Denizel Bilgiler

post?.Description

Deniz çayırlarının önemi; Akdeniz Havzası'nda deniz çayırı türleri Posidonia oceanica, Cymodocea nodosa Zostera noltii Ekosisteme Katkısı: Dünya üzerindeki tüm bitki popularyonları arasında karbonu yakalama özelliği en fazla olanlar deniz çayırlarıdır. 2000 TON/ha dır. Bununla birlikte tropikal ormanlardan daha fazla organik madde üretirler. Suyu oksijence zenginleştirirler: Her gün her m2 için 10 ile 15 lt’nin üzerinde oksijen oluştururlar. yılda metrekare başına 5000 litrenin üzerinde oksijen üretim kapasitesine sahiptir Birçok deniz canlısına balık türlerine, alglere ve omurgasızlara ev sahipliği yapmaktadır. Güçlü akıntı ve dalgaları şiddetini azaltırlar. Akıntı ve dalgalarla birlikte su kolonunda oluşan askıda katı maddeleri bünyelerine alarak suyu berraklaştırır Ölü yaprakların littoral zonda birikimi sayesinde bariyer görevi görürler. Posidonia ocanica özellikleri; Posidonia oceanica birincil üretim açısından en önemli deniz çayırı türüdür ve Akdeniz’e özgü endemik bir tür olarak yalnızca Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunmaktadır. Akdeniz kıyılarında 45 metre derinliğe kadar yayılım gösteren ve 30 yıl kadar yaşayabilen çok yıllık bir bitkidir IUCN)’nin yayınladığı Kırmızı Listede ‘Düşük Riskli’ (Least Concern) statüsünde olmasına karşı türün popülasyon durumu azalma eğilimindedir. Akdeniz’deki deniz çayırı habitatlarının %90’ı tahrip olmuş durumdadır. 2020 tarihli bir BM raporu, bu önemli deniz habitatının her yıl dünya çapında %7'sinin kaybolduğunu, bu da her 30 dakikada bir futbol sahasının genişliğinde deniz çayırının kaybolmasına eşdeğer olduğunu söyledi. Küresel toplam “mavi karbon” habitatlarının beşte birine ev sahipliği yaptıklarını tespit etti. 2019 yılında yapılan bir çalışmada Türkiye kıyılarında deniz çayırları dağılımının 14 486.20 hektar dan daha fazla olduğu ortaya çıkarılmıştır..(Akçalı ve diğ. 2019) Akdeniz’de yaklaşık olarak 25.000 ile 50.000 km2 lik bir alan kapladığı belirtilmektedir. Yılda ortalama 2 cm büyüme gösteren bu türün 1 m2 çayırının yaklaşık 100 yılda oluştuğu hesaplanmaktadır. teknelerin çapa atması ve taraması, deniz suyunun istilacı yosun türleri (Caulerpa taxifolia vb.), balık çiftliklerindeki aşırı yemleme, kıyıların bozulması (yapılaşma, yol yapımı vb), yazlık konut ve sitelerdeki ev sahiplerinin, yüzerken rahatsız oldukları gerekçesiyle bu bitki topluluklarını temizletmeleri, hayalet ağlar ve diğer atıklar sonucu su yüzeyinin kaplanması ile ışığın deniz çayırlarına ulaşamaması gibi sebepler de azalmayı hızlandırmaktadır. Deniz çayırlarının koruna bilmesi ve habitat re jenerasyonu için ilk olarak izleme istasyonları kurularak, deniz çayırlarının alt ve üst yayılım sınırlarının belirlenmesi, bulunduğu bölgedeki hareketliliğin izlenerek, azaltılması, belirli derinliklerde kurulacak istasyonlarla su kalitesi ve ışık geçirgenliğinin düzenli olarak ölçümlenmesi gerekmektedir. Barselona Kongresi’nde akit taraflarca 1999’da kabul edilen Eylem Planının uygulanması UNEP/MAP-RAC/SPA tarafından sağlanmaktadır. NOT: Çanakkale ve Marmara Denizi’nde deniz çayırları içinde makroalg topluluklarında 87 taxa (Taşkın ve Öztürk 2013), Kaynak: https://www.theguardian.com/environment/2021/mar/04/catastrophic-uk-has-lost-90-of-seagrass-meadows-study-finds

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

Okyanus, deniz ve tatlı sularda yüzeye yakın bölgelerde suyun hareketi ile sürüklenen ve 1 litre’de milyonlarca bulunabilen, mikroskobik boyutlardan 20cm e kadar olan canlılardır.
Planktonlar ikiye ayrılır, bitkisel olanları fitoplankton, hayvansal olanları ise zooplanktondur.
Yaşam ömrü çok kısa olan bu mikroskobik canlılardan bitkisel kökenli olan fitoplankton, yeryüzündeki oksijenin yaklaşık %50-70’ini üretmektedir. Aldığımız iki nefesten birini sağlar.
Dünyadaki oksijenin en önemli kaynağı denizlerde gerçekleşen fotosentezin %95’den fazlasını fitoplankton gerçekleştirir ve bu sayede oksijen ve besin üretimini sağlar.
Denizlerdeki besin zincirinin ilk ve en önemli halkası olan ve okyanuslardaki canlı biyokütlesinin %90 dan fazlasını oluşturan planktonu korumak bizim bireysel alışkanlıklarımızı, ihtiyaçlarımızı iyi belirlememize bağlı.

Okyanus, deniz ve tatlı sularda yüzeye yakın bölgelerde suyun hareketi ile sürüklenen ve 1 litre’de milyonlarca bulunabilen, mikroskobik boyutlardan 20cm e kadar olan canlılardır. Planktonlar ikiye ayrılır, bitkisel olanları fitoplankton, hayvansal olanları ise zooplanktondur. Yaşam ömrü çok kısa olan bu mikroskobik canlılardan bitkisel kökenli olan fitoplankton, yeryüzündeki oksijenin yaklaşık %50-70’ini üretmektedir. Aldığımız iki nefesten birini sağlar. Dünyadaki oksijenin en önemli kaynağı denizlerde gerçekleşen fotosentezin %95’den fazlasını fitoplankton gerçekleştirir ve bu sayede oksijen ve besin üretimini sağlar. Denizlerdeki besin zincirinin ilk ve en önemli halkası olan ve okyanuslardaki canlı biyokütlesinin %90 dan fazlasını oluşturan planktonu korumak bizim bireysel alışkanlıklarımızı, ihtiyaçlarımızı iyi belirlememize bağlı.

Afrika’da yapılan bir araştırmaya göre;
Hidroelektrik barajlarının oluşturduğu göllerde yüzen güneş panelleri büyük bir yeni güç kaynağı olabilir.🐬
Küresel İklim Değişikliği tüm su kaynaklarını olduğu gibi baraj göllerini de etkileyecektir. Baraj göllerinin sadece %1 inde bu yüzen güneş panelleri kullanılsa, barajlardaki enerji üretimi %50 artabilir. Yüzer paneller, özellikle kuraklıkların hidroelektrik üretiminde ciddi etkilere neden olduğu su kıtlığı olan belirli bölgelerde, enerji üretimi için potansiyel bir alternatif olabilir. Viyana Teknoloji Üniversitesi Heliofloat adı verilen böyle bir teknoloji üzerinde çalışıyor. Tasarımları açısından sağlam olan şamandıralar, şiddetli havalarda bile alabora olmayacak şekilde, havayı hapseden açık bir tabanla ayakta kalması için variller kullanılarak inşa edilen yüzer cihazlar, en kötü fırtınalarda bile alabora olmayacağı düşünülüyor. Bu yeni cihazların evlerimize ve iş yerimize ne zaman güç sağlayacağına dair henüz bir bilgi yok. Ancak yine de oldukça yenilikçi ve havalı bir fikir. Çok da uzak olmayan bir gelecekte, ihtiyacımız olan güç denizler ve göllerde bulunan yüzen güneş enerjisi santralleri tarafından çok iyi bir şekilde sağlanabilir.

Afrika’da yapılan bir araştırmaya göre; Hidroelektrik barajlarının oluşturduğu göllerde yüzen güneş panelleri büyük bir yeni güç kaynağı olabilir.🐬 Küresel İklim Değişikliği tüm su kaynaklarını olduğu gibi baraj göllerini de etkileyecektir. Baraj göllerinin sadece %1 inde bu yüzen güneş panelleri kullanılsa, barajlardaki enerji üretimi %50 artabilir. Yüzer paneller, özellikle kuraklıkların hidroelektrik üretiminde ciddi etkilere neden olduğu su kıtlığı olan belirli bölgelerde, enerji üretimi için potansiyel bir alternatif olabilir. Viyana Teknoloji Üniversitesi Heliofloat adı verilen böyle bir teknoloji üzerinde çalışıyor. Tasarımları açısından sağlam olan şamandıralar, şiddetli havalarda bile alabora olmayacak şekilde, havayı hapseden açık bir tabanla ayakta kalması için variller kullanılarak inşa edilen yüzer cihazlar, en kötü fırtınalarda bile alabora olmayacağı düşünülüyor. Bu yeni cihazların evlerimize ve iş yerimize ne zaman güç sağlayacağına dair henüz bir bilgi yok. Ancak yine de oldukça yenilikçi ve havalı bir fikir. Çok da uzak olmayan bir gelecekte, ihtiyacımız olan güç denizler ve göllerde bulunan yüzen güneş enerjisi santralleri tarafından çok iyi bir şekilde sağlanabilir.

Mercan resifleri kıyı toplumları için fırtınalara karşı bir bariyer görevi görür,
Rüzgarla oluşan dalgaların etkisini %97 oranında azaltır.

Doğal bariyerler (Mavi Karbon bölgeleri, mercan resifleri vb.) fırtınaların, erozyon ve sellerin kıyıya etkisini azaltarak toplumsal dirençlilik ve ekonomik olarak tasarruf sağlar.
Mavi karbon karbonu tutarak ve depolayarak iklimi düzenler.

#sudakiyaşam
#kıyıekosistemi
@deniztemizturmepa

Mercan resifleri kıyı toplumları için fırtınalara karşı bir bariyer görevi görür, Rüzgarla oluşan dalgaların etkisini %97 oranında azaltır. Doğal bariyerler (Mavi Karbon bölgeleri, mercan resifleri vb.) fırtınaların, erozyon ve sellerin kıyıya etkisini azaltarak toplumsal dirençlilik ve ekonomik olarak tasarruf sağlar. Mavi karbon karbonu tutarak ve depolayarak iklimi düzenler. #sudakiyaşam #kıyıekosistemi @deniztemizturmepa