Denizel Bilgiler

post?.Description

Aslan Balığı (Pterois Miles) Doğal Yayılış Alanı: Hint Pasifik Okyanusu’na özgü yerli bir türdür. İklim değişikliğinin etkileriyle dünyanın birçok yerini istila etmektedir. Türkiye’deki Yayılışı: İlk kez 2014 yılında İskenderun’da görülmüştür. Doğu Akdeniz ve Ege’de git gide daha fazla yayılmaktadır. Geliş yolu: Türkiye denizlerine Süveyş Kanalı yoluyla giriş yapmıştır. Etkileri: Deniz ekosistemini tahrip eder, yerli balık ve omurgasız türleri ile beslenir. Yerel türlerin yavrularını tüketir. Yüzgeç dikenleri zehirli olup, insanlarda ciddi zehirlenmelere ve ölümlere neden olabilmektedir. Tek bir sokma şiddetli ağrı ve şişliğe neden olabilir. Nadirde olsa kalp – dolaşım, kas- sinir sistemlerini aşırı derecede etkileyebilir. Yaşam Alanı: 1-300 m arası derinliklerde her yaşam ortamına maksimum uyum sağlar. Yaşam süresi ortalama 30 yıldır. Akdeniz'de türü kontrol altında tutacak avcısı yok denecek kadar az. Çoğalma ve yayılma: Yıl boyunca uygun ortamı bulduğu müddetçe, 4 günde 10-30 bin yumurta yapabilmektedir. Beslenme: Vücudunun yarısı büyüklüğünde avını yiyebilir. Midesi 30 kat genişleyebilir. 30 dakikada 20 balık yiyebilir. Obur bir balık ve etkin bir avcı Korunma: Deniz koruma alanlarında orfoz, lagos, köpek balığı gibi doğal predatörleri korunabilir ve birey sayısı arttırılırsa, Aslan balığı gibi istilacı türlerin baskısı azalacaktır. Bilinçli bir şekilde dikenleri temizlendiğinde eti oldukça lezzetli olan aslan balığı ekonomiye kazandırılması önemlidir. Çevresindeki canlıların beslenmesini ve barınmasını sağlayan, Akdeniz’e endemik olan deniz çayırlarını (Posidona spp.) sararak, gelişimini sınırlayıp, ortamdan yok olmasına neden olmaktadır. Biyolojik çeşitliliği ortadan kaldırdığı için de Caulerpa taxifolia "katil yosun" adıyla anılmaktadır. Bu su yosununa dokunmanın insan sağlığı için bir zararı yoktur. Bir parçası sökülüp su dışında kalsa bile ılıman, rutubetli bölgelerde bir haftadan fazla hayatta kalabilmektedir. Denize bırakıldığı zamanda gelişimini devam ettirebilmektedir. Yaşam Alanı: Geniş tuzluluk, sıcaklık ve ışık değişimlerine dayanıklılık gösterir ve Batı Akdeniz’de doğal rakipleri bulunmadığından hızlı bir yayılım gösterir. Türkiye güney batı kıyılarında geniş bir dağılım gösterir. Kıyıdan özellikle 3-40 metreler arasında yoğun doku oluşturmakta, hatta 99 metreye kadar yayılım göstermektedir. Su sıcaklığı 15°C’nin üstüne çıktığında gelişimi hızlanan bu tür, canlılığını kış döneminde yavaşlamış olarak sürdürmektedir. Yayılma: Caulerpa” denmesinin nedeni budur. Latince, “Caulos”, “eksen” ve sürünmekten gelmektedir. Bu stolon 1m uzunluğa ulaşabilir ve kökleri ile dibe tutunmuştur. Stolonların yapraklar vardır ve bu yapraklarda iğneler ve yaprakçılar bulunmaktadır. Bu uzun yaprak kollara ayrılır ve 5 ile 65 cm uzunluğundadır. Yayılma hızı, yük gemileri ve özel teknelerin gövdelerine yapışarak uzun mesafeler kat etmeleri ya da balık ağları ile farklı bölgelere taşınmaları nedeniyle giderek artıyor. Koparılan, dağılan parçaları yeni koloniler oluşturabiliyor. Balon Balığı (Lagocephalus sceleratus) Benekli Balon Balığı , yabancı istilacı türlerin en zehirlilerindendir. Doğal Yayılış Alanı: Kızıl Deniz ve Hint Pasifik Okyanusu’na özgü bir türdür. Türkiye’deki Yayılışı: Türkiye’de ilk olarak 2003 yılında tespit edilen, Akdeniz ve Güney Ege kıyılarında günümüzde yaygın olarak gözlenen Balon Balığı, bilimsel araştırmalarda Karadeniz’de bile rastlanmaya başlamıştır. Geliş yolu: Türkiye denizlerine Süveyş Kanalı yoluyla giriş yapmıştır. Etkileri: Akdeniz’ deki en istilacı türlerden biri, deniz ekosisteminde önemli değişikliklere neden oluyor. Yerli türlerin azalmasına, balıkçılığa dayalı geçim kaynaklarını olumsuz etkiliyor. Çenelerinde bulunan keskin dişleri ile av araçlarına zarar verir. İç organ ve kaslarında dünyada bilinen en kuvvetli zehir olan, tetrodotoksin bulunmaktadır. Siyanürden 1200 kat daha zehirli olan bu madde, sinir sistemini felç eder, duyu kaybına, solunum güçlüğüne ve ölüme neden olur. Bilinen bir panzehiri yoktur. Yaşam Alanı: Akdeniz ve Ege’de doğal avcısı yok kadar az. Kumlu, çamurlu ve kayalık dip ortamlarında yaşar. 50m’yi geçmeyen kıyısal sularda yaygındır. Beslenme: Etoburdur. Başlıca karides, yengeç, sübye ve kalamarla beslenir. Korunma: Deniz koruma alanlarında orfoz, lagos, köpek balığı gibi doğal predatörleri korunabilir ve birey sayısı arttırılırsa, Aslan balığı gibi istilacı türlerin baskısı azalacaktır. Tehlike anında, su yutarak vücudunu büyüklüğünün birkaç katına kadar balon şeklinde genişletir. Katil Yosun (Caulerpa taxifolia) Doğal Yayılış Alanı: Hint Okyanusu. Türkiye’deki Yayılışı: 2006 yılında Süveyş Kanalı aracılığı ile İskendurun Körfezine girmiş ve 2010 yılında İzmir Çeşme altı yakında Yolluca Askeri Bölgesinde tespit edilmiştir. 1988’de Fransa, İtalya, İspanya ve Hırvatistan kıyılarına yayılmıştır. Geliş yolu: 1984 yılında Fransa’da bulunan Monaco Su Altı Bilimleri Enstitüsü’nden kaçtığı bilinmektedir. İskenderun Körfezine ise Süveyş kanalı vasıtasıyla girmiştir. Etkileri: Caulerpa taxifolia, çok baskın bir tür olduğundan bulunduğu bölgede yaşayan canlılara yaşama şansı tanımamaktadır. Akdeniz sığ su ekosistemi için büyük risk teşkil eder.

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

Bugün Dünya Balıkçılık Günü! 🐟🐟🐟🎣🎣🎣

Aldığımız iki nefesten birini sağlayan denizlerimiz, aynı zamanda en doğal ve sağlıklı besin kaynaklarımızdan biri. Geleneksel balıkçılık ise tarihimizin en kıymetli kültürel zenginliklerinden ve özellikle kıyı toplumlarının ekonomik gelişimine önemli katkılar sağlıyor. Milyonlarca insanın geçim kaynağı ve sağlıklı beslenmenin önemli unsurlarından olan balıkçılığın sürdürülebilir olması için kıyı ekosistemini, deniz ve su kaynaklarındaki biyoçeşitliliği korumak ve koruma alanlarını artırmak zorundayız.

Ege’nin paragatçılığı, Marmara ve Karadeniz’in yakamoz balıkçılığı, Dalyan ve Çökertme avcılığı, Lagünler ve kuzuluklar, oltacılık, Karadeniz’de Palamut çapariciliği gibi geleneksel balıkçılık metodlarımız, maalesef aşırı, kayıt dışı avcılık, av yasaklarına uyulmaması, artan deniz kirliliği ve küresel iklim değişikliğine bağlı olarak balık stoklarının azalması nedeniyle yok oluyor. Buna dur demek bizim elimizde.

TURMEPA olarak Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan 14. madde “Sudaki Yaşam”ı destekliyoruz. Çünkü denizi korumak, doğayı, oksijenimizi, gıdamızı, ekonomiyi, tüm canlıları korumak demek.

Bugün Dünya Balıkçılık Günü! 🐟🐟🐟🎣🎣🎣 Aldığımız iki nefesten birini sağlayan denizlerimiz, aynı zamanda en doğal ve sağlıklı besin kaynaklarımızdan biri. Geleneksel balıkçılık ise tarihimizin en kıymetli kültürel zenginliklerinden ve özellikle kıyı toplumlarının ekonomik gelişimine önemli katkılar sağlıyor. Milyonlarca insanın geçim kaynağı ve sağlıklı beslenmenin önemli unsurlarından olan balıkçılığın sürdürülebilir olması için kıyı ekosistemini, deniz ve su kaynaklarındaki biyoçeşitliliği korumak ve koruma alanlarını artırmak zorundayız. Ege’nin paragatçılığı, Marmara ve Karadeniz’in yakamoz balıkçılığı, Dalyan ve Çökertme avcılığı, Lagünler ve kuzuluklar, oltacılık, Karadeniz’de Palamut çapariciliği gibi geleneksel balıkçılık metodlarımız, maalesef aşırı, kayıt dışı avcılık, av yasaklarına uyulmaması, artan deniz kirliliği ve küresel iklim değişikliğine bağlı olarak balık stoklarının azalması nedeniyle yok oluyor. Buna dur demek bizim elimizde. TURMEPA olarak Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan 14. madde “Sudaki Yaşam”ı destekliyoruz. Çünkü denizi korumak, doğayı, oksijenimizi, gıdamızı, ekonomiyi, tüm canlıları korumak demek.

Dünya Su Ürünleri Yetiştiricileri ve Balıkçılar Forumu’nun 1997’de Yeni Delhi’de aldığı bir kararla Dünya Balıkçılık Günü her yıl Kasım ayının 21’inde kutlanıyor. Tüm balıkçılarımızın Dünya Balıkçılık Günü kutlu olsun.

Dünya Su Ürünleri Yetiştiricileri ve Balıkçılar Forumu’nun 1997’de Yeni Delhi’de aldığı bir kararla Dünya Balıkçılık Günü her yıl Kasım ayının 21’inde kutlanıyor. Tüm balıkçılarımızın Dünya Balıkçılık Günü kutlu olsun.

Karadeniz
Yüz ölçümü Azak Denizi ile birlikte 459.064km² olan Karadeniz'in ortalama derinliği 1.197 m civarındadır. En derin yeri ise 2.212 m'dir.

Marmara Denizi
En derin yeri yaklaşık 1.270 m'dir.

Ege Denizi
Ege Denizi'nin en derin yeri Doğu Girit ile Kerpe (Karpatos)adası açıklarında bulunur ve 3.543 m derinliğindedir.

Akdeniz
Akdeniz'de derinliği 4000 metreyi geçen pek çok çukur bulunmaktadır. En derin yeri yaklaşık 4.400 m'dir.

Karadeniz Yüz ölçümü Azak Denizi ile birlikte 459.064km² olan Karadeniz'in ortalama derinliği 1.197 m civarındadır. En derin yeri ise 2.212 m'dir. Marmara Denizi En derin yeri yaklaşık 1.270 m'dir. Ege Denizi Ege Denizi'nin en derin yeri Doğu Girit ile Kerpe (Karpatos)adası açıklarında bulunur ve 3.543 m derinliğindedir. Akdeniz Akdeniz'de derinliği 4000 metreyi geçen pek çok çukur bulunmaktadır. En derin yeri yaklaşık 4.400 m'dir.