Denizel Bilgiler

post?.Description

COP26 İklim Zirvesi'nde verilen taahhütlere karşın, dünyanın küresel sıcaklık artışını kısıtlama hedefine yaklaşamadığı kaydedildi. Analizde, dünyanın küresel sıcaklıklarda hedeflenen 1,5 derecelik artışın çok ötesinde, 2,4 derecelik artışa doğru gittiği hesaplandı. İklim zirvesinin ilk haftasında açıklanan taahhütlerin yerine getirilmesi durumunda, 2030'a kadar yaklaşık 9 gigaton karbon emisyonu azaltımı sağlanabileceği bildirildi. Peki Karbon Emisyonu Nedir? Karbon emisyonu, çok kısa bir ifade ile doğada oluşan karbonun atmosfere salınmasını ifade eder. Çoğunlukla insan kaynaklı faaliyetlerin bir sonucudur. 19. yüzyıldan itibaren fosil yakıtların özellikle sanayide yoğun bir şekilde kullanılmasıyla birlikte, atmosferdeki sera gazı yoğunluğu da artış gösterdi. Atmosferde biriken sera gazları (karbondioksit, metan, diazot monoksit, hidroflorokarbonlar, perflorokarbonlar, sülfür hekzaflorid gibi) dünyanın ortalama sıcaklığının artmasına sebep oluyor. Sera gazlarının atmosferin iç yüzeyini kaplayarak, güneşten gelen ışınların geri yansımalarını engelleyerek dünya üzerindeki sıcaklığı artırmasına neden oluyor. Sıcaklığın artışıyla doğru orantılı olarak, yeryüzünün en büyük tatlı su kaynağı olan buzullar her geçen gün daha fazla erimeye ve deniz seviyesi her geçen gün daha fazla yükselmeye devam ediyor. Artan ortalama sıcaklık sebebiyle yerkürede gözlemlenen bölgesel hava akımları da olumsuz anlamda etkileniyor ve son yıllarda hepimizin yakından gözlemlediği ve doğrudan etkilendiği aşırı hava olayları yaşanıyor. Sera gazı miktarı üzerinden, insan faaliyetlerinin doğaya verdiği verdiği zararın ölçüsü ise Karbon Ayak izi ile ifade ediliyor. Karbon emisyonunun son yıllarda artış göstermesinin temel sebeplerini şu maddelerle özetleyebiliriz: -Kontrolsüz sanayileşme -Sürekli artan enerji talebi -Yükselişe geçen şehirleşme -Azalan ormanlık alanlar -Yoğun hayvancılık faaliyetleri -Kontrol edilmeyen sera gazı salımı Karbon emisyonunun iklim değişikliğine etkisi nedir? Atmosferdeki karbon emisyonu bu hızla artmaya devam ederse, bitki türleri ciddi anlamda risk altına girecek, hatta pirinç, mısır, buğday gibi temel besinleri bile yetiştirmekte zorlanacağız.

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

Sualtı Araştırmalarında Yeni Çözüm: Robot Balık Sürüsü


Robotik alanında çalışan bilim insanları, balık sürülerinin senkronize hareketleri, göç etme kabiliyetleri ve yırtıcılara karşı ortak hareket etmelerinden ilham alarak dış kontrol olmadan senkronize hareket eden robot balık sürüsü geliştirdi.

Blueswarm adlı kendi kendini idare eden otonom seviyesi yüksek bu robot sürüsü, GPS ve internet erişimi olmayan, insanın erişemeyeceği noktalarda dahi bilimsel araştırmalara destek olmak için tasarlandı.
Araştırmacılar, robot balık sürüsünün becerilerini ölçmek için basit bir araştırma görevi simülasyonu gerçekleştirdi. Sürünün bulunduğu depoda kırmızı ışık oluşturuldu ve Bluebot’lar, dağılım algoritması kullanarak herhangi biri ışığı algılayana kadar depoya yayıldı. Robotlardan biri ışığı algıladığında, LED ışıkları yanıp sönmeye başladı ve sürünün geri kalanında toplama algoritmasını tetikledi. Daha sonra bütün Bluebot’lar sinyal saçan robotun etrafında toplandı.

Sualtı Araştırmalarında Yeni Çözüm: Robot Balık Sürüsü Robotik alanında çalışan bilim insanları, balık sürülerinin senkronize hareketleri, göç etme kabiliyetleri ve yırtıcılara karşı ortak hareket etmelerinden ilham alarak dış kontrol olmadan senkronize hareket eden robot balık sürüsü geliştirdi. Blueswarm adlı kendi kendini idare eden otonom seviyesi yüksek bu robot sürüsü, GPS ve internet erişimi olmayan, insanın erişemeyeceği noktalarda dahi bilimsel araştırmalara destek olmak için tasarlandı. Araştırmacılar, robot balık sürüsünün becerilerini ölçmek için basit bir araştırma görevi simülasyonu gerçekleştirdi. Sürünün bulunduğu depoda kırmızı ışık oluşturuldu ve Bluebot’lar, dağılım algoritması kullanarak herhangi biri ışığı algılayana kadar depoya yayıldı. Robotlardan biri ışığı algıladığında, LED ışıkları yanıp sönmeye başladı ve sürünün geri kalanında toplama algoritmasını tetikledi. Daha sonra bütün Bluebot’lar sinyal saçan robotun etrafında toplandı.

Afrika’da yapılan bir araştırmaya göre;
Hidroelektrik barajlarının oluşturduğu göllerde yüzen güneş panelleri büyük bir yeni güç kaynağı olabilir.🐬
Küresel İklim Değişikliği tüm su kaynaklarını olduğu gibi baraj göllerini de etkileyecektir. Baraj göllerinin sadece %1 inde bu yüzen güneş panelleri kullanılsa, barajlardaki enerji üretimi %50 artabilir. Yüzer paneller, özellikle kuraklıkların hidroelektrik üretiminde ciddi etkilere neden olduğu su kıtlığı olan belirli bölgelerde, enerji üretimi için potansiyel bir alternatif olabilir. Viyana Teknoloji Üniversitesi Heliofloat adı verilen böyle bir teknoloji üzerinde çalışıyor. Tasarımları açısından sağlam olan şamandıralar, şiddetli havalarda bile alabora olmayacak şekilde, havayı hapseden açık bir tabanla ayakta kalması için variller kullanılarak inşa edilen yüzer cihazlar, en kötü fırtınalarda bile alabora olmayacağı düşünülüyor. Bu yeni cihazların evlerimize ve iş yerimize ne zaman güç sağlayacağına dair henüz bir bilgi yok. Ancak yine de oldukça yenilikçi ve havalı bir fikir. Çok da uzak olmayan bir gelecekte, ihtiyacımız olan güç denizler ve göllerde bulunan yüzen güneş enerjisi santralleri tarafından çok iyi bir şekilde sağlanabilir.

Afrika’da yapılan bir araştırmaya göre; Hidroelektrik barajlarının oluşturduğu göllerde yüzen güneş panelleri büyük bir yeni güç kaynağı olabilir.🐬 Küresel İklim Değişikliği tüm su kaynaklarını olduğu gibi baraj göllerini de etkileyecektir. Baraj göllerinin sadece %1 inde bu yüzen güneş panelleri kullanılsa, barajlardaki enerji üretimi %50 artabilir. Yüzer paneller, özellikle kuraklıkların hidroelektrik üretiminde ciddi etkilere neden olduğu su kıtlığı olan belirli bölgelerde, enerji üretimi için potansiyel bir alternatif olabilir. Viyana Teknoloji Üniversitesi Heliofloat adı verilen böyle bir teknoloji üzerinde çalışıyor. Tasarımları açısından sağlam olan şamandıralar, şiddetli havalarda bile alabora olmayacak şekilde, havayı hapseden açık bir tabanla ayakta kalması için variller kullanılarak inşa edilen yüzer cihazlar, en kötü fırtınalarda bile alabora olmayacağı düşünülüyor. Bu yeni cihazların evlerimize ve iş yerimize ne zaman güç sağlayacağına dair henüz bir bilgi yok. Ancak yine de oldukça yenilikçi ve havalı bir fikir. Çok da uzak olmayan bir gelecekte, ihtiyacımız olan güç denizler ve göllerde bulunan yüzen güneş enerjisi santralleri tarafından çok iyi bir şekilde sağlanabilir.

15 Mayıs Yeryüzü İklim Günü kutlu olsun! Dünyamızı korumak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için hepimiz bugünden harekete geçmeliyiz!

15 Mayıs Yeryüzü İklim Günü kutlu olsun! Dünyamızı korumak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için hepimiz bugünden harekete geçmeliyiz!