Denizel Bilgiler

post?.Description

COP28 NET ZERO Fosil yakıtların geleceği COP28'de mercek altında olacak. Net sıfır, yüzyılın ikinci yarısında küresel ısınmanın azaltılmasına yönelik uluslararası düzeyde kabul edilen hedeftir. 'Net sıfır' terimi, küresel ısınmaya neden olan sera gazı emisyonlarının sıfıra indirilmesi hedefini ifade etmektedir. Net sıfır terimi önemlidir çünkü en azından CO2 için bu, küresel ısınmanın durduğu durumdur. Bu aynı zamanda 'karbon nötrlüğü' veya 'iklim nötrlüğü' olarak da tanımlanmaktadır. #cop28 #netsıfır #netzero @deniztemizturmepa

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

Yeni Çalışma: Metan Emisyonunu Azaltma Önlemleri Küresel Isınmayı 0,3 Derece Azaltabilir
BM liderliğindeki İklim ve Temiz Hava Koalisyonu (Climate and Clean Air Coalition) tarafından yayımlanan yeni rapora göre, mevcut metan emisyonu azaltma önlemleri 2045 yılına kadar küresel ısınmayı 0,3°C azaltabilir.
Rapor, petrol, doğalgaz, tarım ve atık alanlarında yaygın önlemlerin uygulanmasının iklim değişikliğini yavaşlatmak için mevcut en güçlü kaldıraçlar olduğunu ve metan gazını azaltmanın, küresel ısınmayla mücadele etmek için var olan en düşük maliyetli stratejilerden biri olduğunu ortaya koyuyor.
Metan gazı, sanayi tarafından genellikle temiz bir yakıt kaynağı olduğu düşünülen doğalgazın temel bileşeni. Ancak uzmanlara göre, insan faaliyetlerinden kaynaklanan metan emisyonları, iklimi ısıtmada CO2’den çok daha güçlü. Metan gazı, atmosferde CO2’den çok daha az bulunmasına rağmen, termal kızılötesi radyasyonu çok daha fazla emiyor ve küresel ısınma potansiyeli 20 yıllık bir zaman diliminde birim kütle başına CO2’den yaklaşık 86 kat, 100 yıllık zaman ölçeğinde de 28 daha güçlü.
Metan gazının sınırlandırılmasının sağlık ve tarım açısından önemli faydaları olduğunu ortaya koyuluyor. Troposferdik ozonun oluşumuna katkı sağlayan metanın azaltılmasının ozon hava kirliliğini azaltacağı belirtiliyor.
Metan emisyonlarını 2040’a kadar %45’e kadar azaltmak, her yıl 255.000 erken ölümü ve 775.000 acil astım vakasını önleyebilir. Küresel ölçekte tarım ürünleri verimini de yılda 26 milyon ton artırabilir.
Öncelikle petrol ve gaz sektöründeki metan tahliyesini ve sızıntıları engelleyerek, mevcut yöntemlerle metan emisyonlarını 2030 yılına kadar %30 oranında azaltılabileceğinin altı çiziliyor.
Atmosferdeki metan gazının dramatik artışı, ABD doğalgaz üretimindeki yüksek artışla da ilişkilendiriliyor. Bazı araştırmalar, ABD’deki doğalgaz endüstrisinden kaynaklanan metan emisyonlarının resmi açıklamalardan % 60 daha fazla olduğunu gösterirken, diğer çalışmalar küresel ölçekte % 25-40 daha fazla metan emisyonu olduğunu öne sürüyor.
Metan emisyonlarının azaltılması yönünde artan politikalar dikkat çekiyor.

Yeni Çalışma: Metan Emisyonunu Azaltma Önlemleri Küresel Isınmayı 0,3 Derece Azaltabilir BM liderliğindeki İklim ve Temiz Hava Koalisyonu (Climate and Clean Air Coalition) tarafından yayımlanan yeni rapora göre, mevcut metan emisyonu azaltma önlemleri 2045 yılına kadar küresel ısınmayı 0,3°C azaltabilir. Rapor, petrol, doğalgaz, tarım ve atık alanlarında yaygın önlemlerin uygulanmasının iklim değişikliğini yavaşlatmak için mevcut en güçlü kaldıraçlar olduğunu ve metan gazını azaltmanın, küresel ısınmayla mücadele etmek için var olan en düşük maliyetli stratejilerden biri olduğunu ortaya koyuyor. Metan gazı, sanayi tarafından genellikle temiz bir yakıt kaynağı olduğu düşünülen doğalgazın temel bileşeni. Ancak uzmanlara göre, insan faaliyetlerinden kaynaklanan metan emisyonları, iklimi ısıtmada CO2’den çok daha güçlü. Metan gazı, atmosferde CO2’den çok daha az bulunmasına rağmen, termal kızılötesi radyasyonu çok daha fazla emiyor ve küresel ısınma potansiyeli 20 yıllık bir zaman diliminde birim kütle başına CO2’den yaklaşık 86 kat, 100 yıllık zaman ölçeğinde de 28 daha güçlü. Metan gazının sınırlandırılmasının sağlık ve tarım açısından önemli faydaları olduğunu ortaya koyuluyor. Troposferdik ozonun oluşumuna katkı sağlayan metanın azaltılmasının ozon hava kirliliğini azaltacağı belirtiliyor. Metan emisyonlarını 2040’a kadar %45’e kadar azaltmak, her yıl 255.000 erken ölümü ve 775.000 acil astım vakasını önleyebilir. Küresel ölçekte tarım ürünleri verimini de yılda 26 milyon ton artırabilir. Öncelikle petrol ve gaz sektöründeki metan tahliyesini ve sızıntıları engelleyerek, mevcut yöntemlerle metan emisyonlarını 2030 yılına kadar %30 oranında azaltılabileceğinin altı çiziliyor. Atmosferdeki metan gazının dramatik artışı, ABD doğalgaz üretimindeki yüksek artışla da ilişkilendiriliyor. Bazı araştırmalar, ABD’deki doğalgaz endüstrisinden kaynaklanan metan emisyonlarının resmi açıklamalardan % 60 daha fazla olduğunu gösterirken, diğer çalışmalar küresel ölçekte % 25-40 daha fazla metan emisyonu olduğunu öne sürüyor. Metan emisyonlarının azaltılması yönünde artan politikalar dikkat çekiyor.

Dalyan - İztuzu Plajı'ndaki sivil toplum kuruluşu Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi'nin (DEKAMER), Akdeniz'e kıyısı olan Türkiye, İspanya, Portekiz, İtalya, Fransa, Tunus, Yunanistan ve Kıbrıs ile ortaklaşa yürütülen Avrupa Birliği (AB) destekli İNDİCİT adlı projesinin ilk aşamasında; Türkiye, İspanya, Portekiz, İtalya, Fransa, Tunus, Yunanistan ve Kıbrıs'ta ölü veya yaralı olarak tespit edilen 1100 caretta carettanın sindirim sistemlerinde yapılan incelemelerde ağırlıklı olarak çıkan parçaların plastik parçası, köpük içerikli ürünler, misina ve otların arasına sıkışmış teneke gibi küçük yabancı maddelerin oluşturduğu gözlendi.
8 ülkede yapılan incelemeler neticesinde, yaralı kaplumbağaların tedavisi sırasında, ölü olarak teslim alınanlarınsa nekropsileri sonucu sindirim sistemlerinde yüzde 60 oranında plastik malzemeye rastlanıldı.
Türkiye genelinde yıllık rapor edilen ölü caretta caretta sayısı yaklaşık 200 birey, Akdeniz genelinde ise deniz kaplumbağalarının balıkçı ağlarına takılması ve benzeri sebeplerle yaklaşık 30-40 bin ölüm, 2 bin civarında da yaralama olduğunun tahmin ediliyor.

Dalyan - İztuzu Plajı'ndaki sivil toplum kuruluşu Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi'nin (DEKAMER), Akdeniz'e kıyısı olan Türkiye, İspanya, Portekiz, İtalya, Fransa, Tunus, Yunanistan ve Kıbrıs ile ortaklaşa yürütülen Avrupa Birliği (AB) destekli İNDİCİT adlı projesinin ilk aşamasında; Türkiye, İspanya, Portekiz, İtalya, Fransa, Tunus, Yunanistan ve Kıbrıs'ta ölü veya yaralı olarak tespit edilen 1100 caretta carettanın sindirim sistemlerinde yapılan incelemelerde ağırlıklı olarak çıkan parçaların plastik parçası, köpük içerikli ürünler, misina ve otların arasına sıkışmış teneke gibi küçük yabancı maddelerin oluşturduğu gözlendi. 8 ülkede yapılan incelemeler neticesinde, yaralı kaplumbağaların tedavisi sırasında, ölü olarak teslim alınanlarınsa nekropsileri sonucu sindirim sistemlerinde yüzde 60 oranında plastik malzemeye rastlanıldı. Türkiye genelinde yıllık rapor edilen ölü caretta caretta sayısı yaklaşık 200 birey, Akdeniz genelinde ise deniz kaplumbağalarının balıkçı ağlarına takılması ve benzeri sebeplerle yaklaşık 30-40 bin ölüm, 2 bin civarında da yaralama olduğunun tahmin ediliyor.

Asterias rubens (Kuzey Atlantik Deniz Yıldızı)
Doğal Yayılış Alanı: Kuzey Atlantik Okyanusu
Türkiye’deki Yayılışı: Türkiye denizlerine gemilern balast suları ile taşındığı tahmin ediliyor. İlk kez 1993 yılında Marmara’da 2003 yılında ise Karadeniz’de görüldü. Marmara Denizi ve Batı Karadeniz kıyılarında yagın olarak görülmektedir.
Etkileri: Bu türün doğal avcısı yok denecek kadar az. Marmara Denizi’nde yerli bir deniz yıldızı türü olan Marthasterias glacialis ile rekabet eder. Deniz dibi ekosisteminde önemli değişikliklere yol açar. Özellikle kara midye yataklarına büyük zarar verir ve bu türe dayalı geçim kaynaklarını olumsuz etkiler.
Büyüme ve Üreme: İlk yılında hızla büyür, ikinci yılında ve 5 cm boya ulaştığında üreme başlar. 14 cm boya sahip bir dişi birey yaklaşık 2.5 Milyon yumurta bırakabilir.
Yaşam Alanı: Değişen tuzluluk ve sıcaklıklara uyum sağlar. Kumlu, çamurlu, kayalık dipli ortamlarda yaşar.
Beslenme: Etoburdur. Midye, istiridye ve diğer çift kabukluklar, derisi dikenlileri de kapsayan geniş bir beslenme skalası vardır. Marmara ve Karadeniz kıyılarında bölgenin yerli türü olan Kara Midye stoklarının azalmasına neden olmaktadır.
Görününüşü: Vücut renkleri kavuniçi, kahverengi, kiremit kırmızısı ve krem renkleri arasında değişir. Üzeri küçük ve dağınık, beyaz dikenler ile kaplı 5 adet kola sahiptir. Dikenler orta hatta bir sıra oluşturur.
Mya arenaria (Yumuşak Kabuklu Tarak)
Doğal Yayılış Alanı: subartik Atlantik sahillerinden Güney Carolina’ya kadar olan sahil bölgesinde, Alaska’nın Batı kıyılarından, San Francisco’ya kadar olan sahil bölgesinde, New York limanlarının sığ kesimlerde ve Navesink ve Shrewsburg nehirleri ağzında bulunmaktadır.
Türkiye’deki Yayılışı: Karadeniz havzasına 1960 senesinde Baltık tanker gemilerinin balast suları ile yerleştiği tahmin edilmektedir M. arenaria larvalarının Karadeniz yönünden Ege yönüne akan üst akıntısı (Karadeniz kökenli sular) ile Marmara denizine taşınmış olabileceğini belirtilmektedir. (Artüz,2003) 2003 yılında Marmara Denizi’ne giriş yaptı. Etkileri: M. arenaria’nın larval ve juvenil evrede balık larvaları, denizanaları gibi büyük planktonik organizmaların; daha sonraki yetişkinlik evresinde ise, demersal türlerin besinini olmaktadır. Ayrıca endüstriyel atıkların sebep olduğu ağır metalleri, çok yüksek konsantrasyonlarda biriktirebildikleri tespit edilmiştir.
Büyüme ve Üreme: Kirliliğe karşı oldukça dirençli ve rekabet gücü yüksek olan M. arenaria popülasyon dağılımındaki en önemli etken, ortamın tuzluluk değeridir. Mayıs ve Ekim aylarında olmak üzere, su sıcaklığının 10-20ºC aralığında, senede iki kez yumurta bırakır. Doğal yaşam süreleri ortalama olarak yaklaşık 10-12 sene kadar sürmektedir.
Yaşam Alanı:Kumlu, çamurlu veya kumluçamurlu, kil oranı %50 olan zeminlerde dağılım gösterir.
Beslenme: Beslenmeleri fitoplankton, zooplankton ve bakterilerin sifonları aracılığı ile ortam suyundan süzülmesi şeklinde olur.
Görününüşü: Sert ve kuvvetli bir kabuğa sahip olmayan Mya arenaria beyazdan gri renklere kadar kirli beyaz bir görünüm sergileyen, kırılgan ve ince yapılı bir çift kabukludur.

Asterias rubens (Kuzey Atlantik Deniz Yıldızı) Doğal Yayılış Alanı: Kuzey Atlantik Okyanusu Türkiye’deki Yayılışı: Türkiye denizlerine gemilern balast suları ile taşındığı tahmin ediliyor. İlk kez 1993 yılında Marmara’da 2003 yılında ise Karadeniz’de görüldü. Marmara Denizi ve Batı Karadeniz kıyılarında yagın olarak görülmektedir. Etkileri: Bu türün doğal avcısı yok denecek kadar az. Marmara Denizi’nde yerli bir deniz yıldızı türü olan Marthasterias glacialis ile rekabet eder. Deniz dibi ekosisteminde önemli değişikliklere yol açar. Özellikle kara midye yataklarına büyük zarar verir ve bu türe dayalı geçim kaynaklarını olumsuz etkiler. Büyüme ve Üreme: İlk yılında hızla büyür, ikinci yılında ve 5 cm boya ulaştığında üreme başlar. 14 cm boya sahip bir dişi birey yaklaşık 2.5 Milyon yumurta bırakabilir. Yaşam Alanı: Değişen tuzluluk ve sıcaklıklara uyum sağlar. Kumlu, çamurlu, kayalık dipli ortamlarda yaşar. Beslenme: Etoburdur. Midye, istiridye ve diğer çift kabukluklar, derisi dikenlileri de kapsayan geniş bir beslenme skalası vardır. Marmara ve Karadeniz kıyılarında bölgenin yerli türü olan Kara Midye stoklarının azalmasına neden olmaktadır. Görününüşü: Vücut renkleri kavuniçi, kahverengi, kiremit kırmızısı ve krem renkleri arasında değişir. Üzeri küçük ve dağınık, beyaz dikenler ile kaplı 5 adet kola sahiptir. Dikenler orta hatta bir sıra oluşturur. Mya arenaria (Yumuşak Kabuklu Tarak) Doğal Yayılış Alanı: subartik Atlantik sahillerinden Güney Carolina’ya kadar olan sahil bölgesinde, Alaska’nın Batı kıyılarından, San Francisco’ya kadar olan sahil bölgesinde, New York limanlarının sığ kesimlerde ve Navesink ve Shrewsburg nehirleri ağzında bulunmaktadır. Türkiye’deki Yayılışı: Karadeniz havzasına 1960 senesinde Baltık tanker gemilerinin balast suları ile yerleştiği tahmin edilmektedir M. arenaria larvalarının Karadeniz yönünden Ege yönüne akan üst akıntısı (Karadeniz kökenli sular) ile Marmara denizine taşınmış olabileceğini belirtilmektedir. (Artüz,2003) 2003 yılında Marmara Denizi’ne giriş yaptı. Etkileri: M. arenaria’nın larval ve juvenil evrede balık larvaları, denizanaları gibi büyük planktonik organizmaların; daha sonraki yetişkinlik evresinde ise, demersal türlerin besinini olmaktadır. Ayrıca endüstriyel atıkların sebep olduğu ağır metalleri, çok yüksek konsantrasyonlarda biriktirebildikleri tespit edilmiştir. Büyüme ve Üreme: Kirliliğe karşı oldukça dirençli ve rekabet gücü yüksek olan M. arenaria popülasyon dağılımındaki en önemli etken, ortamın tuzluluk değeridir. Mayıs ve Ekim aylarında olmak üzere, su sıcaklığının 10-20ºC aralığında, senede iki kez yumurta bırakır. Doğal yaşam süreleri ortalama olarak yaklaşık 10-12 sene kadar sürmektedir. Yaşam Alanı:Kumlu, çamurlu veya kumluçamurlu, kil oranı %50 olan zeminlerde dağılım gösterir. Beslenme: Beslenmeleri fitoplankton, zooplankton ve bakterilerin sifonları aracılığı ile ortam suyundan süzülmesi şeklinde olur. Görününüşü: Sert ve kuvvetli bir kabuğa sahip olmayan Mya arenaria beyazdan gri renklere kadar kirli beyaz bir görünüm sergileyen, kırılgan ve ince yapılı bir çift kabukludur.