Denizel Bilgiler

post?.Description

28 Temmuz Dünya Doğa Koruma Günü Kutlu Olsun. Bugün dönüp kendimize bakma zamanı! Doğa bizim evimiz. Onu korumak en önemli sorumluluğumuz. Plastik kullanımı, kimyasal ve endüstriyel atıklar, geri dönüşüm sisteminin gelişmemiş olması gibi pek çok olumsuz faktör doğamız için tehdit oluşturuyor. Ancak hiçbir şey için geç değil. Birkaç adımla doğamıza iyilik yapabiliriz: Tüketim alışkanlıklarımızı sorgulamalıyız. Plastik kullanımımızı azaltmalı, alternatif ürünlere yönelmeliyiz. Atıklarımızı geri dönüşüme kazandırmalıyız. Doğa hepimizin, birlikte korumalıyız.

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

Okyanus, deniz ve tatlı sularda yüzeye yakın bölgelerde suyun hareketi ile sürüklenen ve 1 litre’de milyonlarca bulunabilen, mikroskobik boyutlardan 20cm e kadar olan canlılardır.
Planktonlar ikiye ayrılır, bitkisel olanları fitoplankton, hayvansal olanları ise zooplanktondur.
Yaşam ömrü çok kısa olan bu mikroskobik canlılardan bitkisel kökenli olan fitoplankton, yeryüzündeki oksijenin yaklaşık %50-70’ini üretmektedir. Aldığımız iki nefesten birini sağlar.
Dünyadaki oksijenin en önemli kaynağı denizlerde gerçekleşen fotosentezin %95’den fazlasını fitoplankton gerçekleştirir ve bu sayede oksijen ve besin üretimini sağlar.
Denizlerdeki besin zincirinin ilk ve en önemli halkası olan ve okyanuslardaki canlı biyokütlesinin %90 dan fazlasını oluşturan planktonu korumak bizim bireysel alışkanlıklarımızı, ihtiyaçlarımızı iyi belirlememize bağlı.

Okyanus, deniz ve tatlı sularda yüzeye yakın bölgelerde suyun hareketi ile sürüklenen ve 1 litre’de milyonlarca bulunabilen, mikroskobik boyutlardan 20cm e kadar olan canlılardır. Planktonlar ikiye ayrılır, bitkisel olanları fitoplankton, hayvansal olanları ise zooplanktondur. Yaşam ömrü çok kısa olan bu mikroskobik canlılardan bitkisel kökenli olan fitoplankton, yeryüzündeki oksijenin yaklaşık %50-70’ini üretmektedir. Aldığımız iki nefesten birini sağlar. Dünyadaki oksijenin en önemli kaynağı denizlerde gerçekleşen fotosentezin %95’den fazlasını fitoplankton gerçekleştirir ve bu sayede oksijen ve besin üretimini sağlar. Denizlerdeki besin zincirinin ilk ve en önemli halkası olan ve okyanuslardaki canlı biyokütlesinin %90 dan fazlasını oluşturan planktonu korumak bizim bireysel alışkanlıklarımızı, ihtiyaçlarımızı iyi belirlememize bağlı.

Van Gölü ve çevresinin korunması için 2020 yılında başlatılan Van Gölü Havzası Koruma Eylem Planı kapsamında sorumluluk alan TURMEPA öğrenci ve öğretmen eğitimlerine devam ederken, Van İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ve Adel Kalemcilik sponsorluğu ile “Hayallerim Van Gölü Kadar Büyük” resim yarışmasını hayata geçirdi. TURMEPA’ nın çevre eğitimlerini alan öğrenciler, yarışmada hayal ettikleri Van Gölü’nü resmederek, çevrenin ve doğal kaynakların korunması konusunda da farkındalık kazandı.

Van Gölü ve çevresinin korunması için 2020 yılında başlatılan Van Gölü Havzası Koruma Eylem Planı kapsamında sorumluluk alan TURMEPA öğrenci ve öğretmen eğitimlerine devam ederken, Van İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ve Adel Kalemcilik sponsorluğu ile “Hayallerim Van Gölü Kadar Büyük” resim yarışmasını hayata geçirdi. TURMEPA’ nın çevre eğitimlerini alan öğrenciler, yarışmada hayal ettikleri Van Gölü’nü resmederek, çevrenin ve doğal kaynakların korunması konusunda da farkındalık kazandı.

2050 yılına kadar dünyanın başlıca 520 kentinin iklim değişikliğinden nasıl etkileyeceği incelendi. Araştırmaya göre ortalama hava sıcaklıkları açısından, "İstanbul Roma'ya, İzmir Adana'ya, Ankara ise Taşkent'e benzeyebilir".
(Kaynak: ETH Üniversitesi_Zürih_İsviçre)
küresel sıcaklıklardaki 2 derecelik artışın dünyadaki kentleri nasıl etkileyeceğine bakılırsa 30 yıl içinde Bursa'nın havası Adana'ya, Gaziantep'inki Erbil'e, Adana'nınki ise Lefkoşa'ya benzeyecek. Londra'nın bugünkü Barcelona kadar sıcak olabileceği, Rio de Janeiro'da havanın Havana gibi hissedilebileceği, Moskova'daki havanın ise Sofya'yla kıyaslanabileceği belirtiliyor.
Sıcaklıklardaki en hissedilir değişimleri Kuzey ülkeleri yaşayacak. Tropikal bölgelerdeki ortalama sıcaklıklardaki değişim daha az olacak, ancak yoğun yağış ve ciddi kuraklık gibi daha çok aşırı hava olayıyla karşılaşacaklar.

Dünya genelindeki hükümetler, 2050 itibariyle ortaya çıkacak sıcaklık artışını, 1,5 dereceyle kısıtlamayı taahhüt etti. Ancak küresel ısınmayla mücadele alanındaki mevcut planlara göre, ortalama sıcaklığın 2100 yılında 2,9 ila 3,4 derece artacağı tahmin ediliyor.

2050 yılına kadar dünyanın başlıca 520 kentinin iklim değişikliğinden nasıl etkileyeceği incelendi. Araştırmaya göre ortalama hava sıcaklıkları açısından, "İstanbul Roma'ya, İzmir Adana'ya, Ankara ise Taşkent'e benzeyebilir". (Kaynak: ETH Üniversitesi_Zürih_İsviçre) küresel sıcaklıklardaki 2 derecelik artışın dünyadaki kentleri nasıl etkileyeceğine bakılırsa 30 yıl içinde Bursa'nın havası Adana'ya, Gaziantep'inki Erbil'e, Adana'nınki ise Lefkoşa'ya benzeyecek. Londra'nın bugünkü Barcelona kadar sıcak olabileceği, Rio de Janeiro'da havanın Havana gibi hissedilebileceği, Moskova'daki havanın ise Sofya'yla kıyaslanabileceği belirtiliyor. Sıcaklıklardaki en hissedilir değişimleri Kuzey ülkeleri yaşayacak. Tropikal bölgelerdeki ortalama sıcaklıklardaki değişim daha az olacak, ancak yoğun yağış ve ciddi kuraklık gibi daha çok aşırı hava olayıyla karşılaşacaklar. Dünya genelindeki hükümetler, 2050 itibariyle ortaya çıkacak sıcaklık artışını, 1,5 dereceyle kısıtlamayı taahhüt etti. Ancak küresel ısınmayla mücadele alanındaki mevcut planlara göre, ortalama sıcaklığın 2100 yılında 2,9 ila 3,4 derece artacağı tahmin ediliyor.