Denizel Bilgiler

post?.Description

Aldığımız iki nefesten birini denizlerimiz ve okyanuslarımız sağlıyor. İhtiyaç duyduğumuz oksijenin yüzde 50-70'ini denizler ve okyanuslar üretiyor. Bize hayat veren maviliklerimizi korumak ve gelecek nesillere sağlıklı yarınlar bırakmak için “Deniz varsa hayat var” diyoruz. 8 Haziran Dünya Okyanus Günü Kutlu Olsun!

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

15 Mayıs Yeryüzü İklim Günü kutlu olsun! Dünyamızı korumak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için hepimiz bugünden harekete geçmeliyiz!

15 Mayıs Yeryüzü İklim Günü kutlu olsun! Dünyamızı korumak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için hepimiz bugünden harekete geçmeliyiz!

Sürdürülebilir Denizcilik : Deniz ticareti ve Denizcilikte Çevreci Yaklaşımlar
Dünya ticaretinin %80’i deniz yoluyla yani gemiler vasıtasıyla gerçekleşmektedir. Bu açıdan bakıldığında gemilerin operasyonel faaliyetlerinden kaynaklanan atıkların deniz kirliliğine sebep olmayacak şekilde yönetimi önem arz etmektedir. Uluslararası düzeyde bu kapsamdaki düzenlemeler; Denizlerin Gemiler Tarafından Kirletilmesinin Önlenmesi Sözleşmesi (MARPOL 73/78) çerçevesinde yürütülmektedir. Türkiye Sözleşmeye 1990 yılında taraf olmuştur. Bu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükler ve ulusal ihtiyaçlar doğrultusunda gerekli mevzuatlar çıkarılmış ve Ulusal Gemi Atıkları Yönetim Sistemi oluşturulmuştur. Ayrıca, gemilerden alınan atıkların çevrimiçi olarak izlenmesi ve etkin kontrolünü sağlayan Gemi Atık Takip Sistemi (GATS) hayata geçirilmiştir. Ayrıca, yatların, günübirlik gezi teknelerinin atıklarının takibi ve denetimini sağlanmak amacıyla Mavi Kart uygulaması Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2011 yılında uygulamaya konmuştur. Günümüzde ülkemizde bulunan pek çok marinada uygulanmaya başlanmıştır.
Kaza Sonucu Denizlerin Kirlenmesine Karşı Korunması:
Ülkemizde deniz kazalarına karşı hazırlıklı olmak, kirliliğe müdahale etmek, zararın tespit ve tazmini esaslarını belirlemek amacıyla 5312 sayılı Acil Müdahale Kanunu yayımlanmıştır. Kazalara karşı hazırlıklı olunması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca 1 Ulusal ve 6 Bölgesel Acil Müdahale Planı hazırlanmıştır. Ayrıca, faaliyetleri nedeniyle yüksek risk içeren kıyı tesisleri belirlenmiş ve bunlara ait 332 adet acil müdahale planı onaylanmıştır.

Sürdürülebilir Denizcilik : Deniz ticareti ve Denizcilikte Çevreci Yaklaşımlar Dünya ticaretinin %80’i deniz yoluyla yani gemiler vasıtasıyla gerçekleşmektedir. Bu açıdan bakıldığında gemilerin operasyonel faaliyetlerinden kaynaklanan atıkların deniz kirliliğine sebep olmayacak şekilde yönetimi önem arz etmektedir. Uluslararası düzeyde bu kapsamdaki düzenlemeler; Denizlerin Gemiler Tarafından Kirletilmesinin Önlenmesi Sözleşmesi (MARPOL 73/78) çerçevesinde yürütülmektedir. Türkiye Sözleşmeye 1990 yılında taraf olmuştur. Bu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükler ve ulusal ihtiyaçlar doğrultusunda gerekli mevzuatlar çıkarılmış ve Ulusal Gemi Atıkları Yönetim Sistemi oluşturulmuştur. Ayrıca, gemilerden alınan atıkların çevrimiçi olarak izlenmesi ve etkin kontrolünü sağlayan Gemi Atık Takip Sistemi (GATS) hayata geçirilmiştir. Ayrıca, yatların, günübirlik gezi teknelerinin atıklarının takibi ve denetimini sağlanmak amacıyla Mavi Kart uygulaması Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2011 yılında uygulamaya konmuştur. Günümüzde ülkemizde bulunan pek çok marinada uygulanmaya başlanmıştır. Kaza Sonucu Denizlerin Kirlenmesine Karşı Korunması: Ülkemizde deniz kazalarına karşı hazırlıklı olmak, kirliliğe müdahale etmek, zararın tespit ve tazmini esaslarını belirlemek amacıyla 5312 sayılı Acil Müdahale Kanunu yayımlanmıştır. Kazalara karşı hazırlıklı olunması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca 1 Ulusal ve 6 Bölgesel Acil Müdahale Planı hazırlanmıştır. Ayrıca, faaliyetleri nedeniyle yüksek risk içeren kıyı tesisleri belirlenmiş ve bunlara ait 332 adet acil müdahale planı onaylanmıştır.

Neden 1.5 derece? Dünyamızın Havale Eşiği.
• Yerküre, sanayi öncesi ortalamalara göre sadece 1,5°C daha ısınırsa, geri dönüşü mümkün olmayan bir yıkımla yüz yüze kalacağız. Fosil yakıt tüketimi ile artan sera gazı emisyonları, bizi insanlığın şimdiye kadar yüzleştiği en zorlu süreçle karşı karşıya bırakmaya başladı bile!
• Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından hazırlanan Arazi Raporu şimdiye kadar iklim değişikliğinin karasal sistemler üzerindeki etkisini en geniş kapsamlı inceleyen rapor olarak ön plana çıkıyor.
• Rapor, iklim değişikliğinin çölleşme riskini nasıl artırdığı, tarım ve toprak üzerindeki etkilerinin neler olduğunu ortaya koydu.
• Arazi Raporu, aynı zamanda, iklim değişikliğinin karasal ekosistem üzerindeki bu etkilerin ve risklerin nasıl yönetilebileceğine, sürdürülebilir arazi yönetiminin nasıl yapılması gerektiğine dair öneriler de içeriyor.
İnsanlar dünyanın, sanayi öncesi döneme göre yaklaşık 1,0ºC ısınmasına sebep oldu. Küresel ısınma şimdiden, kuraklık ve seller gibi aşırı hava olayları, deniz seviyesinde yükselme ve Arktik denizinin erimesi olarak etkilerini göstermeye başladı.
• Seragazı emisyonları mevcut şekilde devam ederse, küresel ısınma 2030 ile 2052 yılları arasında 1,5ºC sınırını geçecek.
• 1,5ºC sınırı, sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğu önleme için kritik öneme sahip. Küresel ısınmayı 1,5ºC ile sınırlandırmak, ekolojik sistemler ve yaşam alanları üzerindeki birçok kalıcı etkinin önlemesi anlamına geliyor.
• Bu sınırı geçmemek için küresel emisyonları 2030 yılında 2010 yılına göre yüzde 45 azaltmak ve 2050 yılında net sıfır emisyona ulaşmak gerekiyor.
• Bu yüzden, tarım, enerji, sanayi, bina, ulaşım ve şehirlerde “hızlı ve geniş kapsamlı” dönüşümler gerekiyor.
• Şu anda Paris Anlaşması kapsamında verilen taahhütler, küresel ısınmayı 1,5°C’de sınırlandırmaya yetmiyor. Ülkelerin, en kısa zamanda taahhütlerini yenilemesi gerekiyor.

Neden 1.5 derece? Dünyamızın Havale Eşiği. • Yerküre, sanayi öncesi ortalamalara göre sadece 1,5°C daha ısınırsa, geri dönüşü mümkün olmayan bir yıkımla yüz yüze kalacağız. Fosil yakıt tüketimi ile artan sera gazı emisyonları, bizi insanlığın şimdiye kadar yüzleştiği en zorlu süreçle karşı karşıya bırakmaya başladı bile! • Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından hazırlanan Arazi Raporu şimdiye kadar iklim değişikliğinin karasal sistemler üzerindeki etkisini en geniş kapsamlı inceleyen rapor olarak ön plana çıkıyor. • Rapor, iklim değişikliğinin çölleşme riskini nasıl artırdığı, tarım ve toprak üzerindeki etkilerinin neler olduğunu ortaya koydu. • Arazi Raporu, aynı zamanda, iklim değişikliğinin karasal ekosistem üzerindeki bu etkilerin ve risklerin nasıl yönetilebileceğine, sürdürülebilir arazi yönetiminin nasıl yapılması gerektiğine dair öneriler de içeriyor. İnsanlar dünyanın, sanayi öncesi döneme göre yaklaşık 1,0ºC ısınmasına sebep oldu. Küresel ısınma şimdiden, kuraklık ve seller gibi aşırı hava olayları, deniz seviyesinde yükselme ve Arktik denizinin erimesi olarak etkilerini göstermeye başladı. • Seragazı emisyonları mevcut şekilde devam ederse, küresel ısınma 2030 ile 2052 yılları arasında 1,5ºC sınırını geçecek. • 1,5ºC sınırı, sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğu önleme için kritik öneme sahip. Küresel ısınmayı 1,5ºC ile sınırlandırmak, ekolojik sistemler ve yaşam alanları üzerindeki birçok kalıcı etkinin önlemesi anlamına geliyor. • Bu sınırı geçmemek için küresel emisyonları 2030 yılında 2010 yılına göre yüzde 45 azaltmak ve 2050 yılında net sıfır emisyona ulaşmak gerekiyor. • Bu yüzden, tarım, enerji, sanayi, bina, ulaşım ve şehirlerde “hızlı ve geniş kapsamlı” dönüşümler gerekiyor. • Şu anda Paris Anlaşması kapsamında verilen taahhütler, küresel ısınmayı 1,5°C’de sınırlandırmaya yetmiyor. Ülkelerin, en kısa zamanda taahhütlerini yenilemesi gerekiyor.