Denizel Bilgiler

post?.Description

Sulak Alan Nedir ve Neden Önemlidir? Sulak alanlar, suyun varlığının bir bölgenin biyolojik, fiziksel ve kimyasal özelliklerinin çoğunu belirlediği veya etkilediği alanlardır ve dünya yüzeyinin %6’sını kaplar. Sulak alanlar, ekosistemlerin önemli bir parçası olarak sucul yaşamın sürdürülebilirliğini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda iklim kriziyle mücadeleyi, su temini ve biyoçeşitliliği destekleme gibi birçok önemli fonksiyona sahip ve doğal dengeyi destekliyor. Bununla birlikte sulak alanlar en önemli karbon yutaklarıdır ve korunması hayati önem taşıyor. Sulak alanlar yeryüzünün en değerli ekosistemleri olmasına karşın insan faaliyetleri, iklim krizi ve kentleşme gibi etkenler, sulak alanları ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Bu durum, küresel ölçekte biyoçeşitlilik kaybına, su kaynaklarındaki azalmaya ve ekosistemde düzensizliklere yol açıyor. Peki Dünya Sulak Alanlar Günü Nedir? 1971 yılında İran’ın Ramsar şehrinde bir araya gelen dünya ülkeleri, Ramsar Sözleşmesini imzalayarak, bu ekosistemleri koruma altına aldı. Sözleşmenin imzalandığı 2 Şubat günü ise Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafında Dünya Sulak Alanlar Günü olarak ilan edildi. Türkiye, Ramsar Sözleşmesi’ne 17 Mayıs 1994’te resmen taraf oldu ve 14 sulak alan sözleşme listesine dahil edildi. Uluslararası öneme sahip bu alanlarla birlikte Türkiye’de toplam 2.155.045 hektar alanı kaplayan, 135 sulak alan bulunuyor. Deniz ve sucul ekosistem hakkında daha fazla bilgi almak için akademi.turmepa.org.tr web sitesini ziyaret edebilir TURMEPA Öğrenme Programlarına başvurabilirsin. Unutma! Deniz Varsa Hayat Var! #dünyasulakalanlargünü #denizvarsahayatvar #turmepaakademi #sudakiyaşam

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

21 Adımda Mavi Gelecek 

Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek 21 adımda atıklarımızı azaltabilir ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabiliriz. 

Peki bu 21 adım nedir?

Bugün başlayacağımız ‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi ile her Çarşamba izlememiz gereken 3 adımı sizlerle paylaşacağız.

İlk üç adım için sayfayı yana kaydırınız.


#denizvarsahayatvar #sudakiyaşam #21adımdamavi gelecek #mavigelecek




‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor.

Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz  ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlara birlikte bakalım.



4. Adım: Suyu tasarruflu kullanıyorum ve koruyorum (diş fırçalama, el yıkama, duş vb. çocuklara yönelik örnekler verilir.)
5. Adım: Okula giderken beslenme çantası kullanmaya başlıyorum.
6. Adım: Islak mendil yerine bez peçete kullanmaya başlıyorum.


 
‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor.

Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz  ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlar nelerdir?



7. Adım: Yiyeceğim kadar yemeği okula götürüyorum.
8. Adım: Yemek artıklarını çöpe atmıyor eve götürüyorum.
9. Adım: Organik atıkları (yemek artıklarını) gübre haline getiriyorum (Kompost).



‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor.

Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz  ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlar nelerdir?

Daha mavi bir gelecek için bizleri takipte kalınız!


13.Adım: Arkadaşım ile kitap, çanta vb. eşyaları takas yapıyorum.
14 Adım: Yenisini almak yerine, mevcudu onararak tekrar kullanıyorum. 
15 Adım: İhtiyacım olan materyalleri kendim yapmaya başlıyorum. 
      (Mevcudu kullanarak, tokamı, eski tişörtten bez çantamı kendim yapıyorum.)


21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor.

Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz  ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlar sizlerle.

Daha mavi bir gelecek için bizleri takipte kalınız!
#denizvarsahayatvar #sudakiyaşam #21adımdamavi gelecek #mavigelecek


16. Adım: Satın almak yerine ikinci el kullanıyorum.
17. Adım: Deniz canlıların yaşam alanlarına sahip çıkıyorum.
18. Adım: Okulda Çevre Kulüplerine katılıyor, Çevre derslerini tercih ediyor ve
derneklerine üye oluyorum.

21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketinin sonuna geldik!

Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz  ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz son üç adım sizlerle.

19. Adım: Tüketim alışkanlıklarımı 20 günde değiştiriyorum.
20. Adım: Geri dönüşüm ve Sıfır Atık prensiplerini başkalarına anlatıyorum.
21. Adım: Doğal kaynaklarım ve geleceğime sahip çıkıyorum.

21 Adımda Mavi Gelecek Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek 21 adımda atıklarımızı azaltabilir ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabiliriz. Peki bu 21 adım nedir? Bugün başlayacağımız ‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi ile her Çarşamba izlememiz gereken 3 adımı sizlerle paylaşacağız. İlk üç adım için sayfayı yana kaydırınız. #denizvarsahayatvar #sudakiyaşam #21adımdamavi gelecek #mavigelecek ‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor. Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlara birlikte bakalım. 4. Adım: Suyu tasarruflu kullanıyorum ve koruyorum (diş fırçalama, el yıkama, duş vb. çocuklara yönelik örnekler verilir.) 5. Adım: Okula giderken beslenme çantası kullanmaya başlıyorum. 6. Adım: Islak mendil yerine bez peçete kullanmaya başlıyorum. ‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor. Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlar nelerdir? 7. Adım: Yiyeceğim kadar yemeği okula götürüyorum. 8. Adım: Yemek artıklarını çöpe atmıyor eve götürüyorum. 9. Adım: Organik atıkları (yemek artıklarını) gübre haline getiriyorum (Kompost). ‘21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor. Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlar nelerdir? Daha mavi bir gelecek için bizleri takipte kalınız! 13.Adım: Arkadaşım ile kitap, çanta vb. eşyaları takas yapıyorum. 14 Adım: Yenisini almak yerine, mevcudu onararak tekrar kullanıyorum. 15 Adım: İhtiyacım olan materyalleri kendim yapmaya başlıyorum. (Mevcudu kullanarak, tokamı, eski tişörtten bez çantamı kendim yapıyorum.) 21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketi devam ediyor. Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz sıradaki adımlar sizlerle. Daha mavi bir gelecek için bizleri takipte kalınız! #denizvarsahayatvar #sudakiyaşam #21adımdamavi gelecek #mavigelecek 16. Adım: Satın almak yerine ikinci el kullanıyorum. 17. Adım: Deniz canlıların yaşam alanlarına sahip çıkıyorum. 18. Adım: Okulda Çevre Kulüplerine katılıyor, Çevre derslerini tercih ediyor ve derneklerine üye oluyorum. 21 Adımda Mavi Gelecek’ hareketinin sonuna geldik! Daha mavi bir gelecek için günlük yaşam alışkanlıklarımızı değiştirerek atıklarımızı azaltabileceğimiz ve daha yaşanabilir bir gelecek sağlayabileceğimiz son üç adım sizlerle. 19. Adım: Tüketim alışkanlıklarımı 20 günde değiştiriyorum. 20. Adım: Geri dönüşüm ve Sıfır Atık prensiplerini başkalarına anlatıyorum. 21. Adım: Doğal kaynaklarım ve geleceğime sahip çıkıyorum.

Japonya'nın sahillerine enerji sağlayan "denizatları"
Japonya'da betondan yapılmış dalgakıranlar kıyıları erozyona karşı koruyor.
Okinawa Bilim ve Teknoloji Enstitüsü bu dalgakıranları değiştirerek hem kıyıları koruyacak hem de yenilenebilir enerji üretecek türbinler yerleştirmeyi planlıyor.
Bu küçük ve beş pervaneli "denizatı" türbinleri, Japon sahillerinin sadece yüzde 1'ini kaplasa 10 nükleer enerji santralinin kapasitesinde elektrik üretebilir.

Japonya'nın sahillerine enerji sağlayan "denizatları" Japonya'da betondan yapılmış dalgakıranlar kıyıları erozyona karşı koruyor. Okinawa Bilim ve Teknoloji Enstitüsü bu dalgakıranları değiştirerek hem kıyıları koruyacak hem de yenilenebilir enerji üretecek türbinler yerleştirmeyi planlıyor. Bu küçük ve beş pervaneli "denizatı" türbinleri, Japon sahillerinin sadece yüzde 1'ini kaplasa 10 nükleer enerji santralinin kapasitesinde elektrik üretebilir.

Karadeniz
Eski Türkler’in kullandıkları tanımlama çerçevesinde kuzey yönü kara(siyah) rengi ile ilişkilendirilmiş ve kuzeyde yer alan deniz anlamına gelen Bahr-i Siyah (Karadeniz) adı kullanılmaktadır.

Marmara Denizi
Adı güney kıyıları ve adalarda bol miktarda bulunan mermerlerin Yunanca karşılığı olan “Marmaros” dan gelmektedir. 

Ege Denizi
Ege Denizi’nin Türkler tarafından kullanılan tarihi adı Adalar Denizi’dir. Bu görüşü destekler mahiyette çok sayıda yazılı tarihi  belge bulunmaktadır. Türkler 1081 yılında Ege Denizi ile ilk karşılaştıklarında bu denize üzerindeki adaların çokluğundan dolayı “Adalar Denizi” adını vermişlerdir. Bölgede hüküm süren Aydınoğulları Beyliği ve Osmanlı kaynaklarında hep “Adalar Denizi” olarak geçmektedir. 

Akdeniz 
Bahri-Siyah (Karadeniz) ve Bahr-i Sefid (Akdeniz) olarak isimlendirilen denizler, Türklerin coğrafyayı adlandırırken renkler ve yönler arasında kurdukları ilişki, yaşadığımız coğrafyanın isimlendirilmesinde önemli etkilere sahiptir.

Karadeniz Eski Türkler’in kullandıkları tanımlama çerçevesinde kuzey yönü kara(siyah) rengi ile ilişkilendirilmiş ve kuzeyde yer alan deniz anlamına gelen Bahr-i Siyah (Karadeniz) adı kullanılmaktadır. Marmara Denizi Adı güney kıyıları ve adalarda bol miktarda bulunan mermerlerin Yunanca karşılığı olan “Marmaros” dan gelmektedir. Ege Denizi Ege Denizi’nin Türkler tarafından kullanılan tarihi adı Adalar Denizi’dir. Bu görüşü destekler mahiyette çok sayıda yazılı tarihi belge bulunmaktadır. Türkler 1081 yılında Ege Denizi ile ilk karşılaştıklarında bu denize üzerindeki adaların çokluğundan dolayı “Adalar Denizi” adını vermişlerdir. Bölgede hüküm süren Aydınoğulları Beyliği ve Osmanlı kaynaklarında hep “Adalar Denizi” olarak geçmektedir. Akdeniz Bahri-Siyah (Karadeniz) ve Bahr-i Sefid (Akdeniz) olarak isimlendirilen denizler, Türklerin coğrafyayı adlandırırken renkler ve yönler arasında kurdukları ilişki, yaşadığımız coğrafyanın isimlendirilmesinde önemli etkilere sahiptir.