Denizel Bilgiler

post?.Description

Okyanus ve denizlerin ekonomik değerini ölçebilir misin? Balık habitatlarının korumak gıda güvenliği ve kıyı toplumlarının geçim kaynaklarını koruyarak, ekonomiyi destekler. Küresel Su Ürünleri endüstrisi sağlıklı balık habitatlarına bağlıdır. (190 milyon dolar)

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

28 Temmuz Dünya Doğa Koruma Günü Kutlu Olsun. 
Bugün dönüp kendimize bakma zamanı! Doğa bizim evimiz. Onu korumak en önemli sorumluluğumuz. Plastik kullanımı, kimyasal ve endüstriyel atıklar, geri dönüşüm sisteminin gelişmemiş olması gibi pek çok olumsuz faktör doğamız için tehdit oluşturuyor.
Ancak hiçbir şey için geç değil. Birkaç adımla doğamıza iyilik yapabiliriz: Tüketim alışkanlıklarımızı sorgulamalıyız.
Plastik kullanımımızı azaltmalı, alternatif ürünlere yönelmeliyiz. Atıklarımızı geri dönüşüme kazandırmalıyız.
Doğa hepimizin, birlikte korumalıyız.

28 Temmuz Dünya Doğa Koruma Günü Kutlu Olsun. Bugün dönüp kendimize bakma zamanı! Doğa bizim evimiz. Onu korumak en önemli sorumluluğumuz. Plastik kullanımı, kimyasal ve endüstriyel atıklar, geri dönüşüm sisteminin gelişmemiş olması gibi pek çok olumsuz faktör doğamız için tehdit oluşturuyor. Ancak hiçbir şey için geç değil. Birkaç adımla doğamıza iyilik yapabiliriz: Tüketim alışkanlıklarımızı sorgulamalıyız. Plastik kullanımımızı azaltmalı, alternatif ürünlere yönelmeliyiz. Atıklarımızı geri dönüşüme kazandırmalıyız. Doğa hepimizin, birlikte korumalıyız.

Neden 1.5 derece? Dünyamızın Havale Eşiği.
• Yerküre, sanayi öncesi ortalamalara göre sadece 1,5°C daha ısınırsa, geri dönüşü mümkün olmayan bir yıkımla yüz yüze kalacağız. Fosil yakıt tüketimi ile artan sera gazı emisyonları, bizi insanlığın şimdiye kadar yüzleştiği en zorlu süreçle karşı karşıya bırakmaya başladı bile!
• Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından hazırlanan Arazi Raporu şimdiye kadar iklim değişikliğinin karasal sistemler üzerindeki etkisini en geniş kapsamlı inceleyen rapor olarak ön plana çıkıyor.
• Rapor, iklim değişikliğinin çölleşme riskini nasıl artırdığı, tarım ve toprak üzerindeki etkilerinin neler olduğunu ortaya koydu.
• Arazi Raporu, aynı zamanda, iklim değişikliğinin karasal ekosistem üzerindeki bu etkilerin ve risklerin nasıl yönetilebileceğine, sürdürülebilir arazi yönetiminin nasıl yapılması gerektiğine dair öneriler de içeriyor.
İnsanlar dünyanın, sanayi öncesi döneme göre yaklaşık 1,0ºC ısınmasına sebep oldu. Küresel ısınma şimdiden, kuraklık ve seller gibi aşırı hava olayları, deniz seviyesinde yükselme ve Arktik denizinin erimesi olarak etkilerini göstermeye başladı.
• Seragazı emisyonları mevcut şekilde devam ederse, küresel ısınma 2030 ile 2052 yılları arasında 1,5ºC sınırını geçecek.
• 1,5ºC sınırı, sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğu önleme için kritik öneme sahip. Küresel ısınmayı 1,5ºC ile sınırlandırmak, ekolojik sistemler ve yaşam alanları üzerindeki birçok kalıcı etkinin önlemesi anlamına geliyor.
• Bu sınırı geçmemek için küresel emisyonları 2030 yılında 2010 yılına göre yüzde 45 azaltmak ve 2050 yılında net sıfır emisyona ulaşmak gerekiyor.
• Bu yüzden, tarım, enerji, sanayi, bina, ulaşım ve şehirlerde “hızlı ve geniş kapsamlı” dönüşümler gerekiyor.
• Şu anda Paris Anlaşması kapsamında verilen taahhütler, küresel ısınmayı 1,5°C’de sınırlandırmaya yetmiyor. Ülkelerin, en kısa zamanda taahhütlerini yenilemesi gerekiyor.

Neden 1.5 derece? Dünyamızın Havale Eşiği. • Yerküre, sanayi öncesi ortalamalara göre sadece 1,5°C daha ısınırsa, geri dönüşü mümkün olmayan bir yıkımla yüz yüze kalacağız. Fosil yakıt tüketimi ile artan sera gazı emisyonları, bizi insanlığın şimdiye kadar yüzleştiği en zorlu süreçle karşı karşıya bırakmaya başladı bile! • Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından hazırlanan Arazi Raporu şimdiye kadar iklim değişikliğinin karasal sistemler üzerindeki etkisini en geniş kapsamlı inceleyen rapor olarak ön plana çıkıyor. • Rapor, iklim değişikliğinin çölleşme riskini nasıl artırdığı, tarım ve toprak üzerindeki etkilerinin neler olduğunu ortaya koydu. • Arazi Raporu, aynı zamanda, iklim değişikliğinin karasal ekosistem üzerindeki bu etkilerin ve risklerin nasıl yönetilebileceğine, sürdürülebilir arazi yönetiminin nasıl yapılması gerektiğine dair öneriler de içeriyor. İnsanlar dünyanın, sanayi öncesi döneme göre yaklaşık 1,0ºC ısınmasına sebep oldu. Küresel ısınma şimdiden, kuraklık ve seller gibi aşırı hava olayları, deniz seviyesinde yükselme ve Arktik denizinin erimesi olarak etkilerini göstermeye başladı. • Seragazı emisyonları mevcut şekilde devam ederse, küresel ısınma 2030 ile 2052 yılları arasında 1,5ºC sınırını geçecek. • 1,5ºC sınırı, sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğu önleme için kritik öneme sahip. Küresel ısınmayı 1,5ºC ile sınırlandırmak, ekolojik sistemler ve yaşam alanları üzerindeki birçok kalıcı etkinin önlemesi anlamına geliyor. • Bu sınırı geçmemek için küresel emisyonları 2030 yılında 2010 yılına göre yüzde 45 azaltmak ve 2050 yılında net sıfır emisyona ulaşmak gerekiyor. • Bu yüzden, tarım, enerji, sanayi, bina, ulaşım ve şehirlerde “hızlı ve geniş kapsamlı” dönüşümler gerekiyor. • Şu anda Paris Anlaşması kapsamında verilen taahhütler, küresel ısınmayı 1,5°C’de sınırlandırmaya yetmiyor. Ülkelerin, en kısa zamanda taahhütlerini yenilemesi gerekiyor.

Limitlerimizi Aştık, Gelecek Nesillere Borçlanıyoruz!

Dünyanın bizlere 1 yıl için sunduğu kaynakları bugün tükettik. Bugünden itibaren gelecek yılın kaynaklarını kullanacağız. Üret – kullan – at sistemine dayanan alışkanlıklarımız sebebiyle gezegenimizin kaynaklarını bilinçsizce yok ediyoruz. İhtiyaçlarımızı karşılamak için 1,7 Dünya'ya ihtiyacımız var.

Daha sürdürülebilir ve daha bilinçli tüketiciler olmalı, döngüsel ekonomiyi benimsemeli ve gelecek nesillere ait olan doğal kaynakları en verimli şekilde kullanmalıyız.

Sıfır Atık ve Sıfır Atık Mavi projelerine destek vererek israfı önlemeyi bir yaşam biçimi haline getirmeliyiz. Bugün attığımız adımlar gelecekteki sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada kritik öneme sahip olacak. Sizler de instagram hesabımızdaki linkten Sıfır Atık Mavi sözü vererek, aldığımız iki nefesten birini sağlayan denizlerimizi ve tüm doğal kaynaklarımızı korumak adına bir adım atabilirsiniz.

Limitlerimizi Aştık, Gelecek Nesillere Borçlanıyoruz! Dünyanın bizlere 1 yıl için sunduğu kaynakları bugün tükettik. Bugünden itibaren gelecek yılın kaynaklarını kullanacağız. Üret – kullan – at sistemine dayanan alışkanlıklarımız sebebiyle gezegenimizin kaynaklarını bilinçsizce yok ediyoruz. İhtiyaçlarımızı karşılamak için 1,7 Dünya'ya ihtiyacımız var. Daha sürdürülebilir ve daha bilinçli tüketiciler olmalı, döngüsel ekonomiyi benimsemeli ve gelecek nesillere ait olan doğal kaynakları en verimli şekilde kullanmalıyız. Sıfır Atık ve Sıfır Atık Mavi projelerine destek vererek israfı önlemeyi bir yaşam biçimi haline getirmeliyiz. Bugün attığımız adımlar gelecekteki sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada kritik öneme sahip olacak. Sizler de instagram hesabımızdaki linkten Sıfır Atık Mavi sözü vererek, aldığımız iki nefesten birini sağlayan denizlerimizi ve tüm doğal kaynaklarımızı korumak adına bir adım atabilirsiniz.