Denizel Bilgiler

post?.Description

Bir destinasyonda denizin ve kıyıların güzelliği, koyların ve bitki örtüsünün çekiciliği, bölgelerin bozulmamış doğal yapısı, tarihi kalıntıları ve uygun iklim şartları o bölgeye yönelik deniz turizmi talebinin oluşmasında yadsınamayacak kadar önemlidir. Bununla birlikte, deniz turizmi doğa ile iç içe ve bozulmamış bir çevrede, altyapı ve üstyapı hizmetlerinin tamamlandığı oranda gelişme göstermektedir. Dolayısıyla, deniz turizmine yatırım yapan kıyı ülkelerinde, çevrenin tahribata uğramaması ve doğal kaynakların zarar görmemesi gerekmektedir. Ayrıca destinasyonların sürdürülebilir turizm uygulamalarına önem vermeleri, sahip oldukları doğal ve kültürel varlıkları uzun vadede korumaları beklenmektedir. Ülkemizde Deniz Turizmi gelirleri, genel turizm gelirlerinin yaklaşık %20'sini oluşturmaktadır. Yine çok eski yıllarda başlayan dalış turizmi, teknolojik gelişmeye paralel olarak su üstü sporlarının da eklenmesiyle önemli bir turizm sektörü haline gelmiştir. Günübirlik teknelerimiz ise, özellikle turizm merkezlerimizde sayıları binlerle ifade edilen bir filo oluşturmuştur. Türkiye’nin sahip olduğu konum itibariyle, doğal ve görece temiz koylara sahip olması, deniz turizmi destinasyonu olma nedenleri arasında ilk sırada gelmektedir. Gökova, Hisarönü, Fethiye, Göcek, Kekova ve Antalya çevresi olmak üzere birçok özelliği bir arada taşıyan destinasyonlar, deniz turizmi bileşenlerinin önemli duraklarıdır. Hem karada hem denizde “Bacasız Fabrika” olarak da tabir edilen Turizm, ülke için artan bir kazanç olmakla beraber bölgesel olarak artan nüfus, yatlar, tekneler ve kıyı tesisleri ile birlikte kirlilik tehdidini de arttırıyor. Son yıllarda deniz turizminin ve çevrenin önemi kavranmış olup sürdürülebilir uygulamaların çeşitlendiği ve uygulama alanlarının genişlediği görülmektedir. Buna rağmen çevresel tahribatın engellenmesi ve farkındalık oluşturulması yeterli düzeyde değildir.

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

Dinozorların 60 Milyon yıl önce yok olmasına rağmen, 200 Milyon yıldır yaşamını sürdüren en eski canlılardan biri:
Mersin Balıkları

Sularda yaşamını sürdüren en eski canlılardan biri.
Yaklaşık 200 milyon yıldır dünya üzerinde bulunmaktadır.
Beş metre uzunluğa ve bir ton ağırlığa ulaşabilen Mersin balığı, kıkırdak yapısı ve dört bıyığıyla bilinir.
Kanıtlanabilmiş olan en büyük ölçüler 5 ve 6 metre uzunluk ve 1 ve 1,5 ton ağırlık civarlarındadır.
100 yaşına kadar yaşayabilen Mersin balıkları uzun ömürlerine rağmen ancak 20 yaşında yumurtlarlar.
Çoğu türleri sadece yumurtlamak için tatlı suya gelirler ve aslında tuzlu suda yaşarlar. Havyarı çok kıymetli olan bu balıkların, yanlış avcılık uygulamaları ve kirlilik nedeniyle nesilleri tehlike altındadır.
CITES (Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaret Konvansiyonu) tarafından da koruma altına alınan Mersin Balıkları küresel iklim değişikliğinden etkilenmektedir. Önemli yaşam alanlarında olan, Karadeniz’deki deniz suyu seviyesinin yükselmesi veya su sıcaklığının artışı soğuk su seven Mersin Balığını olumsuz etkileyecektir. Bununla birlikte yüksek bir su kalitesine ihtiyaçları olduğu için, kirlenen ırmaklar, ırmaklar üzerine kurulan barajlar ve setler nedeniyle su debisinin azalması ile yaşam döngüsünü tamamlayamamakta, çiftleşip yumurtlayamadan hayatları son bulmaktadır.

Dinozorların 60 Milyon yıl önce yok olmasına rağmen, 200 Milyon yıldır yaşamını sürdüren en eski canlılardan biri: Mersin Balıkları Sularda yaşamını sürdüren en eski canlılardan biri. Yaklaşık 200 milyon yıldır dünya üzerinde bulunmaktadır. Beş metre uzunluğa ve bir ton ağırlığa ulaşabilen Mersin balığı, kıkırdak yapısı ve dört bıyığıyla bilinir. Kanıtlanabilmiş olan en büyük ölçüler 5 ve 6 metre uzunluk ve 1 ve 1,5 ton ağırlık civarlarındadır. 100 yaşına kadar yaşayabilen Mersin balıkları uzun ömürlerine rağmen ancak 20 yaşında yumurtlarlar. Çoğu türleri sadece yumurtlamak için tatlı suya gelirler ve aslında tuzlu suda yaşarlar. Havyarı çok kıymetli olan bu balıkların, yanlış avcılık uygulamaları ve kirlilik nedeniyle nesilleri tehlike altındadır. CITES (Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaret Konvansiyonu) tarafından da koruma altına alınan Mersin Balıkları küresel iklim değişikliğinden etkilenmektedir. Önemli yaşam alanlarında olan, Karadeniz’deki deniz suyu seviyesinin yükselmesi veya su sıcaklığının artışı soğuk su seven Mersin Balığını olumsuz etkileyecektir. Bununla birlikte yüksek bir su kalitesine ihtiyaçları olduğu için, kirlenen ırmaklar, ırmaklar üzerine kurulan barajlar ve setler nedeniyle su debisinin azalması ile yaşam döngüsünü tamamlayamamakta, çiftleşip yumurtlayamadan hayatları son bulmaktadır.

Mercan resifleri kıyı toplumları için fırtınalara karşı bir bariyer görevi görür,
Rüzgarla oluşan dalgaların etkisini %97 oranında azaltır.

Doğal bariyerler (Mavi Karbon bölgeleri, mercan resifleri vb.) fırtınaların, erozyon ve sellerin kıyıya etkisini azaltarak toplumsal dirençlilik ve ekonomik olarak tasarruf sağlar.
Mavi karbon karbonu tutarak ve depolayarak iklimi düzenler.

#sudakiyaşam
#kıyıekosistemi
@deniztemizturmepa

Mercan resifleri kıyı toplumları için fırtınalara karşı bir bariyer görevi görür, Rüzgarla oluşan dalgaların etkisini %97 oranında azaltır. Doğal bariyerler (Mavi Karbon bölgeleri, mercan resifleri vb.) fırtınaların, erozyon ve sellerin kıyıya etkisini azaltarak toplumsal dirençlilik ve ekonomik olarak tasarruf sağlar. Mavi karbon karbonu tutarak ve depolayarak iklimi düzenler. #sudakiyaşam #kıyıekosistemi @deniztemizturmepa

Yabancı yayılımcı türlerin Ege Denizi özelinde izlemeye alınması bölgemiz balıkçılığı ve turizmi açısından oldukça önemlidir. Türkiye özellikle Kızıldeniz yoluyla giriş yapan bu türlerin ilk durak noktasını oluşturmakta, ilk etkilenen ülkelerin başında gelmektedir. Kısaca Türkiye Akdeniz için ilk erken uyarı noktasıdır.
Ege Denizi’nde yabancı-yayılmacı tür olarak kayıtlara geçmiş 47 familyaya ait toplam 64 tür bulunmaktadır.
Beyaz Sokar Balığı (Siganus rivulatus) & Esmer Sokar Balığı (Siganus Lurıdus)
Beslenme Şekli: Bentik algler ve deniz çayıları ile beslenir. Otçul (herbivor) bir balık türüdür.
Doğal Yayılış Alanı: İndo-Pasifik ve Hint Okyanusu kökenli türler, Akdeniz’e Süveyş Kanalı aracılığıyla ulaşmıştır.
Türkiye’deki Yayılışı: Doğu Akdeniz ve Ege Denizi
Etkileri: İlk istilacı türlerdendir. Ekonomik değeri vardır. Boyu genellikle 15-20 cm arasında değişir. Diğer zehirli balıkların aksine otçul olarak beslenen tek zehirli balıktır. Sırt ve karın yüzgeçlerinin tümü zehir bezleri taşır. Bir ilginç özelliği de öldükten sonra bile zehirinin etkisini dikenlerinde korumasıdır. Bu yüzden balıkları ağdan alırken bile zehirlenmek mümkündür. Kıyı balıkçılığı için çok önemli bir türdür. Ege denizinde çok yoğun miktarda bulunan bu tür. Balıkçılar ve yerel halk tarafından tüketilen bir türdür.
Göçmen Deniz Anası (Rhopilema nomadica)
Doğal Yayılış Alanı: Hint ve Pasifik Okyanusu
Türkiye’deki Yayılışı: Akdeniz, kısmen Ege Denizi
Geliş Yolu: Süveyş Kanalı
Etkileri: Obur bir tür olduğundan karides, midye ve balık larvalarını yiyerek besin zincirinde çökmelere neden olmaktadır. Özellikle kıyı turizmine zarar vermektedir. Mersin - Taşucu'nun doğusunda, özellikle yaz aylarında daha fazla görülür ve yüzücüler, balıkçılar ve dalgıçlar için potansiyel tehlike oluşturur.
Göçmen Deniz Anası (Rhopilema nomadica)
Doğal Yayılış Alanı: Hint ve Pasifik Okyanusu
Türkiye’deki Yayılışı: Akdeniz, kısmen Ege Denizi
Katil Yosun (Caulerpa racemosa)
Doğal Yayılış Alanı: Kızıl deniz kökenli, İndo- Pasifik bir türdür.
Türkiye’deki Yayılışı: 1950’li yıllarda Doğu Akdeniz Türkiye kıyılarında görülmüştür.

Yabancı yayılımcı türlerin Ege Denizi özelinde izlemeye alınması bölgemiz balıkçılığı ve turizmi açısından oldukça önemlidir. Türkiye özellikle Kızıldeniz yoluyla giriş yapan bu türlerin ilk durak noktasını oluşturmakta, ilk etkilenen ülkelerin başında gelmektedir. Kısaca Türkiye Akdeniz için ilk erken uyarı noktasıdır. Ege Denizi’nde yabancı-yayılmacı tür olarak kayıtlara geçmiş 47 familyaya ait toplam 64 tür bulunmaktadır. Beyaz Sokar Balığı (Siganus rivulatus) & Esmer Sokar Balığı (Siganus Lurıdus) Beslenme Şekli: Bentik algler ve deniz çayıları ile beslenir. Otçul (herbivor) bir balık türüdür. Doğal Yayılış Alanı: İndo-Pasifik ve Hint Okyanusu kökenli türler, Akdeniz’e Süveyş Kanalı aracılığıyla ulaşmıştır. Türkiye’deki Yayılışı: Doğu Akdeniz ve Ege Denizi Etkileri: İlk istilacı türlerdendir. Ekonomik değeri vardır. Boyu genellikle 15-20 cm arasında değişir. Diğer zehirli balıkların aksine otçul olarak beslenen tek zehirli balıktır. Sırt ve karın yüzgeçlerinin tümü zehir bezleri taşır. Bir ilginç özelliği de öldükten sonra bile zehirinin etkisini dikenlerinde korumasıdır. Bu yüzden balıkları ağdan alırken bile zehirlenmek mümkündür. Kıyı balıkçılığı için çok önemli bir türdür. Ege denizinde çok yoğun miktarda bulunan bu tür. Balıkçılar ve yerel halk tarafından tüketilen bir türdür. Göçmen Deniz Anası (Rhopilema nomadica) Doğal Yayılış Alanı: Hint ve Pasifik Okyanusu Türkiye’deki Yayılışı: Akdeniz, kısmen Ege Denizi Geliş Yolu: Süveyş Kanalı Etkileri: Obur bir tür olduğundan karides, midye ve balık larvalarını yiyerek besin zincirinde çökmelere neden olmaktadır. Özellikle kıyı turizmine zarar vermektedir. Mersin - Taşucu'nun doğusunda, özellikle yaz aylarında daha fazla görülür ve yüzücüler, balıkçılar ve dalgıçlar için potansiyel tehlike oluşturur. Göçmen Deniz Anası (Rhopilema nomadica) Doğal Yayılış Alanı: Hint ve Pasifik Okyanusu Türkiye’deki Yayılışı: Akdeniz, kısmen Ege Denizi Katil Yosun (Caulerpa racemosa) Doğal Yayılış Alanı: Kızıl deniz kökenli, İndo- Pasifik bir türdür. Türkiye’deki Yayılışı: 1950’li yıllarda Doğu Akdeniz Türkiye kıyılarında görülmüştür.