Denizel Bilgiler

post?.Description

Kimlerin eviyim? -Biyoçeşitlilik Karadeniz Türkiye'de deniz ürünleri üretiminin yaklaşık %70'i Karadeniz'den sağlanmaktadır. Hamsi, Çaça, Palamut, Lüfer, Barbun, Kalkan, Levrek, İstavrit, Mezgit, Kaya Levreği, İskorpit Karadeniz'de yaşamaktadır. Marmara Denizi Türkiye'de deniz ürünleri üretiminin yaklaşık %12'si Marmara Denizi'nden sağlanmaktadır. Kefal, Tekir, İstavrit, Kırlangıç, Gümüş, Mezgit, İzmarit, Palamut, Lüfer, Hamsi, Uskumru Marmara'da yaşamaktadır. Ege Denizi Türkiye'de deniz ürünleri üretiminin yaklaşık %10'u Ege Denizi'nden sağlanmaktadır. Kefal, Çipura, Levrek, Hani, Karagöz, Mercan, Orkinos, Tekir, Sardalya, Sinarit Ege'de yaşamaktadır. Akdeniz Türkiye'de deniz ürünleri üretiminin yaklaşık %8'i Akdeniz'den sağlanmaktadır. Fangri, Hani, Lahoz, Melanur, Orfoz, Ahtapot, Trança, Orkinos, Barbun, Lokum Balığı, Yazılı Orkinos Akdeniz'de yaşamaktadır.

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

Rapana Venosa
Doğal Yayılış Alanı: Asya sularından Japon Denizi, Sarı Deniz ve Çin Denizinin yerli türüdür.
Türkiye’deki Yayılışı: Karadeniz’de ilk defa 1947 yılında Rusya sularında, Türkiye karasularında ise 1962 yılında Trabzon kıyılarında görülmüştür. 1966 yılında Marmara Denizi’nde, 1969 yılında ise Ege Denizi Çaltıburnu kıyılarında tespit edilmiştir.
Geliş yolu: Japon Denizi’nden gemilerin balast sularıyla gelmiştir. Etkileri: Midye, istiridye ve diğer yumuşakçalarla beslenen deniz salyangozu, midye ve istiridye stoklarının azalmasına neden olmuş, dolayısıyla bu canlılar ile beslenen balık stoklarını da olumsuz etkilemiştir. Düşmanının bulunmaması nedeniyle bu tür aşırı çoğalmıştır. Ancak, aşırı çoğalan bu tür balıkçılar tarafından avlanarak alternatif bir gelir kaynağı olmuştur. Yaşam Alanı: 90 m ye kadar olan derinliklerde, kumlu, çamurlu, algli zeminler ve midye fasileleri civarında yaşayabilmekte ve yerel malaco-fauna üzerinde büyük etki yapmaktadır. Beslenme: Karadeniz’de zoobentik faunanın %40’nı oluşturan midyeler, damarsal balıkların besin kaynağını oluşturmaktadır. Deniz salyangozu da başlıca midye, istiridye ve diğer yumuşakçalarla beslenmektedir.
Karadeniz’de düşmanı olmayan deniz salyangozunun miktarının artmasıyla azalan midye ve istiridye stokları balıkların beslenme ortamını etkilemektedir. Mnemiopsis leidyiMnemiopsis leidyi (Taraklı Medüz) Karadeniz’de yaygın bir yaşam alanı oluşturarak adeta istila eden diğer önemli bir istilacı türdür. Doğal Yayılış Alanı: Güney ve Kuzey Amerika Atlantik sahili boyunca ılımandan subtropikale haliçlerin yerli türüdür. Türkiye’deki Yayılışı: Karadeniz, Azov, Marmara, Ege Denizi, Adriyatik Denizi’ne ve son olarak petrol tankerlerinin balast sularından Hazar Denizi'ne yayılmıştır. Karadeniz’e 1980’lerin başında doğu ABD’den kargo gemilerinin balast suyunda taşınarak gelmiştir. Geliş yolu: Gemilerin Balast sularıyla gelmiştir.Etkileri: Zooplanktonların başlıca avcılarından biridir ve balıkçılığın çökmesi ile ilişkilidir. Canlı zooplanktonlar, balık yumurta ve larvalarıyla beslenir. Bir günde kendi vücut ağırlığının 10 katı miktarında beslenebilir.

Rapana Venosa Doğal Yayılış Alanı: Asya sularından Japon Denizi, Sarı Deniz ve Çin Denizinin yerli türüdür. Türkiye’deki Yayılışı: Karadeniz’de ilk defa 1947 yılında Rusya sularında, Türkiye karasularında ise 1962 yılında Trabzon kıyılarında görülmüştür. 1966 yılında Marmara Denizi’nde, 1969 yılında ise Ege Denizi Çaltıburnu kıyılarında tespit edilmiştir. Geliş yolu: Japon Denizi’nden gemilerin balast sularıyla gelmiştir. Etkileri: Midye, istiridye ve diğer yumuşakçalarla beslenen deniz salyangozu, midye ve istiridye stoklarının azalmasına neden olmuş, dolayısıyla bu canlılar ile beslenen balık stoklarını da olumsuz etkilemiştir. Düşmanının bulunmaması nedeniyle bu tür aşırı çoğalmıştır. Ancak, aşırı çoğalan bu tür balıkçılar tarafından avlanarak alternatif bir gelir kaynağı olmuştur. Yaşam Alanı: 90 m ye kadar olan derinliklerde, kumlu, çamurlu, algli zeminler ve midye fasileleri civarında yaşayabilmekte ve yerel malaco-fauna üzerinde büyük etki yapmaktadır. Beslenme: Karadeniz’de zoobentik faunanın %40’nı oluşturan midyeler, damarsal balıkların besin kaynağını oluşturmaktadır. Deniz salyangozu da başlıca midye, istiridye ve diğer yumuşakçalarla beslenmektedir. Karadeniz’de düşmanı olmayan deniz salyangozunun miktarının artmasıyla azalan midye ve istiridye stokları balıkların beslenme ortamını etkilemektedir. Mnemiopsis leidyiMnemiopsis leidyi (Taraklı Medüz) Karadeniz’de yaygın bir yaşam alanı oluşturarak adeta istila eden diğer önemli bir istilacı türdür. Doğal Yayılış Alanı: Güney ve Kuzey Amerika Atlantik sahili boyunca ılımandan subtropikale haliçlerin yerli türüdür. Türkiye’deki Yayılışı: Karadeniz, Azov, Marmara, Ege Denizi, Adriyatik Denizi’ne ve son olarak petrol tankerlerinin balast sularından Hazar Denizi'ne yayılmıştır. Karadeniz’e 1980’lerin başında doğu ABD’den kargo gemilerinin balast suyunda taşınarak gelmiştir. Geliş yolu: Gemilerin Balast sularıyla gelmiştir.Etkileri: Zooplanktonların başlıca avcılarından biridir ve balıkçılığın çökmesi ile ilişkilidir. Canlı zooplanktonlar, balık yumurta ve larvalarıyla beslenir. Bir günde kendi vücut ağırlığının 10 katı miktarında beslenebilir.

Aldığımız iki nefesten birini denizlerimiz ve okyanuslarımız sağlıyor. İhtiyaç duyduğumuz oksijenin yüzde 50-70'ini denizler ve okyanuslar üretiyor. Bize hayat veren maviliklerimizi korumak ve gelecek nesillere sağlıklı yarınlar bırakmak için “Deniz varsa hayat var” diyoruz. 8 Haziran Dünya Okyanus Günü Kutlu Olsun!

Aldığımız iki nefesten birini denizlerimiz ve okyanuslarımız sağlıyor. İhtiyaç duyduğumuz oksijenin yüzde 50-70'ini denizler ve okyanuslar üretiyor. Bize hayat veren maviliklerimizi korumak ve gelecek nesillere sağlıklı yarınlar bırakmak için “Deniz varsa hayat var” diyoruz. 8 Haziran Dünya Okyanus Günü Kutlu Olsun!

Küresel İklim Değişikliği, Sel ve Su Baskınları
Basit bir fizik kuralı: Deniz üzerindeki sıcak havanın nem oranı artıyor. Bu da bulutların çoğalmasına neden oluyor. Neticede daha fazla yağmur yağıyor. Hatta bazen bu yağış miktarı devasa miktarlara ulaşabiliyor. İklim araştırmacıları, 1980’lerden buyana dünya genelindeki yağmur miktarında yüzde 20’lik rekor bir artış tespit etti. Günümüzde aşırı yağış sonucu taşan nehirlerin neden olduğu sel baskınları, en sık rastlanan doğal felaketler arasında yer alıyor. Küresel ısınma arttıkça afetler de çoğalıyor.403 ppm (milyonda bir) ile tarihî rekor seviyesine ulaşan atmosferdeki karbondioksit (CO2) parçacıkları sayesinde küresel ısınmanın daha da artması bekleniyor. Sanayi devrinin başı olarak kabul edilen 1850’lerle mukayese edildiğinde, dünyada ortalama sıcaklık bugün yaklaşık 1°C arttı. Bundan yaklaşık 20 yıl sonra ise artışın 1,5°C seviyesinde olması bekleniyor. Dünya genelinde insanların güvende olabilmesi için, aşırı yağış, sel felaketi ve nehirlerin taşmasını önleyecek tedbirlerin yerel bazda şimdiden alınmaya başlanması gerekiyor. Küresel ısınmanın 2 derece daha artmasını önlemek için de kömür, petrol ve doğal gaz kullanımından vazgeçilmesi gerekiyor. Zira ortalama sıcaklığın 2 derece daha artması durumunda, pek çok yerde önleyici tedbirler almak neredeyse imkansız hale gelecektir
Sel ve Su Baskınlarına Karşı Hangi Önlemler Alınmalı?
•Dere yataklarında biriken moloz ve topraklar temizlenecek, dere ve kanal ıslah çalışmalarına hız verilecek, arazinin düşük kotlarında suyun akışını sağlamak ve alt yapı tesislerinin inşasına imkân tanımak amacıyla su akış kesitini daraltmayacak şekilde köprü ve menfez çalışmaları yapılmalı.
•Sel tehlikesi bulunan eğimli yamaçlarda teraslama çalışmaları yapılacak ve risk altındaki yapılar tespit edilerek, mevzuat uyarınca gerekli işlemler gerçekleştirilmeli.
•Taşkınların ve yağmur suyunun uzaklaştırılmasıyla ilgili yetersiz gelen mevcut yapılar ıslah edilerek, heyelana karşı duyarlı alanlardan olan atık sistemlerinin kullanıldığı ve yerleşimin geliştiği tepelik alanlarda heyelana karşı gerekli önlemler alınmalı.
Yeni yerleşim alanları için mühendislere, kent planlamacılarına yüksek riske sahip alanlardan kaçınılması konusunda yeterli bilgi ve veriler sunulmalı.
• Deniz kenarındaki şehirlerde, sel sularının denize doğru akışını yavaşlatacak veya engelleyecek unsurlar (denize paralel kaldırım taşları vb.) ve yapılar tadil edilmeli veya kaldırılmalı.
• Sel sularının bertaraf edilebilmesi için şehir merkezlerinde belirli noktalarda suların birikeceği ve gerektiğinde kullanılabileceği rekreasyon alanı olarak da kullanılabilecek havzalar oluşturularak, afete maruz kalmış alanlardaki vatandaşların tekrar afet bölgelerine dönmemesi için gerekli teşvik ve bilgilendirme yapılmalı.
• Afet risklerine ilişkin vatandaşlarla karşılıklı bilgi alışverişinin güçlendirilmesi sağlanarak, afetlere karşı erken uyarı mekanizmaları geliştirilmeli.

Küresel İklim Değişikliği, Sel ve Su Baskınları Basit bir fizik kuralı: Deniz üzerindeki sıcak havanın nem oranı artıyor. Bu da bulutların çoğalmasına neden oluyor. Neticede daha fazla yağmur yağıyor. Hatta bazen bu yağış miktarı devasa miktarlara ulaşabiliyor. İklim araştırmacıları, 1980’lerden buyana dünya genelindeki yağmur miktarında yüzde 20’lik rekor bir artış tespit etti. Günümüzde aşırı yağış sonucu taşan nehirlerin neden olduğu sel baskınları, en sık rastlanan doğal felaketler arasında yer alıyor. Küresel ısınma arttıkça afetler de çoğalıyor.403 ppm (milyonda bir) ile tarihî rekor seviyesine ulaşan atmosferdeki karbondioksit (CO2) parçacıkları sayesinde küresel ısınmanın daha da artması bekleniyor. Sanayi devrinin başı olarak kabul edilen 1850’lerle mukayese edildiğinde, dünyada ortalama sıcaklık bugün yaklaşık 1°C arttı. Bundan yaklaşık 20 yıl sonra ise artışın 1,5°C seviyesinde olması bekleniyor. Dünya genelinde insanların güvende olabilmesi için, aşırı yağış, sel felaketi ve nehirlerin taşmasını önleyecek tedbirlerin yerel bazda şimdiden alınmaya başlanması gerekiyor. Küresel ısınmanın 2 derece daha artmasını önlemek için de kömür, petrol ve doğal gaz kullanımından vazgeçilmesi gerekiyor. Zira ortalama sıcaklığın 2 derece daha artması durumunda, pek çok yerde önleyici tedbirler almak neredeyse imkansız hale gelecektir Sel ve Su Baskınlarına Karşı Hangi Önlemler Alınmalı? •Dere yataklarında biriken moloz ve topraklar temizlenecek, dere ve kanal ıslah çalışmalarına hız verilecek, arazinin düşük kotlarında suyun akışını sağlamak ve alt yapı tesislerinin inşasına imkân tanımak amacıyla su akış kesitini daraltmayacak şekilde köprü ve menfez çalışmaları yapılmalı. •Sel tehlikesi bulunan eğimli yamaçlarda teraslama çalışmaları yapılacak ve risk altındaki yapılar tespit edilerek, mevzuat uyarınca gerekli işlemler gerçekleştirilmeli. •Taşkınların ve yağmur suyunun uzaklaştırılmasıyla ilgili yetersiz gelen mevcut yapılar ıslah edilerek, heyelana karşı duyarlı alanlardan olan atık sistemlerinin kullanıldığı ve yerleşimin geliştiği tepelik alanlarda heyelana karşı gerekli önlemler alınmalı. Yeni yerleşim alanları için mühendislere, kent planlamacılarına yüksek riske sahip alanlardan kaçınılması konusunda yeterli bilgi ve veriler sunulmalı. • Deniz kenarındaki şehirlerde, sel sularının denize doğru akışını yavaşlatacak veya engelleyecek unsurlar (denize paralel kaldırım taşları vb.) ve yapılar tadil edilmeli veya kaldırılmalı. • Sel sularının bertaraf edilebilmesi için şehir merkezlerinde belirli noktalarda suların birikeceği ve gerektiğinde kullanılabileceği rekreasyon alanı olarak da kullanılabilecek havzalar oluşturularak, afete maruz kalmış alanlardaki vatandaşların tekrar afet bölgelerine dönmemesi için gerekli teşvik ve bilgilendirme yapılmalı. • Afet risklerine ilişkin vatandaşlarla karşılıklı bilgi alışverişinin güçlendirilmesi sağlanarak, afetlere karşı erken uyarı mekanizmaları geliştirilmeli.