Denizel Bilgiler

post?.Description

Hayatımızda Sıfır Atık; Havaların ısınmaya başlamasıyla piknik sezonu açıldı. Ailemiz ve arkadaşlarımızla birlikte açık havada ve temiz bir çevrede piknik yapmak için öncelikle tüketeceğimiz ürünleri ihtiyacınız kadar almalı ve tamamını tüketmeye dikkat etmelisiniz. paketli ve tek kullanımlık ürünleri mümkün olduğu kadar tercih etmemeli, evde hazırladığımız ürünleri tüketmek sağlığımız ve çevremizin sağlığı açısından da çok önemli. Kullanacağımız tabak, çatal kaşık ve bardakları uzun ömürlü, tekrar kullanılabilir ürünlerden tercih etmemiz, hem ekonomik hem de atık oluşturmadığımız için sürdürülebilir kaynaklar ve çevre için çok önemli. Mesire yerlerinde piknik yaptıktan sonra atıklarınızı kaynağında ayrı olarak birbirleri ile karıştırmadan biriktirmeli ve bize en yakın atık toplama noktasındaki ilgili konteynıra atmalıyız. Gelecek nesillere temiz bir çevre ve sürdürülebilir kaynaklar bırakabilmek için Sıfır Atık Felsefesini günlük faaliyetlerimize dahil etmeli ve Bireysel Sorumluluklarımızın farkında olmalıyız.

TURMEPA Akademi Denizel Bilgiler

Dünya Su Ürünleri Yetiştiricileri ve Balıkçılar Forumu’nun 1997’de Yeni Delhi’de aldığı bir kararla Dünya Balıkçılık Günü her yıl Kasım ayının 21’inde kutlanıyor. Tüm balıkçılarımızın Dünya Balıkçılık Günü kutlu olsun.

Dünya Su Ürünleri Yetiştiricileri ve Balıkçılar Forumu’nun 1997’de Yeni Delhi’de aldığı bir kararla Dünya Balıkçılık Günü her yıl Kasım ayının 21’inde kutlanıyor. Tüm balıkçılarımızın Dünya Balıkçılık Günü kutlu olsun.

Yeni Çalışma: Metan Emisyonunu Azaltma Önlemleri Küresel Isınmayı 0,3 Derece Azaltabilir
BM liderliğindeki İklim ve Temiz Hava Koalisyonu (Climate and Clean Air Coalition) tarafından yayımlanan yeni rapora göre, mevcut metan emisyonu azaltma önlemleri 2045 yılına kadar küresel ısınmayı 0,3°C azaltabilir.
Rapor, petrol, doğalgaz, tarım ve atık alanlarında yaygın önlemlerin uygulanmasının iklim değişikliğini yavaşlatmak için mevcut en güçlü kaldıraçlar olduğunu ve metan gazını azaltmanın, küresel ısınmayla mücadele etmek için var olan en düşük maliyetli stratejilerden biri olduğunu ortaya koyuyor.
Metan gazı, sanayi tarafından genellikle temiz bir yakıt kaynağı olduğu düşünülen doğalgazın temel bileşeni. Ancak uzmanlara göre, insan faaliyetlerinden kaynaklanan metan emisyonları, iklimi ısıtmada CO2’den çok daha güçlü. Metan gazı, atmosferde CO2’den çok daha az bulunmasına rağmen, termal kızılötesi radyasyonu çok daha fazla emiyor ve küresel ısınma potansiyeli 20 yıllık bir zaman diliminde birim kütle başına CO2’den yaklaşık 86 kat, 100 yıllık zaman ölçeğinde de 28 daha güçlü.
Metan gazının sınırlandırılmasının sağlık ve tarım açısından önemli faydaları olduğunu ortaya koyuluyor. Troposferdik ozonun oluşumuna katkı sağlayan metanın azaltılmasının ozon hava kirliliğini azaltacağı belirtiliyor.
Metan emisyonlarını 2040’a kadar %45’e kadar azaltmak, her yıl 255.000 erken ölümü ve 775.000 acil astım vakasını önleyebilir. Küresel ölçekte tarım ürünleri verimini de yılda 26 milyon ton artırabilir.
Öncelikle petrol ve gaz sektöründeki metan tahliyesini ve sızıntıları engelleyerek, mevcut yöntemlerle metan emisyonlarını 2030 yılına kadar %30 oranında azaltılabileceğinin altı çiziliyor.
Atmosferdeki metan gazının dramatik artışı, ABD doğalgaz üretimindeki yüksek artışla da ilişkilendiriliyor. Bazı araştırmalar, ABD’deki doğalgaz endüstrisinden kaynaklanan metan emisyonlarının resmi açıklamalardan % 60 daha fazla olduğunu gösterirken, diğer çalışmalar küresel ölçekte % 25-40 daha fazla metan emisyonu olduğunu öne sürüyor.
Metan emisyonlarının azaltılması yönünde artan politikalar dikkat çekiyor.

Yeni Çalışma: Metan Emisyonunu Azaltma Önlemleri Küresel Isınmayı 0,3 Derece Azaltabilir BM liderliğindeki İklim ve Temiz Hava Koalisyonu (Climate and Clean Air Coalition) tarafından yayımlanan yeni rapora göre, mevcut metan emisyonu azaltma önlemleri 2045 yılına kadar küresel ısınmayı 0,3°C azaltabilir. Rapor, petrol, doğalgaz, tarım ve atık alanlarında yaygın önlemlerin uygulanmasının iklim değişikliğini yavaşlatmak için mevcut en güçlü kaldıraçlar olduğunu ve metan gazını azaltmanın, küresel ısınmayla mücadele etmek için var olan en düşük maliyetli stratejilerden biri olduğunu ortaya koyuyor. Metan gazı, sanayi tarafından genellikle temiz bir yakıt kaynağı olduğu düşünülen doğalgazın temel bileşeni. Ancak uzmanlara göre, insan faaliyetlerinden kaynaklanan metan emisyonları, iklimi ısıtmada CO2’den çok daha güçlü. Metan gazı, atmosferde CO2’den çok daha az bulunmasına rağmen, termal kızılötesi radyasyonu çok daha fazla emiyor ve küresel ısınma potansiyeli 20 yıllık bir zaman diliminde birim kütle başına CO2’den yaklaşık 86 kat, 100 yıllık zaman ölçeğinde de 28 daha güçlü. Metan gazının sınırlandırılmasının sağlık ve tarım açısından önemli faydaları olduğunu ortaya koyuluyor. Troposferdik ozonun oluşumuna katkı sağlayan metanın azaltılmasının ozon hava kirliliğini azaltacağı belirtiliyor. Metan emisyonlarını 2040’a kadar %45’e kadar azaltmak, her yıl 255.000 erken ölümü ve 775.000 acil astım vakasını önleyebilir. Küresel ölçekte tarım ürünleri verimini de yılda 26 milyon ton artırabilir. Öncelikle petrol ve gaz sektöründeki metan tahliyesini ve sızıntıları engelleyerek, mevcut yöntemlerle metan emisyonlarını 2030 yılına kadar %30 oranında azaltılabileceğinin altı çiziliyor. Atmosferdeki metan gazının dramatik artışı, ABD doğalgaz üretimindeki yüksek artışla da ilişkilendiriliyor. Bazı araştırmalar, ABD’deki doğalgaz endüstrisinden kaynaklanan metan emisyonlarının resmi açıklamalardan % 60 daha fazla olduğunu gösterirken, diğer çalışmalar küresel ölçekte % 25-40 daha fazla metan emisyonu olduğunu öne sürüyor. Metan emisyonlarının azaltılması yönünde artan politikalar dikkat çekiyor.

Uzaktan Gelen Davetsiz Misafirler:
YABANCI İSTİLACI TÜRLER

İstilacı Yabancı Tür Nedir?

Yabancı olduğu doğal yaşam ortamına yerleşen, yayılan ve ekolojik ve ekonomik zarara neden olan bitki, hayvan ve organizmalardır.

İnsan faaaliyetleriyle kendi doğal yaşam ortamından yeni bir yaşam ortamına taşınan türler “yabancı türler” olarak tanımlanır. Ayrıca “egzotik” “tanıştırılmış” “yerli olmayan türler” olarak da bilinir.

Yabancı türlerin kendi doğal yaşam ortamlarında iklim, kaynaklar, avcılar, hastalıklar gibi birçok sınırlayıcı faktörler ile sayıları kontrol altında tutulur. Her yabancı tür istilacı değildir.

Yabancı türler, yeni bir yaşam ortamına başarıyla yerleşir ve yayılırsa; deniz ekosistemlerini değiştirir ve biyolojik çeşitliliği tehdit ederse; insan sağlığına ve ekonomiye zarar verirse istilacı tür olarak tanımlanır. Denizlerde bulunan bu türlere “denizel istilacı yabancı türler” denir.

Denizel istilacı yabancı türler nasıl geliyor?

Dünya’da, türler yeni yaşam ortamlarına doğal yollar (fırtına, okyanus akıntısı vb) ile binlerce yıldır taşınıyor. Günümüzde türler insanların yaptığı deniz ticareti ve taşımacılığı ile çok hızlı taşınıyor. Özellikle, gemiler, yatlar ve teknelerin gövdesine tutunarak ve çoğunlukla gemilerin balast suyu içerisinde taşınıyor. Dünya’da her gün gemilerin balast suları içinde 7.000 tür taşındığı tespit edildi. Bu şekilde, denizlere her 9 haftada 1 yeni tür girişi oluyor.

Türkiye’de denizel istilacı yabancı türler...

Denizel istilacı yabancı türlerin, bilerek veya bilmeyerek insan faaliyetleri sonucunda doğal olarak ait olmadıkları ortamlara girişi sağlanıyor. Şu ana kadar Türkiye’nin denizlerinde tespit edilen yaklaşık 500 denizel yabancı tür girişi bulunuyor.
Tespit edilen tür girişlerinin 2/3’ü Kızıl Deniz’den Akdeniz’e Süveyş Kanalı üzerinden, 1/3’ü gemilerin gövdesinde ve balast suları içerisinde gerçekleşti.

Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından yayınlayan dünyanın en kötü 100 istilacı yabancı türü listesindeki 4 istilacı yabancı tür (taraklı deniz anası, deniz salyangozu, katil yosun ve su sümbülü) Türkiye’nin denizlerinde bulunuyor. Denizel İstilacı Yabancı Türlerin Etkileri:
Çevresel Etkiler: Denizel istilacı yabancı türler, deniz ekosistemlerini değiştirir ve denizel biyolojik çeşitliliğin kaybına neden olur. Özellikle, yerli türleri avlar, yerli türler ile yaşam ortamı ve kaynaklar için rekabet eder, yerleştiği doğal yaşam ortamını değiştirir ve tahrip eder, parazit ve hastalıkları taşır. Deniz ve ekosistemlerinin sağladığı yaşam ortamı, besin döngüsü, su kalitesi, arıtma, iklimi düzenleme, karbon depolama vb. düzenleyici ve destekleyici hizmetler zarar görür.
İnsan sağlığı ve refahı (sosyal) etkiler: Bazı denizel istilacı yabancı türler zehirlidir ve dokunulduğunda veya kazara yenildiğinde insan sağlığına zarar verir. Bazı hastalıkları ve parazitleri insanlara taşıyabilir. Balıkçılık faaliyetlerinde, balık stoklarının azalması, denizlerin kirlenmesi, ağların yırtılmasına neden olur, balıkçılık ve turizm faaliyetlerini olumsuz etkiler.
Ekonomik etkiler: Deniz ekosistemlerinin insanlara sağladığı çevresel ve sosyal faydaların kaybına neden olur. Geçim kaynakları kaybı ve işsizliğe neden olabilir. Belli bir bölgeye yerleşmeleri ve yayılmaları durumunda denizel istilacı yabancı türlerin sayılarını kontrol altında tutmak ve yayılma hızlarını azaltmak için ciddi yatırım ve maliyet gerektirir. Su borularının tıkanması ve arıtma tesislerinin zarar görmesi gibi kıyı altyapılarında sorunlara yol açar.

Uzaktan Gelen Davetsiz Misafirler: YABANCI İSTİLACI TÜRLER İstilacı Yabancı Tür Nedir? Yabancı olduğu doğal yaşam ortamına yerleşen, yayılan ve ekolojik ve ekonomik zarara neden olan bitki, hayvan ve organizmalardır. İnsan faaaliyetleriyle kendi doğal yaşam ortamından yeni bir yaşam ortamına taşınan türler “yabancı türler” olarak tanımlanır. Ayrıca “egzotik” “tanıştırılmış” “yerli olmayan türler” olarak da bilinir. Yabancı türlerin kendi doğal yaşam ortamlarında iklim, kaynaklar, avcılar, hastalıklar gibi birçok sınırlayıcı faktörler ile sayıları kontrol altında tutulur. Her yabancı tür istilacı değildir. Yabancı türler, yeni bir yaşam ortamına başarıyla yerleşir ve yayılırsa; deniz ekosistemlerini değiştirir ve biyolojik çeşitliliği tehdit ederse; insan sağlığına ve ekonomiye zarar verirse istilacı tür olarak tanımlanır. Denizlerde bulunan bu türlere “denizel istilacı yabancı türler” denir. Denizel istilacı yabancı türler nasıl geliyor? Dünya’da, türler yeni yaşam ortamlarına doğal yollar (fırtına, okyanus akıntısı vb) ile binlerce yıldır taşınıyor. Günümüzde türler insanların yaptığı deniz ticareti ve taşımacılığı ile çok hızlı taşınıyor. Özellikle, gemiler, yatlar ve teknelerin gövdesine tutunarak ve çoğunlukla gemilerin balast suyu içerisinde taşınıyor. Dünya’da her gün gemilerin balast suları içinde 7.000 tür taşındığı tespit edildi. Bu şekilde, denizlere her 9 haftada 1 yeni tür girişi oluyor. Türkiye’de denizel istilacı yabancı türler... Denizel istilacı yabancı türlerin, bilerek veya bilmeyerek insan faaliyetleri sonucunda doğal olarak ait olmadıkları ortamlara girişi sağlanıyor. Şu ana kadar Türkiye’nin denizlerinde tespit edilen yaklaşık 500 denizel yabancı tür girişi bulunuyor. Tespit edilen tür girişlerinin 2/3’ü Kızıl Deniz’den Akdeniz’e Süveyş Kanalı üzerinden, 1/3’ü gemilerin gövdesinde ve balast suları içerisinde gerçekleşti. Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından yayınlayan dünyanın en kötü 100 istilacı yabancı türü listesindeki 4 istilacı yabancı tür (taraklı deniz anası, deniz salyangozu, katil yosun ve su sümbülü) Türkiye’nin denizlerinde bulunuyor. Denizel İstilacı Yabancı Türlerin Etkileri: Çevresel Etkiler: Denizel istilacı yabancı türler, deniz ekosistemlerini değiştirir ve denizel biyolojik çeşitliliğin kaybına neden olur. Özellikle, yerli türleri avlar, yerli türler ile yaşam ortamı ve kaynaklar için rekabet eder, yerleştiği doğal yaşam ortamını değiştirir ve tahrip eder, parazit ve hastalıkları taşır. Deniz ve ekosistemlerinin sağladığı yaşam ortamı, besin döngüsü, su kalitesi, arıtma, iklimi düzenleme, karbon depolama vb. düzenleyici ve destekleyici hizmetler zarar görür. İnsan sağlığı ve refahı (sosyal) etkiler: Bazı denizel istilacı yabancı türler zehirlidir ve dokunulduğunda veya kazara yenildiğinde insan sağlığına zarar verir. Bazı hastalıkları ve parazitleri insanlara taşıyabilir. Balıkçılık faaliyetlerinde, balık stoklarının azalması, denizlerin kirlenmesi, ağların yırtılmasına neden olur, balıkçılık ve turizm faaliyetlerini olumsuz etkiler. Ekonomik etkiler: Deniz ekosistemlerinin insanlara sağladığı çevresel ve sosyal faydaların kaybına neden olur. Geçim kaynakları kaybı ve işsizliğe neden olabilir. Belli bir bölgeye yerleşmeleri ve yayılmaları durumunda denizel istilacı yabancı türlerin sayılarını kontrol altında tutmak ve yayılma hızlarını azaltmak için ciddi yatırım ve maliyet gerektirir. Su borularının tıkanması ve arıtma tesislerinin zarar görmesi gibi kıyı altyapılarında sorunlara yol açar.