Denizel Bilgiler

post?.Description

İKLİM KRİZİ ve DÜNYA İklim değişikliği yalnızca yükselen ortalama sıcaklıkları değil, aynı zamanda aşırı hava olaylarını, değişen doğal yaşam popülasyonlarını ve yaşam alanlarını, yükselen denizleri ve bir dizi başka etkiyi de kapsamaktadır. Tüm bu değişiklikler, insanların atmosferdeki sera gazlarını arttıracak aktiviteleri devam ettikçe ortaya çıkıyor. Sıcaklıklar değiştikçe, birçok tür göç etmek zorunda kalıyor. Yağışlar (yağmur ve kar yağışı) dünya genelinde ortalama olarak artıyor. Yine de bazı bölgelerde daha şiddetli kuraklıklar yaşanıyor, bu da orman yangınları, ürün kaybı ve içme suyu kıtlığı riskini artırıyor. Sivrisinekler, keneler, denizanası ve mahsul zararlıları dahil olmak üzere bazı türler gelişiyor. Deniz seviyelerinin yüzyılın sonuna kadar 26 ila 82 cm veya daha yüksek bir seviyeye yükselmesi bekleniyor. Kasırgalar ve diğer fırtınalar daha güçlü hale gelebilir. Seller ve kuraklıklar daha yaygın hale gelecek. Buzullar dünyadaki tatlı suyun yaklaşık dörtte üçünü depoladığı için daha az tatlı su mevcut olacak. Sivrisinek kaynaklı sıtma (ve 2016'da Zika virüsünün yeniden canlanması) gibi bazı hastalıklar yayılacak. Ekosistemler değişmeye devam edecek: Bazı türler daha kuzeye doğru hareket edecek veya adapte olacak, adapte olamayan türlerin nesli tükenecek. KÜRESEL İKLİM KRİZİ ve TÜRKİYE Birleşmiş Milletler Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) nin yayımladığı tüm raporlarda ülkemizin de içinde yer aldığı Orta Doğu ve Akdeniz Havzası’nın iklim değişikliğinden diğer bölgelere nazaran daha fazla etkileneceği açıklanmaktadır. KÜRESEL İKLİM KRİZİ ve TÜRKİYE Birleşmiş Milletler Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) nin yayımladığı tüm raporlarda ülkemizin de içinde yer aldığı Orta Doğu ve Akdeniz Havzası’nın iklim değişikliğinden diğer bölgelere nazaran daha fazla etkileneceği açıklanmaktadır. Doğu Akdeniz ve Türkiye önümüzdeki 30-50 yıl içinde bugüne göre çok daha kurak ve sıcak bir iklim yaşayacak. Bunula birlikte, Türkiye’nin su iklimi de su zengini olmadığımızı gösteriyor. Meteorolojik kuraklık haritasına göre Türkiye’nin çok büyük bir kesiminde olağanüstü, çok şiddetli ve şiddetli kurak kısımların kapladığı büyük alanlar dikkat çekiyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün raporuna göre özellikle Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yağış azlığı yüzde 80'lerin üzerine çıktı. Mevsim normaline göre yağışlarda en fazla azalma yüzde 98 ile Muğla'da oldu. Yağışlı gün sayıları Güney Ege, Antalya'nın batısı ve doğusu, Hatay'ın güneyi ve Gaziantep çevrelerinde 1 güne kadar düştü. Bölgemizde yağışlar açısından oluşacak olan değişim bir yandan yağışların arasının açılması, diğer yandan da gelen yağışların şiddetinin artması şeklinde olacaktır. Yani kuraklıkların hem sıklığının artması hem de şiddetlenmesi bekleniyor. Bu kuraklıklar ardından gelen yağışlar da daha yoğun olacaktır. Yağışlar toprağı yeterince besleyememenin yanı sıra erozyona neden olmaktadır. Diğer taraftan, Türkiye'de şu an Akdeniz bölgesinde 40 derecenin üstünde sıcaklıklar sürüyor. Mevsimsel nedenler ve küresel ısınma sonucu oluşan sıcak hava dalgalarıyla ülkemizde ve dünya genelinde ısının yükselmesi, kurumuş yapraklar ile otların tutuşmaya hazır hale getiriyor. İklim Krizi ile mücadelede; beslenme tarzımızı değiştirerek, karbon ayak izimizi küçülterek, doğayla dost bir yaşam tarzı sürerek en ön cephede mücadele edebiliriz.

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

Rapana Venosa
Doğal Yayılış Alanı: Asya sularından Japon Denizi, Sarı Deniz ve Çin Denizinin yerli türüdür.
Türkiye’deki Yayılışı: Karadeniz’de ilk defa 1947 yılında Rusya sularında, Türkiye karasularında ise 1962 yılında Trabzon kıyılarında görülmüştür. 1966 yılında Marmara Denizi’nde, 1969 yılında ise Ege Denizi Çaltıburnu kıyılarında tespit edilmiştir.
Geliş yolu: Japon Denizi’nden gemilerin balast sularıyla gelmiştir. Etkileri: Midye, istiridye ve diğer yumuşakçalarla beslenen deniz salyangozu, midye ve istiridye stoklarının azalmasına neden olmuş, dolayısıyla bu canlılar ile beslenen balık stoklarını da olumsuz etkilemiştir. Düşmanının bulunmaması nedeniyle bu tür aşırı çoğalmıştır. Ancak, aşırı çoğalan bu tür balıkçılar tarafından avlanarak alternatif bir gelir kaynağı olmuştur. Yaşam Alanı: 90 m ye kadar olan derinliklerde, kumlu, çamurlu, algli zeminler ve midye fasileleri civarında yaşayabilmekte ve yerel malaco-fauna üzerinde büyük etki yapmaktadır. Beslenme: Karadeniz’de zoobentik faunanın %40’nı oluşturan midyeler, damarsal balıkların besin kaynağını oluşturmaktadır. Deniz salyangozu da başlıca midye, istiridye ve diğer yumuşakçalarla beslenmektedir.
Karadeniz’de düşmanı olmayan deniz salyangozunun miktarının artmasıyla azalan midye ve istiridye stokları balıkların beslenme ortamını etkilemektedir. Mnemiopsis leidyiMnemiopsis leidyi (Taraklı Medüz) Karadeniz’de yaygın bir yaşam alanı oluşturarak adeta istila eden diğer önemli bir istilacı türdür. Doğal Yayılış Alanı: Güney ve Kuzey Amerika Atlantik sahili boyunca ılımandan subtropikale haliçlerin yerli türüdür. Türkiye’deki Yayılışı: Karadeniz, Azov, Marmara, Ege Denizi, Adriyatik Denizi’ne ve son olarak petrol tankerlerinin balast sularından Hazar Denizi'ne yayılmıştır. Karadeniz’e 1980’lerin başında doğu ABD’den kargo gemilerinin balast suyunda taşınarak gelmiştir. Geliş yolu: Gemilerin Balast sularıyla gelmiştir.Etkileri: Zooplanktonların başlıca avcılarından biridir ve balıkçılığın çökmesi ile ilişkilidir. Canlı zooplanktonlar, balık yumurta ve larvalarıyla beslenir. Bir günde kendi vücut ağırlığının 10 katı miktarında beslenebilir.

Rapana Venosa Doğal Yayılış Alanı: Asya sularından Japon Denizi, Sarı Deniz ve Çin Denizinin yerli türüdür. Türkiye’deki Yayılışı: Karadeniz’de ilk defa 1947 yılında Rusya sularında, Türkiye karasularında ise 1962 yılında Trabzon kıyılarında görülmüştür. 1966 yılında Marmara Denizi’nde, 1969 yılında ise Ege Denizi Çaltıburnu kıyılarında tespit edilmiştir. Geliş yolu: Japon Denizi’nden gemilerin balast sularıyla gelmiştir. Etkileri: Midye, istiridye ve diğer yumuşakçalarla beslenen deniz salyangozu, midye ve istiridye stoklarının azalmasına neden olmuş, dolayısıyla bu canlılar ile beslenen balık stoklarını da olumsuz etkilemiştir. Düşmanının bulunmaması nedeniyle bu tür aşırı çoğalmıştır. Ancak, aşırı çoğalan bu tür balıkçılar tarafından avlanarak alternatif bir gelir kaynağı olmuştur. Yaşam Alanı: 90 m ye kadar olan derinliklerde, kumlu, çamurlu, algli zeminler ve midye fasileleri civarında yaşayabilmekte ve yerel malaco-fauna üzerinde büyük etki yapmaktadır. Beslenme: Karadeniz’de zoobentik faunanın %40’nı oluşturan midyeler, damarsal balıkların besin kaynağını oluşturmaktadır. Deniz salyangozu da başlıca midye, istiridye ve diğer yumuşakçalarla beslenmektedir. Karadeniz’de düşmanı olmayan deniz salyangozunun miktarının artmasıyla azalan midye ve istiridye stokları balıkların beslenme ortamını etkilemektedir. Mnemiopsis leidyiMnemiopsis leidyi (Taraklı Medüz) Karadeniz’de yaygın bir yaşam alanı oluşturarak adeta istila eden diğer önemli bir istilacı türdür. Doğal Yayılış Alanı: Güney ve Kuzey Amerika Atlantik sahili boyunca ılımandan subtropikale haliçlerin yerli türüdür. Türkiye’deki Yayılışı: Karadeniz, Azov, Marmara, Ege Denizi, Adriyatik Denizi’ne ve son olarak petrol tankerlerinin balast sularından Hazar Denizi'ne yayılmıştır. Karadeniz’e 1980’lerin başında doğu ABD’den kargo gemilerinin balast suyunda taşınarak gelmiştir. Geliş yolu: Gemilerin Balast sularıyla gelmiştir.Etkileri: Zooplanktonların başlıca avcılarından biridir ve balıkçılığın çökmesi ile ilişkilidir. Canlı zooplanktonlar, balık yumurta ve larvalarıyla beslenir. Bir günde kendi vücut ağırlığının 10 katı miktarında beslenebilir.

Bugün 22 Mart Dünya Su Günü! 💦

Bireysel ve toplumsal sağlığımızı korumak için suyun hayati önemini bir kez daha anladığımız bu dönemde, onun değerini ve korunması gerektiğini de hatırlayalım.
Kişisel hijyenimizi sağlarken kullandığımız suyun kaynaklarının kısıtlı olduğunu, bu nedenle ellerimizi yıkarken suyu boşa akıtmamamız gerektiğini unutmayalım.

Bugün 22 Mart Dünya Su Günü! 💦 Bireysel ve toplumsal sağlığımızı korumak için suyun hayati önemini bir kez daha anladığımız bu dönemde, onun değerini ve korunması gerektiğini de hatırlayalım. Kişisel hijyenimizi sağlarken kullandığımız suyun kaynaklarının kısıtlı olduğunu, bu nedenle ellerimizi yıkarken suyu boşa akıtmamamız gerektiğini unutmayalım.

Dalyan - İztuzu Plajı'ndaki sivil toplum kuruluşu Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi'nin (DEKAMER), Akdeniz'e kıyısı olan Türkiye, İspanya, Portekiz, İtalya, Fransa, Tunus, Yunanistan ve Kıbrıs ile ortaklaşa yürütülen Avrupa Birliği (AB) destekli İNDİCİT adlı projesinin ilk aşamasında; Türkiye, İspanya, Portekiz, İtalya, Fransa, Tunus, Yunanistan ve Kıbrıs'ta ölü veya yaralı olarak tespit edilen 1100 caretta carettanın sindirim sistemlerinde yapılan incelemelerde ağırlıklı olarak çıkan parçaların plastik parçası, köpük içerikli ürünler, misina ve otların arasına sıkışmış teneke gibi küçük yabancı maddelerin oluşturduğu gözlendi.
8 ülkede yapılan incelemeler neticesinde, yaralı kaplumbağaların tedavisi sırasında, ölü olarak teslim alınanlarınsa nekropsileri sonucu sindirim sistemlerinde yüzde 60 oranında plastik malzemeye rastlanıldı.
Türkiye genelinde yıllık rapor edilen ölü caretta caretta sayısı yaklaşık 200 birey, Akdeniz genelinde ise deniz kaplumbağalarının balıkçı ağlarına takılması ve benzeri sebeplerle yaklaşık 30-40 bin ölüm, 2 bin civarında da yaralama olduğunun tahmin ediliyor.

Dalyan - İztuzu Plajı'ndaki sivil toplum kuruluşu Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi'nin (DEKAMER), Akdeniz'e kıyısı olan Türkiye, İspanya, Portekiz, İtalya, Fransa, Tunus, Yunanistan ve Kıbrıs ile ortaklaşa yürütülen Avrupa Birliği (AB) destekli İNDİCİT adlı projesinin ilk aşamasında; Türkiye, İspanya, Portekiz, İtalya, Fransa, Tunus, Yunanistan ve Kıbrıs'ta ölü veya yaralı olarak tespit edilen 1100 caretta carettanın sindirim sistemlerinde yapılan incelemelerde ağırlıklı olarak çıkan parçaların plastik parçası, köpük içerikli ürünler, misina ve otların arasına sıkışmış teneke gibi küçük yabancı maddelerin oluşturduğu gözlendi. 8 ülkede yapılan incelemeler neticesinde, yaralı kaplumbağaların tedavisi sırasında, ölü olarak teslim alınanlarınsa nekropsileri sonucu sindirim sistemlerinde yüzde 60 oranında plastik malzemeye rastlanıldı. Türkiye genelinde yıllık rapor edilen ölü caretta caretta sayısı yaklaşık 200 birey, Akdeniz genelinde ise deniz kaplumbağalarının balıkçı ağlarına takılması ve benzeri sebeplerle yaklaşık 30-40 bin ölüm, 2 bin civarında da yaralama olduğunun tahmin ediliyor.