Denizel Bilgiler

post?.Description

Mercan resifleri kıyı toplumları için fırtınalara karşı bir bariyer görevi görür, Rüzgarla oluşan dalgaların etkisini %97 oranında azaltır. Doğal bariyerler (Mavi Karbon bölgeleri, mercan resifleri vb.) fırtınaların, erozyon ve sellerin kıyıya etkisini azaltarak toplumsal dirençlilik ve ekonomik olarak tasarruf sağlar. Mavi karbon karbonu tutarak ve depolayarak iklimi düzenler. #sudakiyaşam #kıyıekosistemi @deniztemizturmepa

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

Akıntı Sistemim Nedir?

Karadeniz 
Çeken akıntılar tüm Karadeniz sahillerinde görülebilen kuvvetli akıntılardır. Rüzgarlı, fırtınalı ve dalgalı havalarda görülür. Dalga yüksekliği arttıkça çeken akıntının gücü de artmaktadır.
Çeken akıntılar, deniz dip yapısını topuk-dalyan-topuk (kum tepeciği-yarık-kum tepeciği) şeklinde olduğu bölgelerde görülen ve sığ sudan deri suya hareket eden oldukça kuvvetli akıntılardır.

Marmara Denizi
Boğazlar ve Marmara Denizi’nin birlikte oluşturduğu Türk Boğazlar Sistemi’nde altta Akdeniz ve üstte Karadeniz sularının  olduğu çift tabakalı akıntı sistemi mevcuttur.

Ege Denizi
Ege Denizi’nin üst sularında genel akıntı yönü kuzeyden güneye dığrudur.

Akdeniz
Doğu Akdeniz'de saat yelkovanının aksi yönünde dönen bir iç akıntı oluşur. Akdeniz suları alt akıntılarla Marmara’ya ulaşmaktadır.

Akıntı Sistemim Nedir? Karadeniz Çeken akıntılar tüm Karadeniz sahillerinde görülebilen kuvvetli akıntılardır. Rüzgarlı, fırtınalı ve dalgalı havalarda görülür. Dalga yüksekliği arttıkça çeken akıntının gücü de artmaktadır. Çeken akıntılar, deniz dip yapısını topuk-dalyan-topuk (kum tepeciği-yarık-kum tepeciği) şeklinde olduğu bölgelerde görülen ve sığ sudan deri suya hareket eden oldukça kuvvetli akıntılardır. Marmara Denizi Boğazlar ve Marmara Denizi’nin birlikte oluşturduğu Türk Boğazlar Sistemi’nde altta Akdeniz ve üstte Karadeniz sularının olduğu çift tabakalı akıntı sistemi mevcuttur. Ege Denizi Ege Denizi’nin üst sularında genel akıntı yönü kuzeyden güneye dığrudur. Akdeniz Doğu Akdeniz'de saat yelkovanının aksi yönünde dönen bir iç akıntı oluşur. Akdeniz suları alt akıntılarla Marmara’ya ulaşmaktadır.

COP26 İklim Zirvesi'nde verilen taahhütlere karşın, dünyanın küresel sıcaklık artışını kısıtlama hedefine yaklaşamadığı kaydedildi. Analizde, dünyanın küresel sıcaklıklarda hedeflenen 1,5 derecelik artışın çok ötesinde, 2,4 derecelik artışa doğru gittiği hesaplandı.

İklim zirvesinin ilk haftasında açıklanan taahhütlerin yerine getirilmesi durumunda, 2030'a kadar yaklaşık 9 gigaton karbon emisyonu azaltımı sağlanabileceği bildirildi.
Peki Karbon Emisyonu Nedir?
Karbon emisyonu, çok kısa bir ifade ile doğada oluşan karbonun atmosfere salınmasını ifade eder. Çoğunlukla insan kaynaklı faaliyetlerin bir sonucudur. 19. yüzyıldan itibaren fosil yakıtların özellikle sanayide yoğun bir şekilde kullanılmasıyla birlikte, atmosferdeki sera gazı yoğunluğu da artış gösterdi.
Atmosferde biriken sera gazları (karbondioksit, metan, diazot monoksit, hidroflorokarbonlar, perflorokarbonlar, sülfür hekzaflorid gibi) dünyanın ortalama sıcaklığının artmasına sebep oluyor. Sera gazlarının atmosferin iç yüzeyini kaplayarak, güneşten gelen ışınların geri yansımalarını engelleyerek dünya üzerindeki sıcaklığı artırmasına neden oluyor.
Sıcaklığın artışıyla doğru orantılı olarak, yeryüzünün en büyük tatlı su kaynağı olan buzullar her geçen gün daha fazla erimeye ve deniz seviyesi her geçen gün daha fazla yükselmeye devam ediyor.
Artan ortalama sıcaklık sebebiyle yerkürede gözlemlenen bölgesel hava akımları da olumsuz anlamda etkileniyor ve son yıllarda hepimizin yakından gözlemlediği ve doğrudan etkilendiği aşırı hava olayları yaşanıyor. Sera gazı miktarı üzerinden, insan faaliyetlerinin doğaya verdiği verdiği zararın ölçüsü ise Karbon Ayak izi ile ifade ediliyor.

Karbon emisyonunun son yıllarda artış göstermesinin temel sebeplerini şu maddelerle özetleyebiliriz:
-Kontrolsüz sanayileşme
-Sürekli artan enerji talebi
-Yükselişe geçen şehirleşme
-Azalan ormanlık alanlar
-Yoğun hayvancılık faaliyetleri
-Kontrol edilmeyen sera gazı salımı

Karbon emisyonunun iklim değişikliğine etkisi nedir?
Atmosferdeki karbon emisyonu bu hızla artmaya devam ederse, bitki türleri ciddi anlamda risk altına girecek, hatta pirinç, mısır, buğday gibi temel besinleri bile yetiştirmekte zorlanacağız.

COP26 İklim Zirvesi'nde verilen taahhütlere karşın, dünyanın küresel sıcaklık artışını kısıtlama hedefine yaklaşamadığı kaydedildi. Analizde, dünyanın küresel sıcaklıklarda hedeflenen 1,5 derecelik artışın çok ötesinde, 2,4 derecelik artışa doğru gittiği hesaplandı. İklim zirvesinin ilk haftasında açıklanan taahhütlerin yerine getirilmesi durumunda, 2030'a kadar yaklaşık 9 gigaton karbon emisyonu azaltımı sağlanabileceği bildirildi. Peki Karbon Emisyonu Nedir? Karbon emisyonu, çok kısa bir ifade ile doğada oluşan karbonun atmosfere salınmasını ifade eder. Çoğunlukla insan kaynaklı faaliyetlerin bir sonucudur. 19. yüzyıldan itibaren fosil yakıtların özellikle sanayide yoğun bir şekilde kullanılmasıyla birlikte, atmosferdeki sera gazı yoğunluğu da artış gösterdi. Atmosferde biriken sera gazları (karbondioksit, metan, diazot monoksit, hidroflorokarbonlar, perflorokarbonlar, sülfür hekzaflorid gibi) dünyanın ortalama sıcaklığının artmasına sebep oluyor. Sera gazlarının atmosferin iç yüzeyini kaplayarak, güneşten gelen ışınların geri yansımalarını engelleyerek dünya üzerindeki sıcaklığı artırmasına neden oluyor. Sıcaklığın artışıyla doğru orantılı olarak, yeryüzünün en büyük tatlı su kaynağı olan buzullar her geçen gün daha fazla erimeye ve deniz seviyesi her geçen gün daha fazla yükselmeye devam ediyor. Artan ortalama sıcaklık sebebiyle yerkürede gözlemlenen bölgesel hava akımları da olumsuz anlamda etkileniyor ve son yıllarda hepimizin yakından gözlemlediği ve doğrudan etkilendiği aşırı hava olayları yaşanıyor. Sera gazı miktarı üzerinden, insan faaliyetlerinin doğaya verdiği verdiği zararın ölçüsü ise Karbon Ayak izi ile ifade ediliyor. Karbon emisyonunun son yıllarda artış göstermesinin temel sebeplerini şu maddelerle özetleyebiliriz: -Kontrolsüz sanayileşme -Sürekli artan enerji talebi -Yükselişe geçen şehirleşme -Azalan ormanlık alanlar -Yoğun hayvancılık faaliyetleri -Kontrol edilmeyen sera gazı salımı Karbon emisyonunun iklim değişikliğine etkisi nedir? Atmosferdeki karbon emisyonu bu hızla artmaya devam ederse, bitki türleri ciddi anlamda risk altına girecek, hatta pirinç, mısır, buğday gibi temel besinleri bile yetiştirmekte zorlanacağız.

Mangrovlar
Kıyılarda yaşayan yaklaşık 210 milyon kişinin gıda  fabrikasıdır. 

Deniz Çayırları 
Denizin akciğerleri olarak bilinen deniz çayırları ormanlardan 5 kat daha fazla karbonu tutarak ve depolayarak iklimi düzenler.

Mangrovlar Kıyılarda yaşayan yaklaşık 210 milyon kişinin gıda fabrikasıdır. Deniz Çayırları Denizin akciğerleri olarak bilinen deniz çayırları ormanlardan 5 kat daha fazla karbonu tutarak ve depolayarak iklimi düzenler.