ve atık alanlarında yaygın önlemlerin uygulanmasının iklim değişikliğini yavaşlatmak için mevcut en güçlü kaldıraçlar olduğunu ve metan gazını azaltmanın, küresel ısınmayla mücadele etmek için var olan en düşük maliyetli stratejilerden biri olduğunu ortaya koyuyor.
Metan gazı, sanayi tarafından genellikle temiz bir yakıt kaynağı olduğu düşünülen doğalgazın temel bileşeni. Ancak uzmanlara göre, insan faaliyetlerinden kaynaklanan metan emisyonları, iklimi ısıtmada CO2’den çok daha güçlü. Metan gazı, atmosferde CO2’den çok daha az bulunmasına rağmen, termal kızılötesi radyasyonu çok daha fazla emiyor ve küresel ısınma potansiyeli 20 yıllık bir zaman diliminde birim kütle başına CO2’den yaklaşık 86 kat, 100 yıllık zaman ölçeğinde de 28 daha güçlü.
Metan gazının sınırlandırılmasının sağlık ve tarım açısından önemli faydaları olduğunu ortaya koyuluyor. Troposferdik ozonun oluşumuna katkı sağlayan metanın azaltılmasının ozon hava kirliliğini azaltacağı belirtiliyor.
Metan emisyonlarını 2040’a kadar %45’e kadar azaltmak, her yıl 255.000 erken ölümü ve 775.000 acil astım vakasını önleyebilir. Küresel ölçekte tarım ürünleri verimini de yılda 26 milyon ton artırabilir.
Öncelikle petrol ve gaz sektöründeki metan tahliyesini ve sızıntıları engelleyerek, mevcut yöntemlerle metan emisyonlarını 2030 yılına kadar %30 oranında azaltılabileceğinin altı çiziliyor.
Atmosferdeki metan gazının dramatik artışı, ABD doğalgaz üretimindeki yüksek artışla da ilişkilendiriliyor. Bazı araştırmalar, ABD’deki doğalgaz endüstrisinden kaynaklanan metan emisyonlarının resmi açıklamalardan % 60 daha fazla olduğunu gösterirken, diğer çalışmalar küresel ölçekte % 25-40 daha fazla metan emisyonu olduğunu öne sürüyor.
Metan emisyonlarının azaltılması yönünde artan politikalar dikkat çekiyor.

Yeni Çalışma: Metan Emisyonunu Azaltma Önlemleri Küresel Isınmayı 0,3 Derece Azaltabilir BM liderliğindeki İklim ve Temiz Hava Koalisyonu (Climate and Clean Air Coalition) tarafından yayımlanan yeni rapora göre, mevcut metan emisyonu azaltma önlemleri 2045 yılına kadar küresel ısınmayı 0,3°C azaltabilir. Rapor, petrol, doğalgaz, tarım ve atık alanlarında yaygın önlemlerin uygulanmasının iklim değişikliğini yavaşlatmak için mevcut en güçlü kaldıraçlar olduğunu ve metan gazını azaltmanın, küresel ısınmayla mücadele etmek için var olan en düşük maliyetli stratejilerden biri olduğunu ortaya koyuyor. Metan gazı, sanayi tarafından genellikle temiz bir yakıt kaynağı olduğu düşünülen doğalgazın temel bileşeni. Ancak uzmanlara göre, insan faaliyetlerinden kaynaklanan metan emisyonları, iklimi ısıtmada CO2’den çok daha güçlü. Metan gazı, atmosferde CO2’den çok daha az bulunmasına rağmen, termal kızılötesi radyasyonu çok daha fazla emiyor ve küresel ısınma potansiyeli 20 yıllık bir zaman diliminde birim kütle başına CO2’den yaklaşık 86 kat, 100 yıllık zaman ölçeğinde de 28 daha güçlü. Metan gazının sınırlandırılmasının sağlık ve tarım açısından önemli faydaları olduğunu ortaya koyuluyor. Troposferdik ozonun oluşumuna katkı sağlayan metanın azaltılmasının ozon hava kirliliğini azaltacağı belirtiliyor. Metan emisyonlarını 2040’a kadar %45’e kadar azaltmak, her yıl 255.000 erken ölümü ve 775.000 acil astım vakasını önleyebilir. Küresel ölçekte tarım ürünleri verimini de yılda 26 milyon ton artırabilir. Öncelikle petrol ve gaz sektöründeki metan tahliyesini ve sızıntıları engelleyerek, mevcut yöntemlerle metan emisyonlarını 2030 yılına kadar %30 oranında azaltılabileceğinin altı çiziliyor. Atmosferdeki metan gazının dramatik artışı, ABD doğalgaz üretimindeki yüksek artışla da ilişkilendiriliyor. Bazı araştırmalar, ABD’deki doğalgaz endüstrisinden kaynaklanan metan emisyonlarının resmi açıklamalardan % 60 daha fazla olduğunu gösterirken, diğer çalışmalar küresel ölçekte % 25-40 daha fazla metan emisyonu olduğunu öne sürüyor. Metan emisyonlarının azaltılması yönünde artan politikalar dikkat çekiyor.

Bugün 17 Haziran, Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü. Kuraklık ve çölleşme, tüm dünyayı çevresel, ekonomik ve sosyal açıdan tehdit eden çok ciddi bir sorun.
Tüm dünyada iklim değişikliği ile sıcaklıklar arttıkça yağışlar azalıyor, sulak alanlar kuruyor, milyonlarca insan susuz kalma riskiyle karşı karşıya kalıyor ve doğal yaşam fakirleşiyor. Çölleşme sebebiyle toprak verimsizleşerek bitki örtüsünün bozulmasına yol açıyor, gıda üretimi azalarak kıtlığa, göçlere, anlaşmazlıklara, ekonomik gelir kaynaklarının azalmasına sebep oluyor, savaşlara ortam hazırlıyor ve daha birçok olumsuzlukla insanlığı karşı karşıya bırakıyor. Dünyada her yıl, toprağın üst tabakasının 24 milyar tonu, başta erozyon olmak üzere çeşitli sebeplerle kaybedilirken, 6 milyar hektar alan çölleşiyor. Bu süreç dünyaya, 42 milyar dolardan fazla mali yük getiriyor, 110 ülkede yaşayan 1,2 milyar nüfusu doğrudan tehdit ediyor. 135 milyon insan risk altında ve 10 milyon insan ekolojik göçmen olarak çölleşmiş bölgelerden göç etmiş durumda. Geçimlerini toprağa bağımlı olarak sürdüren 2,6 milyarı aşkın insan da aynı kaderi paylaşıyor. Bu nedenle, çölleşme dünyamızın geleceği için tüm insanlığın ortaklaşa mücadele etmesini ve tedbir almasını zorunlu kılıyor.

Bugün 17 Haziran, Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü. Kuraklık ve çölleşme, tüm dünyayı çevresel, ekonomik ve sosyal açıdan tehdit eden çok ciddi bir sorun. Tüm dünyada iklim değişikliği ile sıcaklıklar arttıkça yağışlar azalıyor, sulak alanlar kuruyor, milyonlarca insan susuz kalma riskiyle karşı karşıya kalıyor ve doğal yaşam fakirleşiyor. Çölleşme sebebiyle toprak verimsizleşerek bitki örtüsünün bozulmasına yol açıyor, gıda üretimi azalarak kıtlığa, göçlere, anlaşmazlıklara, ekonomik gelir kaynaklarının azalmasına sebep oluyor, savaşlara ortam hazırlıyor ve daha birçok olumsuzlukla insanlığı karşı karşıya bırakıyor. Dünyada her yıl, toprağın üst tabakasının 24 milyar tonu, başta erozyon olmak üzere çeşitli sebeplerle kaybedilirken, 6 milyar hektar alan çölleşiyor. Bu süreç dünyaya, 42 milyar dolardan fazla mali yük getiriyor, 110 ülkede yaşayan 1,2 milyar nüfusu doğrudan tehdit ediyor. 135 milyon insan risk altında ve 10 milyon insan ekolojik göçmen olarak çölleşmiş bölgelerden göç etmiş durumda. Geçimlerini toprağa bağımlı olarak sürdüren 2,6 milyarı aşkın insan da aynı kaderi paylaşıyor. Bu nedenle, çölleşme dünyamızın geleceği için tüm insanlığın ortaklaşa mücadele etmesini ve tedbir almasını zorunlu kılıyor.

21 Adımda Mavi Gelecek 

Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek 21 adımda atıklarımızı azaltabilir ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabiliriz. 

Peki bu 21 adım nedir?

Bugün başlayacağımız ‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi ile her Çarşamba izlememiz gereken 3 adımı sizlerle paylaşacağız.

İlk üç adım için sayfayı yana kaydırınız.


#denizvarsahayatvar #sudakiyaşam #21adımdamavi gelecek #mavigelecek




‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor.

Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz  ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlara birlikte bakalım.



4. Adım: Suyu tasarruflu kullanıyorum ve koruyorum (diş fırçalama, el yıkama, duş vb. çocuklara yönelik örnekler verilir.)
5. Adım: Okula giderken beslenme çantası kullanmaya başlıyorum.
6. Adım: Islak mendil yerine bez peçete kullanmaya başlıyorum.


 
‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor.

Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz  ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlar nelerdir?



7. Adım: Yiyeceğim kadar yemeği okula götürüyorum.
8. Adım: Yemek artıklarını çöpe atmıyor eve götürüyorum.
9. Adım: Organik atıkları (yemek artıklarını) gübre haline getiriyorum (Kompost).



‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor.

Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz  ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlar nelerdir?

Daha mavi bir gelecek için bizleri takipte kalınız!


13.Adım: Arkadaşım ile kitap, çanta vb. eşyaları takas yapıyorum.
14 Adım: Yenisini almak yerine, mevcudu onararak tekrar kullanıyorum. 
15 Adım: İhtiyacım olan materyalleri kendim yapmaya başlıyorum. 
      (Mevcudu kullanarak, tokamı, eski tişörtten bez çantamı kendim yapıyorum.)


21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor.

Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz  ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlar sizlerle.

Daha mavi bir gelecek için bizleri takipte kalınız!
#denizvarsahayatvar #sudakiyaşam #21adımdamavi gelecek #mavigelecek


16. Adım: Satın almak yerine ikinci el kullanıyorum.
17. Adım: Deniz canlıların yaşam alanlarına sahip çıkıyorum.
18. Adım: Okulda Çevre Kulüplerine katılıyor, Çevre derslerini tercih ediyor ve
derneklerine üye oluyorum.

21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketinin sonuna geldik!

Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz  ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz son üç adım sizlerle.

19. Adım: Tüketim alışkanlıklarımı 20 günde değiştiriyorum.
20. Adım: Geri dönüşüm ve Sıfır Atık prensiplerini başkalarına anlatıyorum.
21. Adım: Doğal kaynaklarım ve geleceğime sahip çıkıyorum.

21 Adımda Mavi Gelecek Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek 21 adımda atıklarımızı azaltabilir ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabiliriz. Peki bu 21 adım nedir? Bugün başlayacağımız ‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi ile her Çarşamba izlememiz gereken 3 adımı sizlerle paylaşacağız. İlk üç adım için sayfayı yana kaydırınız. #denizvarsahayatvar #sudakiyaşam #21adımdamavi gelecek #mavigelecek ‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor. Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlara birlikte bakalım. 4. Adım: Suyu tasarruflu kullanıyorum ve koruyorum (diş fırçalama, el yıkama, duş vb. çocuklara yönelik örnekler verilir.) 5. Adım: Okula giderken beslenme çantası kullanmaya başlıyorum. 6. Adım: Islak mendil yerine bez peçete kullanmaya başlıyorum. ‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor. Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlar nelerdir? 7. Adım: Yiyeceğim kadar yemeği okula götürüyorum. 8. Adım: Yemek artıklarını çöpe atmıyor eve götürüyorum. 9. Adım: Organik atıkları (yemek artıklarını) gübre haline getiriyorum (Kompost). ‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor. Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlar nelerdir? Daha mavi bir gelecek için bizleri takipte kalınız! 13.Adım: Arkadaşım ile kitap, çanta vb. eşyaları takas yapıyorum. 14 Adım: Yenisini almak yerine, mevcudu onararak tekrar kullanıyorum. 15 Adım: İhtiyacım olan materyalleri kendim yapmaya başlıyorum. (Mevcudu kullanarak, tokamı, eski tişörtten bez çantamı kendim yapıyorum.) 21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor. Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlar sizlerle. Daha mavi bir gelecek için bizleri takipte kalınız! #denizvarsahayatvar #sudakiyaşam #21adımdamavi gelecek #mavigelecek 16. Adım: Satın almak yerine ikinci el kullanıyorum. 17. Adım: Deniz canlıların yaşam alanlarına sahip çıkıyorum. 18. Adım: Okulda Çevre Kulüplerine katılıyor, Çevre derslerini tercih ediyor ve derneklerine üye oluyorum. 21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketinin sonuna geldik! Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz son üç adım sizlerle. 19. Adım: Tüketim alışkanlıklarımı 20 günde değiştiriyorum. 20. Adım: Geri dönüşüm ve Sıfır Atık prensiplerini başkalarına anlatıyorum. 21. Adım: Doğal kaynaklarım ve geleceğime sahip çıkıyorum.