Denizel Bilgiler

post?.Description

Van Gölü ve çevresinin korunması için 2020 yılında başlatılan Van Gölü Havzası Koruma Eylem Planı kapsamında sorumluluk alan TURMEPA öğrenci ve öğretmen eğitimlerine devam ederken, Van İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ve Adel Kalemcilik sponsorluğu ile “Hayallerim Van Gölü Kadar Büyük” resim yarışmasını hayata geçirdi. TURMEPA’ nın çevre eğitimlerini alan öğrenciler, yarışmada hayal ettikleri Van Gölü’nü resmederek, çevrenin ve doğal kaynakların korunması konusunda da farkındalık kazandı.

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

Dünya Denizciler Günü Kutlu Olsun!
Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), çok zor koşullarda çalışarak toplumların refahını yükselten, dünya ticaretinin çok büyük bir kısmını gerçekleştiren deniz insanlarının bu önemli katkılarını tüm dünyaya hatırlatmak amacıyla 2010 yılında Filipinler’de yapılan diplomatik konferans günü olan 25 Haziran’ı Dünya Denizciler Günü ilan etti. Her sene ayrı bir temayla kutlanan bu önemli günün 2020 teması ise 'Denizciler - Kilit Çalışanlar' olarak belirlendi.
Dünya ticaretinin yüzde 80’ini oluşturan denizcilikte büyük role sahip olan deniz insanlarının Koronavirüs salgını döneminde büyük fedakarlıkla aralıksız sürdürdükleri görevleri ve uluslararası iş birliğine sundukları katkıya dikkat çekilerek takdir edilmesi amacıyla belirlenen bu temaya TURMEPA da sahip çıkıyor. “Denizciler – Kilit Çalışanlar” mesajıyla dünyamız ve denizlerimiz için emek veren tüm denizcilerimizin ve onların evi olan denizleri korumak için adım atan tüm deniz gönüllülerinin Dünya Denizciler Günü’nü kutlarız.

Dünya Denizciler Günü Kutlu Olsun! Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), çok zor koşullarda çalışarak toplumların refahını yükselten, dünya ticaretinin çok büyük bir kısmını gerçekleştiren deniz insanlarının bu önemli katkılarını tüm dünyaya hatırlatmak amacıyla 2010 yılında Filipinler’de yapılan diplomatik konferans günü olan 25 Haziran’ı Dünya Denizciler Günü ilan etti. Her sene ayrı bir temayla kutlanan bu önemli günün 2020 teması ise 'Denizciler - Kilit Çalışanlar' olarak belirlendi. Dünya ticaretinin yüzde 80’ini oluşturan denizcilikte büyük role sahip olan deniz insanlarının Koronavirüs salgını döneminde büyük fedakarlıkla aralıksız sürdürdükleri görevleri ve uluslararası iş birliğine sundukları katkıya dikkat çekilerek takdir edilmesi amacıyla belirlenen bu temaya TURMEPA da sahip çıkıyor. “Denizciler – Kilit Çalışanlar” mesajıyla dünyamız ve denizlerimiz için emek veren tüm denizcilerimizin ve onların evi olan denizleri korumak için adım atan tüm deniz gönüllülerinin Dünya Denizciler Günü’nü kutlarız.

Aslan Balığı (Pterois Miles)
Doğal Yayılış Alanı: Hint Pasifik Okyanusu’na özgü yerli bir türdür. İklim değişikliğinin etkileriyle dünyanın birçok yerini istila etmektedir.
Türkiye’deki Yayılışı: İlk kez 2014 yılında İskenderun’da görülmüştür. Doğu Akdeniz ve Ege’de git gide daha fazla yayılmaktadır.
Geliş yolu: Türkiye denizlerine Süveyş Kanalı yoluyla giriş yapmıştır.
Etkileri: Deniz ekosistemini tahrip eder, yerli balık ve omurgasız türleri ile beslenir. Yerel türlerin yavrularını tüketir. Yüzgeç dikenleri zehirli olup, insanlarda ciddi zehirlenmelere ve ölümlere neden olabilmektedir. Tek bir sokma şiddetli ağrı ve şişliğe neden olabilir. Nadirde olsa kalp – dolaşım, kas- sinir sistemlerini aşırı derecede etkileyebilir.
Yaşam Alanı: 1-300 m arası derinliklerde her yaşam ortamına maksimum uyum sağlar. Yaşam süresi ortalama 30 yıldır. Akdeniz'de türü kontrol altında tutacak avcısı yok denecek kadar az.
Çoğalma ve yayılma: Yıl boyunca uygun ortamı bulduğu müddetçe, 4 günde 10-30 bin yumurta yapabilmektedir.
Beslenme: Vücudunun yarısı büyüklüğünde avını yiyebilir. Midesi 30 kat genişleyebilir. 30 dakikada 20 balık yiyebilir. Obur bir balık ve etkin bir avcı
Korunma: Deniz koruma alanlarında orfoz, lagos, köpek balığı gibi doğal predatörleri korunabilir ve birey sayısı arttırılırsa, Aslan balığı gibi istilacı türlerin baskısı azalacaktır. Bilinçli bir şekilde dikenleri temizlendiğinde eti oldukça lezzetli olan aslan balığı ekonomiye kazandırılması önemlidir.
Çevresindeki canlıların beslenmesini ve barınmasını sağlayan, Akdeniz’e endemik olan deniz çayırlarını (Posidona spp.) sararak, gelişimini sınırlayıp, ortamdan yok olmasına neden olmaktadır. Biyolojik çeşitliliği ortadan kaldırdığı
için de Caulerpa taxifolia "katil yosun" adıyla anılmaktadır. Bu su yosununa dokunmanın insan sağlığı için bir zararı yoktur. Bir parçası sökülüp su dışında kalsa bile ılıman, rutubetli bölgelerde bir haftadan fazla hayatta kalabilmektedir. Denize bırakıldığı zamanda gelişimini devam ettirebilmektedir.
Yaşam Alanı: Geniş tuzluluk, sıcaklık ve ışık değişimlerine dayanıklılık gösterir ve Batı Akdeniz’de doğal rakipleri bulunmadığından hızlı bir yayılım gösterir. Türkiye güney batı kıyılarında geniş bir dağılım gösterir. Kıyıdan özellikle 3-40 metreler arasında yoğun doku oluşturmakta, hatta 99 metreye kadar yayılım göstermektedir. Su sıcaklığı 15°C’nin üstüne çıktığında gelişimi hızlanan bu tür, canlılığını kış döneminde yavaşlamış olarak sürdürmektedir.
Yayılma: Caulerpa” denmesinin nedeni budur. Latince, “Caulos”, “eksen” ve sürünmekten gelmektedir. Bu stolon 1m uzunluğa ulaşabilir ve kökleri ile dibe tutunmuştur. Stolonların yapraklar vardır ve bu yapraklarda iğneler ve yaprakçılar bulunmaktadır. Bu uzun yaprak kollara ayrılır ve 5 ile 65 cm uzunluğundadır. Yayılma hızı, yük gemileri ve özel teknelerin gövdelerine yapışarak uzun mesafeler kat etmeleri ya da balık ağları ile farklı bölgelere taşınmaları nedeniyle giderek artıyor. Koparılan, dağılan parçaları yeni koloniler oluşturabiliyor. 
Balon Balığı (Lagocephalus sceleratus)
Benekli Balon Balığı , yabancı istilacı türlerin en zehirlilerindendir.
Doğal Yayılış Alanı: Kızıl Deniz ve Hint Pasifik Okyanusu’na özgü bir türdür.
Türkiye’deki Yayılışı: Türkiye’de ilk olarak 2003 yılında tespit edilen, Akdeniz ve Güney Ege kıyılarında günümüzde yaygın olarak gözlenen Balon Balığı, bilimsel araştırmalarda Karadeniz’de bile rastlanmaya başlamıştır.
Geliş yolu: Türkiye denizlerine Süveyş Kanalı yoluyla giriş yapmıştır.
Etkileri: Akdeniz’ deki en istilacı türlerden biri, deniz ekosisteminde önemli değişikliklere neden oluyor. Yerli türlerin azalmasına, balıkçılığa dayalı geçim kaynaklarını olumsuz etkiliyor. Çenelerinde bulunan keskin dişleri ile av araçlarına zarar verir. İç organ ve kaslarında dünyada bilinen en kuvvetli zehir olan, tetrodotoksin bulunmaktadır. Siyanürden 1200 kat daha zehirli olan bu madde, sinir sistemini felç eder, duyu kaybına, solunum güçlüğüne ve ölüme neden olur. Bilinen bir panzehiri yoktur.
Yaşam Alanı: Akdeniz ve Ege’de doğal avcısı yok kadar az. Kumlu, çamurlu ve kayalık dip ortamlarında yaşar. 50m’yi geçmeyen kıyısal sularda yaygındır.
Beslenme: Etoburdur. Başlıca karides, yengeç, sübye ve kalamarla beslenir.
Korunma: Deniz koruma alanlarında orfoz, lagos, köpek balığı gibi doğal predatörleri korunabilir ve birey sayısı arttırılırsa, Aslan balığı gibi istilacı türlerin baskısı azalacaktır.
Tehlike anında, su yutarak vücudunu büyüklüğünün birkaç katına kadar balon şeklinde genişletir. Katil Yosun (Caulerpa taxifolia)
Doğal Yayılış Alanı: Hint Okyanusu.
Türkiye’deki Yayılışı: 2006 yılında Süveyş Kanalı aracılığı ile İskendurun Körfezine girmiş ve 2010 yılında İzmir Çeşme altı yakında Yolluca Askeri Bölgesinde tespit edilmiştir. 1988’de Fransa, İtalya, İspanya ve Hırvatistan kıyılarına yayılmıştır.
Geliş yolu: 1984 yılında Fransa’da bulunan Monaco Su Altı Bilimleri Enstitüsü’nden kaçtığı bilinmektedir. İskenderun Körfezine ise Süveyş kanalı vasıtasıyla girmiştir.
Etkileri: Caulerpa taxifolia, çok baskın bir tür olduğundan bulunduğu bölgede yaşayan canlılara yaşama şansı tanımamaktadır. Akdeniz sığ su ekosistemi için büyük risk teşkil eder.

Aslan Balığı (Pterois Miles) Doğal Yayılış Alanı: Hint Pasifik Okyanusu’na özgü yerli bir türdür. İklim değişikliğinin etkileriyle dünyanın birçok yerini istila etmektedir. Türkiye’deki Yayılışı: İlk kez 2014 yılında İskenderun’da görülmüştür. Doğu Akdeniz ve Ege’de git gide daha fazla yayılmaktadır. Geliş yolu: Türkiye denizlerine Süveyş Kanalı yoluyla giriş yapmıştır. Etkileri: Deniz ekosistemini tahrip eder, yerli balık ve omurgasız türleri ile beslenir. Yerel türlerin yavrularını tüketir. Yüzgeç dikenleri zehirli olup, insanlarda ciddi zehirlenmelere ve ölümlere neden olabilmektedir. Tek bir sokma şiddetli ağrı ve şişliğe neden olabilir. Nadirde olsa kalp – dolaşım, kas- sinir sistemlerini aşırı derecede etkileyebilir. Yaşam Alanı: 1-300 m arası derinliklerde her yaşam ortamına maksimum uyum sağlar. Yaşam süresi ortalama 30 yıldır. Akdeniz'de türü kontrol altında tutacak avcısı yok denecek kadar az. Çoğalma ve yayılma: Yıl boyunca uygun ortamı bulduğu müddetçe, 4 günde 10-30 bin yumurta yapabilmektedir. Beslenme: Vücudunun yarısı büyüklüğünde avını yiyebilir. Midesi 30 kat genişleyebilir. 30 dakikada 20 balık yiyebilir. Obur bir balık ve etkin bir avcı Korunma: Deniz koruma alanlarında orfoz, lagos, köpek balığı gibi doğal predatörleri korunabilir ve birey sayısı arttırılırsa, Aslan balığı gibi istilacı türlerin baskısı azalacaktır. Bilinçli bir şekilde dikenleri temizlendiğinde eti oldukça lezzetli olan aslan balığı ekonomiye kazandırılması önemlidir. Çevresindeki canlıların beslenmesini ve barınmasını sağlayan, Akdeniz’e endemik olan deniz çayırlarını (Posidona spp.) sararak, gelişimini sınırlayıp, ortamdan yok olmasına neden olmaktadır. Biyolojik çeşitliliği ortadan kaldırdığı için de Caulerpa taxifolia "katil yosun" adıyla anılmaktadır. Bu su yosununa dokunmanın insan sağlığı için bir zararı yoktur. Bir parçası sökülüp su dışında kalsa bile ılıman, rutubetli bölgelerde bir haftadan fazla hayatta kalabilmektedir. Denize bırakıldığı zamanda gelişimini devam ettirebilmektedir. Yaşam Alanı: Geniş tuzluluk, sıcaklık ve ışık değişimlerine dayanıklılık gösterir ve Batı Akdeniz’de doğal rakipleri bulunmadığından hızlı bir yayılım gösterir. Türkiye güney batı kıyılarında geniş bir dağılım gösterir. Kıyıdan özellikle 3-40 metreler arasında yoğun doku oluşturmakta, hatta 99 metreye kadar yayılım göstermektedir. Su sıcaklığı 15°C’nin üstüne çıktığında gelişimi hızlanan bu tür, canlılığını kış döneminde yavaşlamış olarak sürdürmektedir. Yayılma: Caulerpa” denmesinin nedeni budur. Latince, “Caulos”, “eksen” ve sürünmekten gelmektedir. Bu stolon 1m uzunluğa ulaşabilir ve kökleri ile dibe tutunmuştur. Stolonların yapraklar vardır ve bu yapraklarda iğneler ve yaprakçılar bulunmaktadır. Bu uzun yaprak kollara ayrılır ve 5 ile 65 cm uzunluğundadır. Yayılma hızı, yük gemileri ve özel teknelerin gövdelerine yapışarak uzun mesafeler kat etmeleri ya da balık ağları ile farklı bölgelere taşınmaları nedeniyle giderek artıyor. Koparılan, dağılan parçaları yeni koloniler oluşturabiliyor. Balon Balığı (Lagocephalus sceleratus) Benekli Balon Balığı , yabancı istilacı türlerin en zehirlilerindendir. Doğal Yayılış Alanı: Kızıl Deniz ve Hint Pasifik Okyanusu’na özgü bir türdür. Türkiye’deki Yayılışı: Türkiye’de ilk olarak 2003 yılında tespit edilen, Akdeniz ve Güney Ege kıyılarında günümüzde yaygın olarak gözlenen Balon Balığı, bilimsel araştırmalarda Karadeniz’de bile rastlanmaya başlamıştır. Geliş yolu: Türkiye denizlerine Süveyş Kanalı yoluyla giriş yapmıştır. Etkileri: Akdeniz’ deki en istilacı türlerden biri, deniz ekosisteminde önemli değişikliklere neden oluyor. Yerli türlerin azalmasına, balıkçılığa dayalı geçim kaynaklarını olumsuz etkiliyor. Çenelerinde bulunan keskin dişleri ile av araçlarına zarar verir. İç organ ve kaslarında dünyada bilinen en kuvvetli zehir olan, tetrodotoksin bulunmaktadır. Siyanürden 1200 kat daha zehirli olan bu madde, sinir sistemini felç eder, duyu kaybına, solunum güçlüğüne ve ölüme neden olur. Bilinen bir panzehiri yoktur. Yaşam Alanı: Akdeniz ve Ege’de doğal avcısı yok kadar az. Kumlu, çamurlu ve kayalık dip ortamlarında yaşar. 50m’yi geçmeyen kıyısal sularda yaygındır. Beslenme: Etoburdur. Başlıca karides, yengeç, sübye ve kalamarla beslenir. Korunma: Deniz koruma alanlarında orfoz, lagos, köpek balığı gibi doğal predatörleri korunabilir ve birey sayısı arttırılırsa, Aslan balığı gibi istilacı türlerin baskısı azalacaktır. Tehlike anında, su yutarak vücudunu büyüklüğünün birkaç katına kadar balon şeklinde genişletir. Katil Yosun (Caulerpa taxifolia) Doğal Yayılış Alanı: Hint Okyanusu. Türkiye’deki Yayılışı: 2006 yılında Süveyş Kanalı aracılığı ile İskendurun Körfezine girmiş ve 2010 yılında İzmir Çeşme altı yakında Yolluca Askeri Bölgesinde tespit edilmiştir. 1988’de Fransa, İtalya, İspanya ve Hırvatistan kıyılarına yayılmıştır. Geliş yolu: 1984 yılında Fransa’da bulunan Monaco Su Altı Bilimleri Enstitüsü’nden kaçtığı bilinmektedir. İskenderun Körfezine ise Süveyş kanalı vasıtasıyla girmiştir. Etkileri: Caulerpa taxifolia, çok baskın bir tür olduğundan bulunduğu bölgede yaşayan canlılara yaşama şansı tanımamaktadır. Akdeniz sığ su ekosistemi için büyük risk teşkil eder.

Afrika’da yapılan bir araştırmaya göre;
Hidroelektrik barajlarının oluşturduğu göllerde yüzen güneş panelleri büyük bir yeni güç kaynağı olabilir.🐬
Küresel İklim Değişikliği tüm su kaynaklarını olduğu gibi baraj göllerini de etkileyecektir. Baraj göllerinin sadece %1 inde bu yüzen güneş panelleri kullanılsa, barajlardaki enerji üretimi %50 artabilir. Yüzer paneller, özellikle kuraklıkların hidroelektrik üretiminde ciddi etkilere neden olduğu su kıtlığı olan belirli bölgelerde, enerji üretimi için potansiyel bir alternatif olabilir. Viyana Teknoloji Üniversitesi Heliofloat adı verilen böyle bir teknoloji üzerinde çalışıyor. Tasarımları açısından sağlam olan şamandıralar, şiddetli havalarda bile alabora olmayacak şekilde, havayı hapseden açık bir tabanla ayakta kalması için variller kullanılarak inşa edilen yüzer cihazlar, en kötü fırtınalarda bile alabora olmayacağı düşünülüyor. Bu yeni cihazların evlerimize ve iş yerimize ne zaman güç sağlayacağına dair henüz bir bilgi yok. Ancak yine de oldukça yenilikçi ve havalı bir fikir. Çok da uzak olmayan bir gelecekte, ihtiyacımız olan güç denizler ve göllerde bulunan yüzen güneş enerjisi santralleri tarafından çok iyi bir şekilde sağlanabilir.

Afrika’da yapılan bir araştırmaya göre; Hidroelektrik barajlarının oluşturduğu göllerde yüzen güneş panelleri büyük bir yeni güç kaynağı olabilir.🐬 Küresel İklim Değişikliği tüm su kaynaklarını olduğu gibi baraj göllerini de etkileyecektir. Baraj göllerinin sadece %1 inde bu yüzen güneş panelleri kullanılsa, barajlardaki enerji üretimi %50 artabilir. Yüzer paneller, özellikle kuraklıkların hidroelektrik üretiminde ciddi etkilere neden olduğu su kıtlığı olan belirli bölgelerde, enerji üretimi için potansiyel bir alternatif olabilir. Viyana Teknoloji Üniversitesi Heliofloat adı verilen böyle bir teknoloji üzerinde çalışıyor. Tasarımları açısından sağlam olan şamandıralar, şiddetli havalarda bile alabora olmayacak şekilde, havayı hapseden açık bir tabanla ayakta kalması için variller kullanılarak inşa edilen yüzer cihazlar, en kötü fırtınalarda bile alabora olmayacağı düşünülüyor. Bu yeni cihazların evlerimize ve iş yerimize ne zaman güç sağlayacağına dair henüz bir bilgi yok. Ancak yine de oldukça yenilikçi ve havalı bir fikir. Çok da uzak olmayan bir gelecekte, ihtiyacımız olan güç denizler ve göllerde bulunan yüzen güneş enerjisi santralleri tarafından çok iyi bir şekilde sağlanabilir.