Denizel Bilgiler

post?.Description

21 Adımda Mavi Gelecek Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek 21 adımda atıklarımızı azaltabilir ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabiliriz. Peki bu 21 adım nedir? Bugün başlayacağımız ‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi ile her Çarşamba izlememiz gereken 3 adımı sizlerle paylaşacağız. İlk üç adım için sayfayı yana kaydırınız. #denizvarsahayatvar #sudakiyaşam #21adımdamavi gelecek #mavigelecek ‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor. Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlara birlikte bakalım. 4. Adım: Suyu tasarruflu kullanıyorum ve koruyorum (diş fırçalama, el yıkama, duş vb. çocuklara yönelik örnekler verilir.) 5. Adım: Okula giderken beslenme çantası kullanmaya başlıyorum. 6. Adım: Islak mendil yerine bez peçete kullanmaya başlıyorum. ‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor. Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlar nelerdir? 7. Adım: Yiyeceğim kadar yemeği okula götürüyorum. 8. Adım: Yemek artıklarını çöpe atmıyor eve götürüyorum. 9. Adım: Organik atıkları (yemek artıklarını) gübre haline getiriyorum (Kompost). ‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor. Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlar nelerdir? Daha mavi bir gelecek için bizleri takipte kalınız! 13.Adım: Arkadaşım ile kitap, çanta vb. eşyaları takas yapıyorum. 14 Adım: Yenisini almak yerine, mevcudu onararak tekrar kullanıyorum. 15 Adım: İhtiyacım olan materyalleri kendim yapmaya başlıyorum. (Mevcudu kullanarak, tokamı, eski tişörtten bez çantamı kendim yapıyorum.) 21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor. Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlar sizlerle. Daha mavi bir gelecek için bizleri takipte kalınız! #denizvarsahayatvar #sudakiyaşam #21adımdamavi gelecek #mavigelecek 16. Adım: Satın almak yerine ikinci el kullanıyorum. 17. Adım: Deniz canlıların yaşam alanlarına sahip çıkıyorum. 18. Adım: Okulda Çevre Kulüplerine katılıyor, Çevre derslerini tercih ediyor ve derneklerine üye oluyorum. 21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketinin sonuna geldik! Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz son üç adım sizlerle. 19. Adım: Tüketim alışkanlıklarımı 20 günde değiştiriyorum. 20. Adım: Geri dönüşüm ve Sıfır Atık prensiplerini başkalarına anlatıyorum. 21. Adım: Doğal kaynaklarım ve geleceğime sahip çıkıyorum.

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

2050 yılına kadar dünyanın başlıca 520 kentinin iklim değişikliğinden nasıl etkileyeceği incelendi. Araştırmaya göre ortalama hava sıcaklıkları açısından, "İstanbul Roma'ya, İzmir Adana'ya, Ankara ise Taşkent'e benzeyebilir".
(Kaynak: ETH Üniversitesi_Zürih_İsviçre)
küresel sıcaklıklardaki 2 derecelik artışın dünyadaki kentleri nasıl etkileyeceğine bakılırsa 30 yıl içinde Bursa'nın havası Adana'ya, Gaziantep'inki Erbil'e, Adana'nınki ise Lefkoşa'ya benzeyecek. Londra'nın bugünkü Barcelona kadar sıcak olabileceği, Rio de Janeiro'da havanın Havana gibi hissedilebileceği, Moskova'daki havanın ise Sofya'yla kıyaslanabileceği belirtiliyor.
Sıcaklıklardaki en hissedilir değişimleri Kuzey ülkeleri yaşayacak. Tropikal bölgelerdeki ortalama sıcaklıklardaki değişim daha az olacak, ancak yoğun yağış ve ciddi kuraklık gibi daha çok aşırı hava olayıyla karşılaşacaklar.

Dünya genelindeki hükümetler, 2050 itibariyle ortaya çıkacak sıcaklık artışını, 1,5 dereceyle kısıtlamayı taahhüt etti. Ancak küresel ısınmayla mücadele alanındaki mevcut planlara göre, ortalama sıcaklığın 2100 yılında 2,9 ila 3,4 derece artacağı tahmin ediliyor.

2050 yılına kadar dünyanın başlıca 520 kentinin iklim değişikliğinden nasıl etkileyeceği incelendi. Araştırmaya göre ortalama hava sıcaklıkları açısından, "İstanbul Roma'ya, İzmir Adana'ya, Ankara ise Taşkent'e benzeyebilir". (Kaynak: ETH Üniversitesi_Zürih_İsviçre) küresel sıcaklıklardaki 2 derecelik artışın dünyadaki kentleri nasıl etkileyeceğine bakılırsa 30 yıl içinde Bursa'nın havası Adana'ya, Gaziantep'inki Erbil'e, Adana'nınki ise Lefkoşa'ya benzeyecek. Londra'nın bugünkü Barcelona kadar sıcak olabileceği, Rio de Janeiro'da havanın Havana gibi hissedilebileceği, Moskova'daki havanın ise Sofya'yla kıyaslanabileceği belirtiliyor. Sıcaklıklardaki en hissedilir değişimleri Kuzey ülkeleri yaşayacak. Tropikal bölgelerdeki ortalama sıcaklıklardaki değişim daha az olacak, ancak yoğun yağış ve ciddi kuraklık gibi daha çok aşırı hava olayıyla karşılaşacaklar. Dünya genelindeki hükümetler, 2050 itibariyle ortaya çıkacak sıcaklık artışını, 1,5 dereceyle kısıtlamayı taahhüt etti. Ancak küresel ısınmayla mücadele alanındaki mevcut planlara göre, ortalama sıcaklığın 2100 yılında 2,9 ila 3,4 derece artacağı tahmin ediliyor.

Bugün Dünya Balıkçılık Günü! 🐟🐟🐟🎣🎣🎣

Aldığımız iki nefesten birini sağlayan denizlerimiz, aynı zamanda en doğal ve sağlıklı besin kaynaklarımızdan biri. Geleneksel balıkçılık ise tarihimizin en kıymetli kültürel zenginliklerinden ve özellikle kıyı toplumlarının ekonomik gelişimine önemli katkılar sağlıyor. Milyonlarca insanın geçim kaynağı ve sağlıklı beslenmenin önemli unsurlarından olan balıkçılığın sürdürülebilir olması için kıyı ekosistemini, deniz ve su kaynaklarındaki biyoçeşitliliği korumak ve koruma alanlarını artırmak zorundayız.

Ege’nin paragatçılığı, Marmara ve Karadeniz’in yakamoz balıkçılığı, Dalyan ve Çökertme avcılığı, Lagünler ve kuzuluklar, oltacılık, Karadeniz’de Palamut çapariciliği gibi geleneksel balıkçılık metodlarımız, maalesef aşırı, kayıt dışı avcılık, av yasaklarına uyulmaması, artan deniz kirliliği ve küresel iklim değişikliğine bağlı olarak balık stoklarının azalması nedeniyle yok oluyor. Buna dur demek bizim elimizde.

TURMEPA olarak Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan 14. madde “Sudaki Yaşam”ı destekliyoruz. Çünkü denizi korumak, doğayı, oksijenimizi, gıdamızı, ekonomiyi, tüm canlıları korumak demek.

Bugün Dünya Balıkçılık Günü! 🐟🐟🐟🎣🎣🎣 Aldığımız iki nefesten birini sağlayan denizlerimiz, aynı zamanda en doğal ve sağlıklı besin kaynaklarımızdan biri. Geleneksel balıkçılık ise tarihimizin en kıymetli kültürel zenginliklerinden ve özellikle kıyı toplumlarının ekonomik gelişimine önemli katkılar sağlıyor. Milyonlarca insanın geçim kaynağı ve sağlıklı beslenmenin önemli unsurlarından olan balıkçılığın sürdürülebilir olması için kıyı ekosistemini, deniz ve su kaynaklarındaki biyoçeşitliliği korumak ve koruma alanlarını artırmak zorundayız. Ege’nin paragatçılığı, Marmara ve Karadeniz’in yakamoz balıkçılığı, Dalyan ve Çökertme avcılığı, Lagünler ve kuzuluklar, oltacılık, Karadeniz’de Palamut çapariciliği gibi geleneksel balıkçılık metodlarımız, maalesef aşırı, kayıt dışı avcılık, av yasaklarına uyulmaması, artan deniz kirliliği ve küresel iklim değişikliğine bağlı olarak balık stoklarının azalması nedeniyle yok oluyor. Buna dur demek bizim elimizde. TURMEPA olarak Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan 14. madde “Sudaki Yaşam”ı destekliyoruz. Çünkü denizi korumak, doğayı, oksijenimizi, gıdamızı, ekonomiyi, tüm canlıları korumak demek.

Bugün 22 Mart Dünya Su Günü! 💦

Bireysel ve toplumsal sağlığımızı korumak için suyun hayati önemini bir kez daha anladığımız bu dönemde, onun değerini ve korunması gerektiğini de hatırlayalım.
Kişisel hijyenimizi sağlarken kullandığımız suyun kaynaklarının kısıtlı olduğunu, bu nedenle ellerimizi yıkarken suyu boşa akıtmamamız gerektiğini unutmayalım.

Bugün 22 Mart Dünya Su Günü! 💦 Bireysel ve toplumsal sağlığımızı korumak için suyun hayati önemini bir kez daha anladığımız bu dönemde, onun değerini ve korunması gerektiğini de hatırlayalım. Kişisel hijyenimizi sağlarken kullandığımız suyun kaynaklarının kısıtlı olduğunu, bu nedenle ellerimizi yıkarken suyu boşa akıtmamamız gerektiğini unutmayalım.